18. BÖLÜM FİNAL: ''KATİL KİM?''

4.9K 247 117
                                    

Olay yeri inceleme ekibi havuzu ve spor salonunu dikkatlice incelemeye başladığında Merve sağlık ekibinin çabaları sayesinde kendine gelebilmişti. ''Çok kötü, çok kötü...'' diye söylenerek uzandığı yerden ayağa kalkmayı çalıştı ve beni  gördü. 

''Burak'ı ölü olarak gördük. Gerçek mi değil mi?'' diye sordu gözlerini korkudan kapatırken. 

''Gerçek,'' dedim emin bir sesle çünkü olayı ne kadar çabuk kabullenirse onun için daha iyi olacaktı. 

''Şu an nerede?'' 

''Ambulans görevlileri tarafından hastaneye götürüldü.''

''Ya şaka mı bu?'' diye sordu etrafına bakarken. ''Niye bizi buldu böyle bir şey?''

''Bilmiyorum lütfen sakin olmaya çalış,'' dedikten sonra Merve'ye sarıldım ve saçlarını okşayıp onu sakinleştirmeye çalıştım. 

Aradan 10 dakikaya yakın bir zaman geçtikten sonra polislerden birkaç tanesi yanımıza geldi. Bıyıklı olanı, ''Kızlar size birkaç küçük soru soracağız,'' dedi babacan bir tavırla. 

''Tabii Memur Bey sizi dinliyoruz.''

''Çocuğun 2 saat önce öldüğünü varsayıyoruz. Siz geldiğinizde tam olarak saat kaçtı?''

İlk önce hastaneden çıktığımız saati düşündüm ve soruyu cevapladım. ''Saat üçe yakınken okula geldik. Onu bulduğumuz gibi  de sizi aradık.''

''Nasıl bir pozisyonda buldunuz?'' diye sordu ardından diğer polis. 

''Şimdi polis abi biz geldiğimizde bu havuzdaydı sonra biz onu çıkardık oradan. Ondan sonra ben bayılmışım zaten,'' dedi Merve bir çırpıda. 

''Evet öyle oldu.''

''Anlıyorum çocuklar iletişim bilgilerinizi Seço'ya bırakırsanız sevinirim. Sizin yardımınıza ihtiyaç duyabiliriz.''

''Seço kim?'' diye sordum ardından. 

''Benim,'' diye atıldı arkadan genç bir çocuk. ''Biraz önce konuştuğunuz amirin kardeşiyim. Bazı soruşturmalarda ona yardım ediyorum,'' dedi ardından. 

İletişim bilgilerimizi Seçkin'e -ama herkes Seço diyor nedense-  verdikten sonra Merve ile kol kola girip okulun tuvaletine gittik.

Merve yüzüne su vururken, ''Hala inanamıyorum onun öldüğüne,'' dedi. 

''Bende,'' derken Burak ile yaşadıklarımız gözümün önünden geçiyordu. Evet çok fazla şerefsizliği vardı bana karşı. Tecavüz etmeye kalkışmasından Tuna'yı vurmasına kadar hemde. Ama artık yoktu, bu bile onu affetmem için yeterliydi.

Ellerimi göğe doğru tutup, ''Seni affediyorum,'' diye fısıldadım. 

Merve boş kabinlerden birine girip klozetin kapağını kapatıp üzerine oturdu ve elindeki telefonla uğraşmaya başladı. ''Sinyale ulaşamıyorum Mira,'' dedi ardından korku dolu bir ses tonuyla. 

''Ne?!''

''Gerçekten kayboldu.''

''Ya çıldırmak üzereyim bu gizli numaranın Burak olduğuna emin değil miydik? Onu ölü olarak bulduktan hemen sonra nasıl bana mesaj atabilir?'' Arkamı dönüp lavabodan destek alarak aynadan Merve'ye baktım. ''Cevap versene nasıl mümkün olabilir?''

''Demek ki Gizli Numara Burak değildi Mira.''

''Kim o zaman çıldırmama ramak kaldı ya, kim bu orospu çocuğu?''

Merve beni teselli etmek için oturduğu klozet kapağından kalkıp yanıma geldi. Ellerini omuzlarıma koyup okşamaya başladı ve, ''Her şey geçecek canım arkadaşım, her şey...'' diye fısıldadı.  

GİZLİ NUMARA - BUL BENİWhere stories live. Discover now