Bölüm 23

1.9K 101 27
                                    

Hayat mıydı insanı değiştiren yoksa insanın kendisi miydi kendini değiştiren?

Sanırım her ikiside bizi yep yeni bir insan olmaya zorluyordu. İnsan, yaşadıklarından etkilenip değişirdi. Yaşadıkları onu olgunlaştırdı,  hayata karşı önlemler almasını sağlardı ama bir şey vardı engel olan bir şey.  Hayatın ta kendisiydi...  Sen istesende istemesende hayat seni okyanusun dalgalarına bırakıveriyordu. İlk başta eğlenceli olurdu o dalgalar. Adım adım seni yükseltir bir anda bırakıverirdi. Su yutsanda zevk alırdın seni yapayalnız ve bilmediğin bir adaya bırakana kadar.   Ben buna hayatın akışına kapılmak diyorum. Aldığım önlemlerin, koyduğum kuralların bir anda yıkılışını gösteriyordu bu bana.  Bu da hayatın gerçek yüzüydü sanırım. Hepimizin kaçmaya çalıştığı ama yine de engel olamadığı bu hayatın bir gerçeği.

Bir de hayatın oyunları vardı.  Benim oyunumda o okula başladığım ilk gün başlamıştı. Tanımadığım bir adam kalbimin en ücra köşelerine girivermişti bir anda.   İlk başta anlamamıştım. Benim oyunumda bu adama yer yok gibi gelmişti. Üstleneceği kişiyi bulamamıştım.  Sonra zaman... Zaman onun yerini bana göstermeye başlamıştı.  Yavaş yaval öğrendiğim yeri kalbimde tahtını kurmasına müsaade etmişti. Acı veriyor evet ama merhem de oluyordu. Yaralıyordu ama o yaraları sarıyorduda.   Hayat fazla garipti ve benim öğreneceğim daha çok şey vardı.

'Adin'  dizlerimde yatan sevdiğim adama baktım.  Anlattığı şeylerden sonra uyumuştu ve bende hiç sesimi çıkarmadan uyumasına müsaade etmiştim.  Bacaklarım uyuşsada sesimi çıkarmamıştım. Saçlarında gezdirdiğim eli ve hemen karnımda hissettiğim sıcak nefesi huzuru bulmama yardım etmiş gibiydi.

'Gitme'  ellerimi yüzüne koydum ve eğilip yanağından öptüm. Her ne görüyorsa onu bıraktığımı zannediyordu.  Bunu nasıl yapacağımı bilmesemde onu bırakma ihtimalim biraz zor gibiydi. 

'Gitmem sevgilim gitmem.'  gözleri yavaş yavaş açılmaya başladığında gülümsedim. O güçlü duruyorsa bende güçlü dururdum. 

'Günaydın uykucu adam.'   gülümsedi ve yavaşça kalkıp sarıldı. 

'Fazla alıştım uyandığımda seni görmeye annemler geldiğinde napıcağım bilmiyorum.'  gülümsedim ve biraz kendimi çekip yüzüne baktım.

'Buluruz bir yol sevgilim.'  gülümseyip yataktan kalktı. 

'Hadi aşağı inelim.'  başımı salladım ve ayağa kalkmaya çalıştığım an da yüzümü buruşturdum. Bacaklarımı oynayamıyordum. 

'Ne oldu' Ares endişeli bir şekilde bana bakarken gülümsedim.

'Dizlerim uyuştu birazdan geçer bekleyelim.'  

'Ahh bee güzelim madem bacağın uyuştu kaldırsana beni.'   gözlerine baktım.

'Çok güzel uyuyordun ama. Hem bunları hazırlayacağım diye uyumadığında emindim.'   gülümsedi ve birden kucağına aldı.

'Ares' boynuna sarıldığımda alnımdan öptü.

'Bende kucağımda taşırım.'  bu şekilde aşağı indiğimizde bir yere geçmiştik. Filmi durdurup bize baktıklarında Ares filme baktı ve gözlerimi kapattı.

'İnmeseydik daha iyi gibiydi.'

'Siz yoksunuz diye korku filmi açmıştık.  Bitmek üzere zaten.'  Deniz'in söylediği şeyle Ares'in kolunun altına biraz daha girdim. O son yaşadığım şeyi hala atlatabilmiş değildim.   Ares bu halime gülümsedi ve cebinden çıkardığı telefon ve kulaklığı bana verdi.

'Kulaklığı takıp bir şarkı aç ve dinle. Telefonda istediğin şeyi yapabilirsin.'  başımı salladım ve kilidi açtım. Kulaklığı taktım ve şarkı listesinden Pera dan bir şarkı açtım.   Sonra çıkıp instagramına girdim.  Attığı resimlere bakmaya başladığımda kıskançlığım ön plana çıkmaya başlamıştı bile. Bir sürü kız fotoğraflarına yorum yapmıştı.  Sinirle ona döndüğümda kafamı tekrar eğdi.

BANA İKİMİZİ ANLAT Where stories live. Discover now