Bölüm 46..Uğrunda Bitirmeye Hazırız.

485 18 0
                                    

Piyanist, önündeki sehpada duran çayı içip bitirdikten sonra müsaade isteyip kalktı. Ayakkabılarını  giydi. "Allahaısmarladık" diyerek aşağıya indi. Binanın kapısından dışarıya çıktı. Gözlerini hissettirmeden yukarıya kaldırıp balkona baktı. Duygu hanım, balkonda yine arkasından bakıyordu. Hayatını mah'fettiği kadın hala onu seviyordu. Piyanist onun için üzülmüştü.

Akşam beş sıralarında piyanist ve Nuri hoca çiçek pasajında buluştular. Piyanist dağa önce birlikte oturdukları restorana gidip masayı hazırlatmıştı. Birlikte akşam yemeği yedikten sonra piyanist, Nuri hocayı"da resitale davet etti. Nuri hoca, piyanist'in resitale davet ettiği son kişiydi.

Ertesi gün, piyanist konsolosluğu telefonla aradı. Onu davet eden yetkiliyi istedi. yetkili telefona bağlandı. Piyanist yetkilinin hal ve hatırını sorduktan sonra, resitale davet ettiği kişilerin isimlerini yazdırdı. Pasaport işlemlerinde kolaylık gösterilmesini rica etti. Ayrıca yetkiliden bir rica'sı dağa vardı. Onlar Amerika'ya hareket etmeden önce her hangi bir medya ve gazeteye haber verilmemesini istedi.

Aradan birkaç gün dağa geçti artık yolculuk zamanları yaklaşıyordu Piyanist ve Tokatlı ayrı, Mert ve Recep'te ayrı zamanlara uçak biletlerini ayırtmışlardı. Newyork'taki kalacakları otelin odalarını'da ayrı, ayrı tutmuşlardı. Piyanist, Tokatlı'ile, Mert'te Recep'le kalacaktı.

Üç arkadaş o sabah erkenden kalkıp Eyüp sultana gittiler. Bilinmeyen geleceklerinin hayırlı olması ve resitalin başarıyla sonuçlanması için dua ettiler. Oradan Eyüp'teki yetimhaneye gittiler. Recep çocuklara yine tatlı alıp götürdü. gittiklerinde kahvaltı saatiydi. Çocuklarla birlikte kahvaltı etmeye başladılar.

 piyanist küçük Sude'yi kucağına alıp şevkatle saçlarını okşadı onun kahvaltısını yapmasına yardımcı olduktan sonra çocuklara " Bir süreliğine gitmeleri gerektiğini ama mutlaka geri döneceklerini anlattılar. Sonra çocukları tek, tek öperek vedalaştılar. Onların ve çocukların üzerine bir hüzün ve burukluk çökmüştü.

Sonra üç arkadaş Halic'in kıyısına indiler oradaki boş bir banka oturdular.

Dört beş dakikalık sessizlikten sonra, Tokat'lı yanında oturan piyaniste bakarak söze başladı " Arkadaşım beş yıla yakın zamandır birlikteyiz, senin ikinci hayatının başlamasına şahit olduk. Biz üçümüz birlikte çok şey paylaştık. Açlığı, yokluğu ve çaresizliği. Birlikte üşüdük. Birlikte ağladık. Birlikte yine burada yan, yanayız. Kısmet olursa senin sanatın ve kabiliyetinle bu yaştan sonra Amerika'yı da göreceğiz. biz bunu rüyamızda bile göremezdik. Belirsizlik seni korkutuyor. Neyle karşılaşacağım diyerek tedirgin oluyorsun ve haklısın. Biz önce Recep'le sonra seninle birlikte, üçümüz beraber, hayatımızı İstanbul sokaklarında geçirdik. Şunu bilki hayatımızı senin uğrunda bitirmeye'de hazırız"

Piyanist Tokatlı'nın sözlerinden çok etkilenmişti. Gözleri dolmuştu. Boğazı düğümlendiği için konuşamadı. Oturduğu yerden kalkıp Tokatlı'ya sarıldı. Recep'te onlara sarılmıştı.

Günler geçmiş, artık yolculuk vakti gelmişti. Hava alanında uçağın kalkmasına bir saat vardı. Piyanist ve Tokatlı yolculuğa hazırlardı. Mert, Recep ve Aziz beyde oradaydı. Aziz bey, piyaniste bakarak "Bana söylediğiniz misafirhaneyi en iyi ve en çabuk şekilde yapacağımdan emin olabilirsiniz. Gözünüz arkada kalmasın"

Sonra, piyaniste sarılıp vedalaştı. Tokatlı'yada sarıldı, onunla'da vedalaştı. Mert ve Recep'te aynı şekilde, piyanist ve Tokatlı'ile sarılarak vedalaştılar. Piyanist ve Tokatlı uçağa bindiler ve Newyork yolculuğu başladı.  

SEFİL PİYANİST, Kırmızı piyano, TAMAMLANDI.Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt