öpüşürken konuşmayı kesmeli ve mary

2.6K 361 208
                                    

ordinary world - duran duran

"Açım."

"Ben de."

"Açız."

"Evet."

Yixing Kyungsoo'yu onayladığında elimdeki yelpazeyi daha hızlı sallamaya başladım. Jongin pembe kafasını Kyungsoo'nun koluna sürtmeye devam ederken arada bir kendini tutamayıp kedi gibi mırlıyordu ama Kyungsoo'nun ne yapıyorsun oğlum der gibi kocaman açılan bakışlarının anlamını tam olarak şu anda özelimizi millete sermesene oğlum olarak değiştirmiştim çünkü Jongin dedi ki, sana da başka ses çıkartırım.

Yixing duymak istemediği bir şeyi duymuş gibi dudaklarını büzüp ağladı ağlayacak hale geldiğinde Jongdae omzunu sıvazlayıp geçtiğini söyledi ama Yixing birkaç gözyaşı akıttı çünkü Do Kyungsoo'nun özel hayatından daha çok nefret ettiği bir şey varsa o da Do Kyungsoo'nun Kim Jongin'le olan özel hayatıymış.

Dün yaptığımız iğrenç şehir yolculuğu Jongin şerefsizi ve Do Kyungsoo'nun elleşmeleri, Jongdae'nin anlamsız çığlıkları, Yixing'in horultuları ve Park Chanyeol'ün kıçımı ellemesiyle çok geç bir saatte son bulunca hepimiz ağız burun kaymış gözler şiş bir şekilde okula geldik çünkü allah kahretsin ki hiç uyumadık ve yine çünkü kasabaya sabahın ilk ışıklarında döndük.

Şehirden dönerken bulduğumuz her yemekçide durup kusana kadar yeyip içtik, Junmyeon'un okyanus diye tutturması ve eğer gitmezsek hepimizi arabadan atacağı konusundaki tehditleri yüzünden Jongin uçarcasına canım Mustang'i okyanusa sürdü. Okyanusa geldiğimiz vakit sanki gelmek isteyen Junmyeon değilmiş gibi ağır ağır arabadan inip ağır ağır kumların üzerine oturdu. Yixing birden bire fok balıkları diye ağlamaya başlayınca Do Kyungsoo, Zhang Yixing'in manyak bir balık burcu olması yüzünden çıldıracakmış gibi oldu ama bak canım burada fok balıkları yok derken de sakin sakin sırtını sıvazlayıp Zhang Yixing'i omzunda uyuttu. Yixing'in ağlaması kesilince gökyüzündeki yıldızlara bakıp yanımda burnunu çeke çeke oturan Park Chanyeol ile okyanus karşısında güzel bir gece geçirdiğim için bildiğim ne kadar tanrı varsa hepsine şükür edecektim ama Kim Jongdae elinde bira şişeleriyle arabadan fırlayıp koşa koşa yanımıza geldiğinde direkt okyanusa girdi çünkü manyak herif hepimizi çift çift görüyormuş ve bazılarımızı okyanusta görünce o da direkt dalmış, canım. Tir tir sudan çıkarken Junmyeon'un böğürürcesine gülmesine de çok kırıldığını ayrıca belirtti ama Junmyeon ayağa kalkıp da pantolonunun arkasındaki kumları temizleyecekken birden kıçını tekmelemeye başladığında da rahatladığını söyledi.

Sonra arabaya bindik tekrar. Yixing uyudu yol boyunca, Jongdae ise Jongin'e arabanın üstünü aç diye yırtına yırtına dediğini yaptırdı. Ayağa fırlayıp ellerini iki yana açtığında da JACK diye bağırıp ağlamaya başladı ama dengesini kaybedip düşecekken Junmyeon gömleğinin ucundan tuttuğu gibi kucağına çekip oturtturunca da çıtını çıkarmadı. Arkadaşımın normal hallerine kıkır kıkır gülerken Park Chanyeol'ün elini kıçımda hissetmem ile ayrılmış gözlerimle hızlıca ona dönerken yakalanmış gibi yüzüme baktı ama elini geri çekmedi. Ara sokakta ciğerimin köşesine batan yarım kalan işini tamamlayacağını düşündüğüm saniyelerde gözlerimin içine içine bakarken Oh Sehun birden Delilah diye çığlık attı ve Park Chanyeol'ün gözleriyle elleri aynı saniyede çekildi üzerimden, kansız herif.

Geri kalan zamanda da Oh Sehun'un benimle uğraşması ve benim en sonunda cinnet geçirip Oh Sehun'un saçına yapışmam ile geçti. Arabanın içinde küçük çaplı bir kaos oluşurken Oh Sehun'u, altın sarısı saçlarına geçirdiğim pençelerimden Park Chanyeol'ün kulağıma fısıldaması kurtardı, bırak güzelim.
Geçici kaos ortamından bizi neredeyse kalıcı bir kaosa sürükleyen ise Kim Jongin'in ben cinnet geçirdiğim sıra Do Kyungsoo'yu öpmeye çalışmasıydı. Koskoca bir ağaca gireceğimiz ve benim Mustang için ağladığım ve geri kalanının da çığlıklar attığı sıra Kim Jongdae'nin, Kim Junmyeon'un kucağında başparmağını cukcuklayarak uyuması bana yumruklarımı ısıttırdı. Jongin arabayı zorla toparladıktan sonra herkes dersini almış olacak ki bir daha kimseden ses çıkmadı.

tut elimi buradan gidelim//chanbaekWhere stories live. Discover now