9. Bölüm

2.1K 58 4
                                    

Multimedya: Berdina Bess

Berdina elinde sırt çantasıyla odaya girdi. Kenardaki boş valizi gördü ve eşyalarıyla silahlarını valize yerleştirdi.

Ben de saatime baktım ve ayağa kalktım. "Bir duşa gireyim de çıkalım."

Berdina'nın ses vermesini beklemeden duşa girdim.

Çıktığımda Berdina üzerini değiştirmişti. Üzerine beyaz, ne uzun ne de kısa beyaz bir elbise giymişti.

Ben de siyah bir kazak ve siyah bir pantolon giymiştim.

Valizimi aldım ve evdeb çıktım. Berdina da arkamdan geldi ve kapıyı kilitledim. Valizleri bagaja koyduktan sonra arabaya bindik.

Arabayı çalıştırdım ve yavaşça havalimanına sürmeye başladım.

Vatan için yine bir yolculuğa çıkıyorduk. İki sene önce orta doğudan Almanya'ya gelmiştim. Şimdi ise Vatan için Fransa'ya gidiyordum ama Fransa'da çok kalmayacağımı biliyordum.

Bu düşüncelere dalmışken karşıma kırmızı ışık çıkınca frene bastım.

Berdina "ne zaman havalimanına ulaşırız?" diye sordu.

Ben de "beş on dakika." dedim.

Geçektende on dakika sonra havalimanına ulaşmıştık. Arabayı garajına park ettim ve uçağa bindik.

Güvenlik görevlisinin kontrolğnden geçerken bir sıkıntı olmamıştı. Çğnkü güvenlik görevlisi de bizim gibi bir vatan sevgilisiydi. Bize hiç sorun çıkarmamıştı. Bu yüzden mutluydum. Koltuğuma oturdum ve yanıma da Berdina oturdu.

Çantasından rujunu çımardı ve dudağına sürdü.

Berdina'ya bakarken birden Abella'yı hiç aramadığımı hatırlamıştım. Tuhaftır ki oda beni aramamıştı.

Hemen vakit kaybetmeden Abella'yı aradım. Fransa'ya gittiğimi haber verdim ve tkısa bir konuşmadan sonra telefonu kapattım.

"Abella'yı aramaman daha iyidi. Şimdi şüphelenebilir."

"Sanmam." dedim ve kuruyan dudağımı dilimle ıslattım.

"İyi bahane uydurdum çünkü."

Berdina "tamam." dedi. Gözlerini bana dikti ve benimle ilgili bir şeyler öğrenmek istercesine süzdü.

"Sen ona aşık değilsin değil mi?"

Kimi kastettiğini anlamıştım. Fakat anlamamazlıktan gelmiştim.

"Kime?" diye sordum. Fakat kim olduğunu biliyordum.

Berdina gözlerini benden ayırdı ve uçağın içinde dolaştı. Sonra gözleri yeniden bana dikildi.

"Kime olduğunu biliyorsun. Tabi ki Abella'ya."

Gülümseyerek "tabi ki hayır." dedim ama bu sefer doğruyu söylüyordum. Abella'ya aşık değildim. İçim rahat bir biçimde kısa bir uyku uyudum.

Uyuduktan yarım saat somra gözlerimi açtım.

Berdina gülümseyerek elinde iki tane bardak tutuyordu.

Gözlerimi ovalayarak doğruldum ve Berdina'ya karşı tebessüm ettim.

"Kahve?"

"Olur." dedim ve kahve bardağını aldım. Bir yudum içtikten sonra "ne zaman orada olur muşuz?" diye sordum.

"Yarım saat sonra Alsas Loren bölgesinde oluruz."

"Tamam." dedim. Kahvemden bir yudum aldım ve uçağın televizyonunu açtım.

Birden çocukluğumdaki çizgi filme rastladım. Aklıma eski anılar hücum etmiş ve gözlerimden iki damla yaş dökülmüştü. Annemi ve babamı özlemiştim.

Berdina'nın "ne oldu?" diye sormasıyla kendime geldim. "Annemi ve babamı hatırladım." dedim.

"Annenle baban vefat mı etmişti?"

"Evet." dedim ve gözlerimdeki yaşı sildim. Kahvemden bir yudum aldım.

Berdina "televizyona bakarak "ne izliyorsun?" diye sordu. Konuyu değiştirmeye çalıştığını anlamıştım. Gülümsemeye çalışarak "Kaptan Tsubasa." dedim.

"Çocukluğumun çizgi filmiydi."

"Benim de." dedim ve çizgi filmi izlemeye başladım.

Yarım saat izledikten sonra uçak Alsas Loren'e indi. Valizimizi aldık ve uçaktan indik.

Uçajtan inince kızıl saçlı, uzun boylu bir kız gördüm. Dar, kısa ve siyah bir elbise giymişti. 

"Bu kız büyük ihtimlle Cemal abi'nin dediği kız." diye düşündüm ve yanına gittim ve gülümseyerek "merhaba." dedim.

"Merhaba. Siz Adalwolf Müller olmalısınız?"

"Evet ama ben sizin adınızı bilmiyorum."

"Adım Adriana Alandra."

"Tanışmtığıma memmun oldum." dedim ve Berdina'yı tanıttım. Adriana'nın arabasına bindik ve yola çıktık.

Araba aheste aheste giderken dışarıyı izlemeye koyuldum. Hemen sağ tarafımdan uzunca akan bir nehir vardı.

Adriana direksiyonu sağa kırdı ve nehiri köprünün üstünden geçtik.

Adriana gaza bastı ve bizim vatanımızdaki gece kondulara benzeyen bir evin önünde durduk.

Adriana arabayı park etti. Arabadan indik ve bagajdaki valizlerimizi aldık.

Adriana çantasından anhtarını aldı. Demir kapıyı açtığında asma bahçesini gördüm. Kış olduğu için meyvesi yoktu.

Bu ev bana vatanımı hatırlatmıştı. Uzun süredir Türkiyeme gitmemiştim.

Vatanımı özleyerek üzüm bahçesinin altından geçtim. Eve çıkan merdivenlere oturdum ve asma bahçesine baktım.

Berdina gülümseyerek "yoruldun mu?" diye sordu. Bu gülümseyişinden hoşlanmamıştım. Alay eder gibi bir tavrı vardı.

Kaşlarımı çatarak "hayır." dedim.

"Ben sadece vatanımı özledim. Bu asma bahçesi bana vatanımı hatırlattı."

"O zaman sana bir müjde vereyim. Abella bir hafta sonra Ankara'ya gidiyormuş."

Merakla "neden?" diye sordum.

"Almanya büyükelçisi olacakmış."

Merakım son duyduklarımla büsbütün artmıştı. Olaylardan en son benim haberim olmasına sinirlenmiştim. Ayağa kalkarken "neden bana söylemedi?" diye sordum.

"Bilmem. Belki sana sürpriz yapmak istemiştir." 

Moralim bozulmuştu. Sinirle "ya da hâlâ bana güvenmiyor." dedim ve Adriana'nın açtığı kapıdan içeriye girdim.

🔴BÖLÜM SONU⚪

Uçurum (+18) (Ara Verildi)Where stories live. Discover now