8. Bölüm

2.1K 59 2
                                    

Arabayı yavaş sürmeme rağmen eve erken gelmiştik. Arabayı park ettim. Torpido gözünden tabancamı aldım ve eve girdik.

Anahtarı askılığa astım ve soldaki salona girdik. 

"Bizim fakirhaneye hoşgeldin."

Berdina tebessüm etti.

"çok fakirhaneden dah güzel bir ev bence."

Evet. Mütevazi olmaya gerek yoktu. Salonu çok güzel tasarlamıştım. Salona girildiğinde direkt pencereden dışarıya bakıldığında güzel bir bahçe vardı. 

Hemen solumda bir televizyon ünitesi vardı. Yan bölmelerinde ve üst bölmesinde kitaplar duruyordu.

Televizyon ünitesine bakan üçlü bir kırmızı koltuk duruyordu. Hemen yanlalarında ise tekli koltuklar, ortada ise bir sehpa, üzerinde de bir yapay çiçek vardı.

Yavaşça yürdüm ve üçlü koltuğa oturup televizyonu açtım.

Berdina da diğer koltuklar varken yanıma oturmayı seçti. Gülümseyerek ona baktım.

"Gerçek ismin Berdina değil değil mi?"

"Değil ama sen Berdina de."

"Tamam." dedim ve kanalları gezmeye devam ettim. Fakat televizyonda hiçbir şey yoktu.

"Televizyonda bir şey yok. Ne yapalım?"

"Film izlersek iyi olur."

Gülümseyerek "tamam." dedim.

"Ama ilk önce bir şeyler hazırlamalıyız."

Berdina "tamam." dedi ve mutfağa girdik. Hemen soldaki buz dolabını iki tane çikolata çıkardım. Çekmecelerden birini açtım ve iki tane cipsle iki tane muzlu bisküvi aldım. Onları kaseye koydum ve iki tane de kola aldıktan sonra içeriye geçtik.

Kasleleri sehpanın üzerine koyarken "hangi film istersin?" diye sordum.

O da "sen seç." diyince Snowman isminde bir filmi internetten açtım.

Filmin yarısına geldiğimizde merak duygusu içimizi iyiden iyiye kaplamıştı.

Kadınları kimin kaçırdığını kardan adamın niçin yapıldığına dair fikirler üreterek filmi izliyorduk.

Yiyeceğimizin tükendiğini fark ettim ve filmi durdurdum. Saate baktığımda daha vaktimizin olduğunu fark ettim.

"Yiyeek bir şey ister misin?"

Bu sorumla Berdina'nın yüzüne büyük bir gülümseme yayıldı. Onun bu kadar güzel güldüğünü, güzel olduğunu yeni fark etmiştim.

"Hayır. Çok yedim zaten." derken Türkçe'yi öok güzel kullandığını da fark ettim. "Tamam." dedim ve filmi devam ettirdim.

Filmi bitirdiğimizde ikimizde katilin kim olduğunu bilememiştik. Gülüşerek ayağa kalktık.

"Katilin Doktor çıkacağını hiç tahmin edemezdim."

Televizyonu kapatırken "ben de." dedim ve kaseleri mutfağa götürdük.

Ellerimi yıkadım ve yatak odasına geçtim. Valizime bir kaç parça bir şey doldururken Berdina'nın beni izlediğini fark ettim.

Gülümseyerek "neden izliyorsun beni?" diye sordum.

Berdina "öylesine." dedi ve yatağa oturdu.

"Evinde tabanca var mı?"

"Tabiki de." dedim ve dolaptaki en alt çekmeceyi açtım.

Berdina çekmeceye yaklaştı ve memmun bir şekilde silahlara baktı.

Çekmecede iki tane Desert Eagle, iki tane Baretta, iki tane M4A1 ve bir mermi kutusu vardı.

"Birer tane al. Orada lazım olur."

Berdina "pek sanmam ama tamam." diyerek birer tane aldı.

"Benim sırt çantamda bir kaç parça bir şeyler vardı ama silahlar sığmaz."

"Merak etme. Ven de iki valiz vardı."

Berdine silahları yatağın üzerine koyarken "güzel." dedi ve daha önce fark etmediğim sırt çantasını almak için odadan çıktı.

Ben de kendi silahlarımı kendi valizime koyduktan sonra kendimi yatağa bıraktım.

🌳BÖLÜM SONU🌳

Uçurum (+18) (Ara Verildi)Opowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz