3. BÖLÜM: ''MİRA'NIN KENDİ İLE HESAPLAŞMASI''

5.6K 212 13
                                    

Annem ile tartıştığım için okula biraz erken gelmiştim o yüzden etrafta kimse yoktu. Okul kantinine gidip kulaklığımı taktım ve kimya dersinde yapacağım sunum için hazırlanmaya başladım. 

Ansızın omzumda bir el hissettim. ''Günaydın güzelim,'' dedi ardından.  Burak olduğunu anladığımda ayağa kalkıp sımsıkı sarıldım ona. Elimi dalgalı saçlarına geçirip kendimi sakinleştirmeye çalıştım bir müddet ve, ''Günaydın uykucu,'' diye cevapladım.

''Sunuma hazırlandın mı?'' dediğim sırada telefonuma mesaj sesi geldi. 

''Hayır,'' dedi tok bir sesle. ''Sabah sabah kim mesaj atıyor sana?'' diye sordu ardından. 

''Bilmem mağazalardır herhalde,'' deyip durumu kurtarmaya çalışsam da başarılı olamadım. Burak masada duran telefonumu eline aldı ve mesajı okudu. Yüzünde garip bir ifade oluştu ve, ''Bana bunu söylemediğine inanamıyorum Mira,'' dedi sinirle. 

''Ya söyleyecektim yemin ederim Burak ama önemsizdi gerçekten bak.''  Sesim küçük bir çocuk gibi çıkıyordu. 

''Nasıl önemsizdi kızım! Şuna baksana? Bana nasıl söylemezsin?''

''Ne diyeceğimi bilmiyorum...''

''Ayaz ve Esila demek... Tahmin etmezdim onların  birlikte olduğunu.''

''Ha????'' dedim birden bire. Aklıma gelen tüm duaları ederken mesajın Shrek yerine Ece'den geldiğini anladım. 

''Tamam tamam affediyorum seni,'' deyip kolunu omzuma attı ve dudağıma küçük bir öpücük bıraktı. 

Burak'ın yanından ayrıldıktan sonra yüzümü yıkayıp kendime gelmek için tuvalete gittim. Aynanın karşısına geçtiğimde kendime uzun süre baktım. Shrek'in de dediği gibi gerçek Mira'yı saklıyor muydum bu makyajın arkasında? Okulda olduğum kişi gerçekten ben miydim? Bu ben değilim ki, diye fısıldadım sessizce aynada kendime bakarken. İnsanların arkasından konuşup, sürekli onlarla dalga geçen biri miyim gerçekten? 

Yüzüme sayısız kez su vurduktan sonra makyajımı tamamen sildim. 

Tuvaletten çıkıp sınıfa doğru yürürken arka cebimde olan telefonum titreşti. Mesaj benim Shrek'tendi. Hayır sadece Shrek'tendi. 

Gizli Numara: Günaydın mesajı atamadım çünkü gereksiz yanındaydı. 

Gizli Numara: Böyle çok daha güzel olduğunu umarım fark edersin. 

Mira: Gereksiz sensin. 

Gizli Numara: Herkesin gerçek yüzünü görmene az kaldı Mira. 

Cevap vermedim ve sınıfa doğru yürümeye devam ettim. O sırada geçen hafta çarpışıp bağırdığım çocuğu gördüm. ''Hey, bakar mısın?'' diye bağırdım aynı saniye. 

''B-b-ana mı d-edin?'' diye sordu kekeleyerek. 

''Evet. Hatırladın mı beni?'' 

Sıska çocuk önce gözlüğüyle oynadı. ''Herkes seni hatırlar.''

Utanarak, ''Geçen gün ki şey için özür dilerim,'' dedim. 

''Ne için?'' dedi gülerek.

''Sana boş yere bağırdığım için. Bu arada adın ne?''

''Ulaş,'' dedi sakince. ''Çoktan unutmuştum ama teşekkürler yine de.'' 

İçimi rahatlatmanın verdiği güvenle, ''Hangi sınıftasın?''

Ulaş önce söylediğimi anlamamış gibi yapıp suratıma baktı. Ardından bozularak, ''Aynı sınıfta okuyoruz Mira,'' dedi. 

''NE?!''

O sırada sınıfın kapısında bekleyen Arzu Hoca bize bakıp, ''Daha orada duracak mısınız yoksa sizi yok yazmamı mı bekliyorsunuz?'' diye bağırdı. 

Onun ikazıyla birlikte Ulaş önden ben arkadan sınıfa girdik. Sırama oturduğum anda telefonuma tekrar mesaj geldi. 

Gizli Numara: Kendinden başkasını önemsemediğini kabul ediyor musun?

Mira: Şu anda elimde olsan seni delicesine döverdim. 

Gizli Numara: Beni dövmeni isterdim. Hemen geliyorum.

Tam o sırada sınıfın kapısı çalındı ve Arzu Hoca, ''Gir,'' diye uzunca bağırdı. 

GİZLİ NUMARA - BUL BENİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin