tanıtım

8.3K 478 56
                                    

Hayatınızın bazı zamanlarında boşluktaymış gibi hissedersiniz. Bu his sizi her an, her yerde ensenizden yakalayabilir. Deliler gibi eğlenirken, yarınınız yokmuş gibi alkol alırken, içten bir şekilde kahkaha atarken, geceleri bisiklet sürerken, yetiştirmeniz gereken bir ödevi yaparken, trafikteyken ya da aklınıza gelebilecek herhangi bir fiilde bu his sizi yakalar, bu his sizi ezer. Bazen suratınızda ufak bir gülümsemeyle, bazen de yüreğinize getiren ağrıyla kalakalırsınız. İşleviniz kesilir, gözleriniz bir yere takılır. Sadece düşünürsünüz çünkü düşünmeniz gerekir. Bu his ne, bana getirdiği ya da getirdikleri ne, eksik olan ne? Bu boşluğu kapatacak şeyler var, ama ne? Bu his sizi uzun süre bırakmaz. Kiminiz rahatsız olur, kiminiz hemen eksik olan şeyi aramaya koyulur, kiminiz yok sayar. En yakın arkadaşlarınıza bahsetmek istersiniz, dudaklarınızı oynatırsınız ama tarif edemezsiniz, etseniz bile anlaşılmazsınız. Bu devam eder ve anlaşılmamak sizi yorar. Belki de sadece aramaya koyulmalısınız, ama doğru yerde. Çünkü bazen anahtar elinizde olduğu halde evi darmaduman edersiniz. Aranırsınız ama bulamazsınız, bu sefer bilinmezlik, anlaşılmamazlık ile birlikte bulunamayan şeyler de sizi yorar. Oturursunuz, derin nefesler alıp beklersiniz çünkü yorulmuşsunuzdur.
Her şeyin oldukça zor geldiği bir zamanda belki bir koku, belki bir çift göz, belki içinizi ısıtan bir sıcaklık o boşlukları kapatır. Rahatlarsınız, derin nefesler alırsınız ama bu nefeslerin sebebi yorulmanız değil de yüreğinizden kalkan yükün getirdiği rahatlıktır. İçten bir şekilde gülümsersiniz, içinizi yine o hisin doldurmasını beklersiniz ama beklediğiniz olmaz çünkü boşlukları kapatacak kapı karşınızdadır.

Belki hayatım boşluklarımı tek tek kapatacak olan kapıyı aramak ile geçmedi, belki de o his ensemi tuttuğunda sadece yok saydım. Yok saydım, ta ki bu bende alışkanlık haline gelene kadar. Bir keresinde kısaca sohbetler ettiğim bir arkadaşım beni, bizi yoran bu duygularla anlaşmamız gerektiğini söylemişti. Bu his beni nereye götürecek? Bilmediğim bir şeyi nasıl arayabilirim? Bir şeylere alışmak o şeylerden kurtulmak değildir, aksine daha beter olursun. Çünkü bu sefer bırakmak da iyi gelmez, alışmışsındır.
Hayatım aynı, olan şeyler aynı. Bu da bir tür anlaşma.
Ama ben çoktan alıştığımı hissediyordum. Bu alışkanlık bana durgunluk, sessizlik, hissizlik getirdi. Canımı yakması, sinirden delirtmesi, mutluluktan ağlatması gereken bir çok olaya karşı tepkisiz kaldım. Haliyle etrafta ağıza alınmaz, yürek kaldırmaz kalıplara yakıştırıldım.
Uzun bir süre, oldukça uzun ve ben gerçekten sadece bir et yığınından ibaret olduğumu düşünürken bir çift gözle karşılaştım. Bir çift göz bana aynı zamanda inanılmaz bir sıcaklık ve karın ağrısı getirdi. Ve ben her şey ile beraber güçlü bir rahatlıkla doldum. İçimdeki boşluğu tarif edemediğim gibi beni rahatlatan bu hissi açıklamaya kelimelerim yetmedi, ben ise buna sadece gülümsemekle yetindim.

Etrafımda çiçekler, böcekler uçuşmadı. Filmlerdeki gibi bir aşk hayatı yaşamadım. Sadece boşluklarımı kapatacak kişiye sıkıca tutundum, bana elini vermedi, tişörtünün eteklerini yakaladım. Kuyulara düştüm, parmaklarımla tırmandım ama vazgeçmedim. Tırnaklarımdaki kirleri sonunda yine ben temizleyecek olsam bile vazgeçmedim. Durmamı, her şeyi sorgulamamı sağlayan şey, düşüp çıktığım kuyulara tekrar ve tekrar yenilerini eklemek için çabalayanların aslında yanımdaki insanlar olduğunu fark etmemdi.

tut elimi buradan gidelim//chanbaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin