BÖLÜM 6

4.3K 304 157
                                    

"Wendy? Sen iyi misin?"

Hoseok'un sesiyle kendisine gelen genç kız, gidişini izlediği öğrencisinden bakışlarını ayırıp Hoseok'a döndü. "Ah... evet. İyiyim."

"Aslında ben de seni arıyordum." Diyerek hafifçe kıkırdadı Hoseok.

"Öyle mi?"

"Evet." Wendy'nin önündeki yerini alıp konuşmayı sürdürdü. "Şu kavga meselesini konuşmak istiyordum."

Genç kızın gözleri endişeyle büyürken yanıtladı hızla. "O konuyu çoktan unuttum ben. Gerçekten."

Hoseok hafif bir gülümsemeyle sıcak nefesini dışarı verdiğinde ellerini önünde birleştirmişti. "Biliyorum, biliyorum. Zaten Jennie'nin de bu konuyu daha fazla irdeleyeceğini sanmıyorum. Aynı şekilde Taeyong'un da."

"Öyleyse sorun ne?" Sebebini bilmezden gelip sormayı yeğlemişti.

"Sorun Yoongi."

Wendy'nin bakışları donuklaşırken bildiği bir şeye nasıl tepki vermesi gerektiğini düşündü bir süre. Bana bilmediğim bir şey söyle Hoseok, diye düşündü ardından.

"O çok özel bir öğrencidir Wendy." Diye devam etti Hoseok. "Yanlış anlama. Her öğrencimi severim ancak Yoongi bambaşkadır."

Genç kız başını salladı.

"Sevdiği birisine zarar geldiğinde şüphesiz durmaz. Ne yapacağını kestiremezsin ama oldukça belalıdır." Bir kahkaha patlattı Hoseok.

Wendy, bu öğrenci hakkında bir şeyler öğrenmek istemediğine emindi. Ancak neden Hoseok'un bunları anlattığını da çözememişti zaten.

"Demek istediğim..." diyerek devam ettiğinde Wendy sonunda sadede geleceğini anlayarak bakışlarını yerden kaldırdı. "Jennie'yi üzdüğünü düşünüyor olabilir."

Öğrenciler koridora dolmaya başladığında Wendy bir süre etrafına baktı. Ardından Hoseok'a döndü. "Yani başıma bela aldığımı söylüyorsunuz huh?"

"Sanırım..." alt dudağını dişleyerek hafifçe gülümsedi. "Bela hafif kalıyor."

Taeyong, Jennie'nin omzuna attığı kolunu kantinden yiyecek bir şeyler almak üzere çektiğinde Jennie telefonunu çıkardı.

Büfenin hemen bitişiğinde duran masalardan birine yaslanan Yoongi'nin yanına gelip aynı pozisyonu aldı ve telefonunu kurcalamaya başladı.

"Okul sayfasında yeni bir şeyler var sanırım." Diyerek Yoongi'ye döndü kısa süre.

"Hmm..."

"Az önce gelmiş hemde..." gözlerini kısarak yüzünü ekrana daha çok yaklaştırdı ve yorumları okumaya başladı. "Kim bu ahlaksız öğrenci!!!"

Yoongi'nin kaşları çatılırken Jennie'ye döndü. "Ne okuyorsun sen?"

"Söyledim ya..." gözlerini devirerek genç adama baktı. "Okulun dedikodu sayfası çalkalanıyor yine."

"Kurucu ne yazmış?" Diyerek araya girdi Taeyong, elindeki yiyeceklerle ağzını doldururken.

"Bir saniye..."

Yoongi bakışlarını kantinde gezdirirken ellerini okul pantolonunun cebine sokup kulaklarını Jennie'ye kapattı. Böyle şeylerle ilgilenmek ya da duymak ona saçma geliyordu.

"Yeni öğretmen, yeni ilişki."

Genç adam aniden az önce kapattığı kulaklarını bu cümle üzerine açtığında başını Jennie ve Taeyong'a çevirdi. İkiside Yoongi'ye aptal bir ifadeyle baktıklarında ne olduğunu anlamak için Taeyong ileri atılmıştı. "Yoongi?"

"Ne yazdığını oku Jennie." Dedi Yoongi.

Olayla ilgileniyor olması arkadaşlarını şaşırtırken Jennie tedirginlikle yazılanları okumaya başladı.

"Yeni öğretmen, yeni ilişki başlığı altında yeni öğretmen Wendy, bir öğrenci ile yeni ilişkiye mi başladı? Yorumları görelim, yazmışlar."

Jennie'nin okuduğu cümle üzerine Yoongi şaşkınlıkla başını önüne doğru çevirdi. Gülümsemesine engel olamıyordu ve öğrendiği bu şey onu fazlasıyla şaşırtmıştı.

"Yoongi neler oluyor?" Diye sordu Taeyong.

Genç adam cevap vermedi. O an yalnızca bu kozu Kihyun ve Joy üzerinde nasıl kullanabileceğini düşünüyordu. Ve aklına bir şey gelmiyor değildi. Bir taşla iki kuş, diye düşündü.

"Yah! Neler oluyor Yoongi?!" Diyerek sesini yükseltti Jennie.

Arkadaşı için endişeleniyordu.

"Benim için bir şey yapmanızı istiyorum." Dedi aniden, Yoongi. "Bunu yapar mısınız?"

Taeyong tereddütsüz konuştu. "Dostum senin için her şeyi yaparım ama sen iyi olduğuna emin misin?"

"Evet evet, iyiyim."

Ardından Jennie araya girdi. "Söyle bakalım. Min Yoongi'nin bize ilk defa ihtiyacı olduğu şu şey neymiş?"

Yoongi kalçasını yasladığı masadan ayrılıp sandalyelerden birini çekti ve oturdu. Jennie ve Taeyong da oturduklarında beklemeden konuşmaya başladı.

"Bana bir sürü poster hazırlamanızı istiyorum. Okulun her tarafına asılacak büyük posterlerden olmalı."

Jennie ve Taeyong kısa süre birbirlerine baktıklarında sözü devralan kişi Jennie olmuştu. "Poster mi? Posteri ne yapacaksın?"

Genç adam dudaklarını ıslatıp hararetleri konuşmasını sürdürdü. "Dediğim gibi okulun her tarafına asılacak."

"Pekala. Nasıl bir poster? Yaz gezisi falan mı düzenliyorsun?" Diyerek kıkırdadı Taeyong.

"Hayır. Şantaj yapıyorum."

İkisininde gözleri Yoongi'nin bu sözleri üzerine daha da açılırken aynı anda dudaklarından ufak bir "ne!" süzülmüştü.

"Tanrım... kime yapıyorsun?" Diye sordu Jennie.

"Emin değilim. Ama emin olduğumda siz de dahil herkes öğrenecek." Diyerek gülümsedi Yoongi.

Şu an fazlasıyla hırslı ve öç alma hissine bürünmüştü. En azından bunu yaptığında kendini rahat hissedecekti. Bunu biliyordu.

"Peki." İşine kendini vermek isteyen bilim adamı edasına bürünen Taeyong ellerini önünde birleştirdi. "Ne yazdırmalıyız bu posterlere?"

Yoongi, sandalyesinde geriye yaslandı ve bir ayağını diğer bacağının üzerine atıp gri saçlarını karıştırdı.

"Okulun dedikodu sayfası kurucusuna ithafen, kim olduğunu biliyorum."



•••

Öncelikle belirtmek istediğim gerçekten çok önemli bir konu var. Bunu Carrier'da da yaşamıştım ve şimdi bu hikayemde yaşıyorum.

Emek hırsızlığı yapmayın lütfen. Uğraşarak ve emek vererek yazılmış bir kurguyu hiçbir gerekçe olmadan sözlerine kadar almanız çok yanlış. Bu konuda hassasım.

Kimlik açığa çıkarmayacağım. Ancak devam ederse kesinlikle büyük bir uyarıda bulunacağımı bilmenizi isterim. Bu yalnızca ufak bir uyarı.

Anlamanızı umuyorum.

school love affair ✓Where stories live. Discover now