15. BÖLÜM: ''YOĞUN BAKIM''

3.5K 157 66
                                    

Patlayan silahın kalbimin ortasında yarattığı duygu yoğunluğu beni hareketsizliğe hapsettirdi. Yerde kanlar içerisinde yatan Tuna'nın yanına gidebildiğim zaman Burak gecenin karanlığında kaybolmuştu. Korku içerisinde zemine oturup elimi Tuna'nın yüzüne koydum. Yarı açık gözleri kapanmaya müsait bir hal almışken, ''Ne olur gözlerini kapatma Tuna, yalvarırım sana!'' diye bağırdım.

Vücudum feci bir şekilde titrerken kanlı ellerimle çantamdan telefonumu buldum ve ambulansı aradım. ''Gülkonmaz Sokak No:12 yaralımız var, lütfen hemen ambulans yollayın!''

Tuna'nın yanına geri döndüğümde bir elimi Tuna'nın vurulduğu bölge olan karnına koyarken diğer elimle saçlarını okşamaya başladım. Ardından çantamı başının altına koyup onu ayık tutmaya çalıştım. ''Tuna hatırlıyor musun geçen gün Yeniden şarkısını nasıl karıştırmıştım?''

Başını evet anlamında salladıktan sonra gözlerini kapatmaya yeltendi ve ''Dayanamıyorum,'' diye soludu sessizce. ''Vücudum uyumak istiyor artık Mira.''

''Biraz daha sabret lütfen...'' dedim acizce ardından tüm mahallenin yanımıza toplandığını fark ettim. Menopozlu teyzeler kendi aralarında sohbet ederken annemin baş ucuma geldiğini fark ettim.

''Miraaa! Ne oldu burada? İyi misin sen?'' diye sordu korku içerisinde.

Ağlayarak, ''Anne ambulans hala gelmiyor!'' diye bağırdım. ''Ne yapacağız?''

Annem çaresizce yanıma çöküp komşuları def etmeye çalıştı ama beceremedi meraklı teyzeler yüzünden. Tuna hareketsiz duran elini kaldırıp elimi tutmaya çalıştı. Kanlar içerisinde buluşan ellerimiz sanki asla ayrılmayacak gibiydi. ''Sana bir şey diyebilir miyim?'' diye sordu sessizce.

Evet demeden söylemesini kolaylaştırmak için kulağımı dudaklarına yaklaştırdığımda ambulans sirenlerini duydum. Yolun ortasına geçip saçma hareketler yapıp burada olduğumuzu belli ettim.

Ambulans geldiğinde görevliler Tuna'yı sedyeye koyup ambulansın arka tarafına yerleştirdi. Genç olan çocuk, ''Kim geliyor yanında?'' diye sordu. Ben gitmeye yeltendiğimde annem, ''Babana ne diyeceğiz kızım, saçma bir şey yapma!'' diye bağırdı.

Annemi dinlemeyip ambulansın arka tarafına görevlilerin yardımıyla binip Tuna'nın yanına oturdum.

Ambulans son sürat yolunda ilerlerken aklımın ucundan geçmeyecek bir şey oldu. Holter monitöründeki kalp atışı çizgileri birden düz olmaya başladı ve zzz tarzı bir ses çıktı. Görevliler telaşa kapıldığında genç görevli kalp masajı yapmaya başladı.

''Bir şey mi oldu?'' diye sorduğumda kimse bana cevap veremedi ve işlerini yapmaya devam ettiler. ''Cevap verin bir şey mi oldu?''

Yaşlı görevli, ''Defibrilatörü hazırlayın,'' diye seslendiğinde kötü bir şeyin beni beklediğini anlamıştım. Makine hazırlandığında görevli eline aldı ve, ''50'ye ayarlayın,'' diye bağırdı. Ardından, ''Çekilin,'' dedi ve elektroşok cihazını Tuna'nın vücudunun üstüne koydu.

Tuna'nın vücudu havaya zıpladığında korkuyla monitöre baktım. Aynı düz çizgi devam ediyordu.

''55'e ayarlayın,'' dedi ardından ve aynı işlemleri tekrar yaptı ama monitördeki düz çizgi değişmiyordu.

Derecesini yükseltip birkaç kere daha denedi amaçabalarını karşılığını bulup Tuna'yı canlandıramıyordu. Genç görevli yüzüme bakıp, ''Onu kaybettik,'' diye soludu çok rahat bir şekilde.

Oturduğum sedye kalbimde derin yaralar bırakırken yaşadığım travma normalde yapmayacağım bir şeyi yapmama neden oldu. Göz yaşları içerisinde, ''Onu kaybedemeyiz,'' diye bağırdım ve yerimden fırlayıp vurabileceğim en sert şekilde Tuna'nın vücuduna vurmaya başladım.

''Onu kaybedemem,'' diye bağırıp tekrar vurmaya başladığımda monitörde ufak bir ritim değişikliği oldu.

***

Polis sorgusundan çıktığımda karşıdan gelen Tuna'nın annesini gördüm. Koşarak yoğun bakımın önüne giderken onu durdurdum. ''Melike Teyze.''

Arkasını dönüp beni fark ettiğinde olanları bilmediği için bana nazikçe yaklaştı ve göz yaşları içerisinde, ''Yavrum nerede kızım? Söyle bana iyi mi o?'' diye sordu.

Gözlerine bakacak cesaretim olmadığı için başımı yere sabitleyip, ''Yoğun bakım ünitesinde Melike Teyze beni almadılar yanına,'' dedim.

Melike Teyze koşarak oğlunu bulmaya gittiğinde telefonumdan saate baktım. Sabaha karşı yediydi. Tuna bütün gece ameliyatta kalmıştı ama doktoru kurşunu karnından çıkarırsa iç organlarına zarar geleceğini ve geri dönülemez hastalıklara neden olacağını söylemişti.

Gece boyunca akmaktan yorulmuş gözlerim, yüzüme defalarca su vurmamla kendine geldi. Ardından Merve'nin bana getirdiği temiz kıyafetleri giyip kanlı anılardan kurtuldum. Merve ile yoğun bakım ünitesinin önünde oturmuş konuşurken Tuna'nın kaydını alan kadın elinde eşyalar ile yanımıza geldi. ''Siz Tuna Tansel'in yakınıydınız değil mi?'' diye sordu heyecanla.

''Evet. Bir şey mi oldu?'' diye sordum ayağa kalkarken, sorusuna karşılık olarak.

''Sakin olun kötü bir şey olmadı. Kaza anında yanında bulunan eşyalarını getirmiştim. Annesinin durumu iyi değil veremedik ona.''

''Peki,'' deyip kadının elindeki poşeti alıp kucağıma koydum. ''Sence açmalı mıyım?'' diye sordum Merve'ye dönerken.

''Ne olabilir ki en fazla? Aç gitsin,'' deyip beni ikna etti.

Poşetin içindekileri Merve ile aramızda duran sandalyeye boşalttıktan sonra zaman geçmesi için incelemeye başladım. Telefonu, saati, cüzdanı ve kıyafetleri vardı sadece. Eşyalarına bakarken tekrar ağlamaya başladığımda Merve Tuna'nın telefonunu eline aldı ve incelemeye başladı.

''Ee siz ne ara bu kadar mesajlaştınız bu çocukla?'' diye sordu yüzünde garip bir ifade hakim olurken. ''Niye bana anlatmadın?''

''Ne mesajlaşması saçmalama, sadece birkaç kere telefonda konuştuk. O da provalar için.''

''Dalga mı geçiyorsun Mira kaç tane mesaj var burada,'' dediğinde Merve korkuyla Tuna'nın telefonunu elime alıp mesajları okudum. Gördüklerim karşısında kalbim deli gibi atarken şaşkınlığım yüzüme yansıdı.

Gizli Numara Tuna'ydı ve ben ikisinin aynı kişi olduğunu bilmeden ikisini de sevmiştim.

Kendime gelmek için tuvalete yüzümü yıkamaya gittim. Ayna karşısında kendimle hesaplaşırken telefonuma mesaj geldi. Telefonumu arka cebimden çıkardıktan sonra mesajın kimden geldiğine baktım. Farklı bir gizli numaradan gelmişti.

Korkuya kapılıp gelen mesaja tıkladım.

Gizli Numara: Hiçbir şey bitmedi, her şey yeni başlıyor.

***

BÖLÜM BİRAZ KISA OLDU AMA YA BU AKŞAM YA DA YARIN YENİ BÖLÜM GELECEK. :)

BEĞENDİYSENİZ OY VERMEYİ VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN LÜTFEN :)

VERDİĞİNİZ OYLAR VE YAPTIĞINIZ YORUMLAR YAZMAM İÇİN BENİ HEYECANLANDIRIYOR :) :)

GİZLİ NUMARA - BUL BENİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin