bir sabah uyandım unutmuşsun

2.4K 338 285
                                    

animal - troye sivan

Bir keresinde Jongdae ile uçmayı denedik. Şaka falan değil ciddi ciddi uçmayı denedik ve uçtuk da, sayılır. Okul çıkışında koşa koşa evlerine gidip odasına kapandığımızda LAN BİZ NEDEN UÇMUYORUZ diye bağırıp kolumdan tuttuğu gibi evin çatısına çıkarttı beni. Ne yapıyorsun ulan manyak diye sorgulamadan uçalım hadi dedi bana, bir de üstüne deli gibi güldü. Jongdae böyle gülünce başımıza hep bir dert, götümüzü sıkıştıracak bir sıkıntı geliyordu ama tamam dedim, uçalım ama nasıl uçacağız.
Kaşlarını çattı önce, boynunu kaşıyıp kafasını yere eğdi, sonra gözlerimin içine baktı. Bilmiyorum dedi, bunu söylerken kırılan hevesinin kırıntıları da vardı sesinde.
Kuşların yaptığı gibi yaparsak uçarız herhalde, dedim. Gözleri parladı anında, başını aşağı yukarı salladı. Uçmaya, bunu da kuşların yaptığı gibi yapmaya karar vermiştik ama öylece bekliyorduk da. Bir Jongdae'ye, bir de zeminle aramızdaki mesafeye bakıyordum.

Çok istiyordu uçmayı, öyle şak diye ortaya atılan bir fikirdi ama daha öncelerden beridir kafasının içinde dönme dolap gibi bir şeyler dönüyordu. Ama çatıda da öylece bekliyordu, korkuyordu çünkü. Hadi koçum sen yaparsın aslanım gibi sözlerle de kendini kandıracak, kandırılacak bir insan da değildi, cesaretlenmesi için hasiktirlik bir şey geçmesi lazımdı eline.

Dokuz yaşındayken, yere çakılacağımı bile bile o çatıdan uçmaya çalıştım. Birkaç kaburgamı, bir de bacağımı kırdım. O günden sonra Jongdae uçmak kelimesini ağzına bile almadı, kağıttan uçaklarını tek tek yaktı, aylarca yanımda yatıp benimle kaldı.

Şimdi ise Chanyeol elindeki kağıdı uçak yapıp Jongdae'ye verirken, Jongdae'nin yüzünde oluşan gülümsemeye bakıyordum. Yıllar sonra ilk defa uçmak veya uçaklarla ilgili bir şey olmuştu ve Jongdae sanki bunca yıldır LAN BU BENİM CAN KEMİĞİM dediği zevkini bir sebepten ötürü içine gömmemiş gibi gülümserken vay be dedim, tuhafmış.

Düşüncelerimi Park Chanyeol ile öpüşmemden devam ettirebilirdim, bunu ben de çok isterdim ve öyle yapacağımı da düşünüyordum ama akıl sağlığım için bunu yapmamam gerektiği fark ettim.
Park Chanyeol bilmem kaç gündür platoniğim okul tuvaletinde ordinary world söyledikten ve birtakım bir şeyler itiraf ettikten sonra beni şak diye öptüğünden beridir hiçbir bok olmadı. O tuvaletten çıkarken lan ben bu öpüşmeyi james hetfield önümde otuzbir çekse bile unutmam demiştim ama keşke öyle bir şey demeseymişim.

Chanyeol öpüştüğümüzden beri sanki hiçbir şey olmamış gibi, hatta öyle de değil, sanki hiç tanışmamışız gibi davranıyor.
Adam beni bir güzel ayakta götürdükten sonra cin çarpmış gibi benden kaçıyor ve ben ULAN SEN DEĞİL MİYDİN ÖPERKEN KOLUMU OKŞAYAN diye yakasına yapışmamak için Do Kyungsoo'nun Bardot posterleriyle bile dertleştim. Bu arada first kissimin Park Chanyeol ile olduğunu da kimseye söylemedim. Eğer bir gün öğrenilirse muhtemelen dünya savaşlarından biri çıkacak ama gururum söylememe el vermedi. Chanyeol'ün şerefsiz davranışları içimdeki Baekhyunlardan birinin ucuz diye seslenmesine bile sebep oluyor, ucuz diyor, iki dudağa adamın kollarına attın kendini.

Park Chanyeol benden öyle bir kaçıyor ki okulda veremli olma ihtimalim dedikodu olarak dönmeye başladı. Her basketbol sahasına gittiğimde topunu yere koyduğu gibi başka yere gidiyor, koridorda karşılaştığımız zaman yolunu değiştiriyor, hatta birkaç kez tuvaletteki karşılaşmamızda aceleden elini yıkamadan çıktığını bile gördüm. Ama beni en çok çat çut kıran şey de, Park Chanyeol'ün ben masada oturuyorum diye bizimle yemeğe gelmemesi, bunu da Do Kyungsoo sayesinde öğrendim. Her yemek arasında Chanyeol bir bahane uydurup bir yerlere gidiyor nereye gidip ne bok yediğini de kimse bilmiyor. Depresyondan dolayı okula gitmediğim günün akşamına Do Kyungsoo salonuma daldığı gibi dedi ki, lan Park Chanyeol bugün yemeğini bizimle yedi.
Kyungsoo'nun dediğine göre eline tepsisini aldığı gibi bir yere kaçacakken Jongin bunu ensesinden tutup masaya oturtmuş ama bu yine kalkmaya yeltenmiş, sonra kafasını kaldırıp masayı taramış. Resmen seni aradı dedi Kyungsoo, ama bu çok muhtaçmışçasına bir arayış değildi.
Chanyeol masadaki eksik başı fark edince de oturmuş yerine, süzüle süzüle oturmuş, Kyungsoo öyle söyledi.

tut elimi buradan gidelim//chanbaekWhere stories live. Discover now