Bölüm 8

3.6K 157 39
                                    

'Adin hadii uçağa kaçıracaksın kızım' annemin sesi ile içine sanırsın ki ceset koyduğum valizi bıraktım. En az 15 dakikadır taşımaya çalışıyordum.

'Anne valizi taşıyamıyorum. Merdivenlerden yuvarlıyacağım ama kırılır diye korkuyorum. Yani senin gazabından daha çok korkuyorum' aşağıdan annemin sesi gelirken dudaklarımı ısırdım.

'Ay gerizekalı bu kız Asrın. Git şunun valizini aşağı indir. Allah'ım burada kastan yaratılmış abisi dururken kendisi indirmeye çalışıyor valizini'

'Anne hep bana hakaret ediyorsun ama.' abim gülümseyerek yukarı çıkarken dil çıkarttım.

'Ben o dilini koparmadan aşağı in' valizi tek eli kaldırıp indiğinde şok olmuş bir şekilde baktım.

'Abi sen bu güçle beni bile taşırsın.' dediğimde başını iki yana salladı. Ama güldüğünü anlamıştım canım. Çünkü ben zekiydim tamam mı?

Sonunda evden çıkmayı başardığımızda arka koltuğa geçip kuruldum.

'Asrın baban direk hava limanına gelecekmiş. Hava limanına geç' abim anneme gülümseyip önüne döndü.

'Şöförmüyüm lan ben' dediğinde şirince gülümsedim.

'Seni anneme şikayet edeceğim abi' o sırada arabaya binen annem ile abim başını iki yana salladı.

'Nehir'i alacak mıyız güzelim' dediğinde başımı koltuğun arasına soktum.

'Hayır yakuşuklum. Hedef Atatürk Hava limanı' şarkı açtığında sesimi kalınlaştırıp bende eşlik etmeye başladım. Abimin kulağının dibinde bağırmaya devam ederken başıma yediğim darbe ile susmak zorunda kaldım. Abimin kaslı kolu başımı deşmişti.

'Yanlışlıkla oldu' abim gülümseyip aynadan bana baktığında yav he hee bakışlarımı attım.

Atatürk hava limanına geldiğimizde hemen indim. Babam bizi görür görmez yanımıza geldiğinde sarıldım.

Nehir ve Arya'da ailesi ile birlikte geldiğinde uçağın kalkmasına yarım saat kalmıştı. O arada duyduğumuz korna sesi ile döndüğümde arabanın içinde gördüğüm kişilerle gözlerim büyüdü.

'Ama bunlar' dediğimde araba durmuş ve tam altı kişi bir arabadan çıkmışlardı. Abi bunlar zengindi. Hepsinin arabası vardı neden bir arabaya altı kişi binmişlerdi ki.

Efe ve Barış ile vedalaştığımda gözlerim ağlayan Rüzgar'ı buldu.

'Rüzgar' kızarmış gözlerini bana çevirdiğinde şok olmuş bir şekilde ona baktım.

'Niye ağladın sen' dediğimde burnunu çekti.

'Özlerim ben sizi yaa. Gelin bir sarılıverem' dediğinde gülümseyip kollarının arasına girdim.

'Bir hafta sonra buradayız' dediğimde başını salladı. Deniz ve Toprak'la da vedalaştığımızda Ares'e döndüm.

'İyi yolculuklar' gülümsedim.

'Sağ ol' dediğimde elini ensesine götürdü. Ne diyeceğini bilmiyor gibiydi.

'Görüşürüz o zaman.' başımı salladım ve kızların yanına gittim. Uçağın kalkmasını son 15 dakika kalmıştı.

'Görüşürüz canım ailem' herkesle son kez vedalaşıp valizleri çekiştirerek gözden kaybolmuştuk.

'Macera başlıyor mu ne' Arya'ya bakıp başımı salladım. Bizi neler bekliyordu bilmiyorduk. Çılgın teyzemle birlikte neler yapıcaktık acaba.

**********

Etrafıma bakıp teyzemi bulmaya çalışıyordum. O sırada önümüzde duran bir araba ve hemen ardından arabadan inen teyzem ile gülümsedim.

BANA İKİMİZİ ANLAT Where stories live. Discover now