21.Bölüm

44.6K 1.5K 109
                                    

Merhabalar nasılsınız bakalım? Yeni bölüm sizlerle umarım hoşunuza gider instagramdan bu bölümle ilgili fotoğraflara ulaşmak için beni takip etmeniz yeterli Hayalperestyazar kullanıcı adım :D Bir arkadaşımız Minik Çöpçatan'ın televizyonlara çıktığını görmüş rüyasında umarım gerçekleşir bu güzel rüyası. Bir film çekebilirz bence bu hikayeye. Meslek isteklerim artıyor valla senaristte olsam güzel olur. Keyifli okumalar. Öpüldünüz :*

Ve bu bölüm sana gelsin epica46 :)

21.BÖLÜM

Dolunay ve Tuna içeri girip pes oynayalı biraz zaman geçmişti. Tuna ilk defa bu maçta Dolunay'ı yenecek gibi görünüyordu, önde olan oydu. Dolunay aklını oyuna veremiyordu ki şu babasını bir yensin. Allah için yine babası güzel oynuyordu hakkını yiyemezdi. Eh bu oyunu kim öğretmişti ona. Dolunay bunları düşünürken yine bir gol yemeyi başarmıştı.

"Heyt be." dedi Tuna gülerek, heyecanla ayağa kalkıp tekrar koltuğa oturdu.

"Ohoo, oynamıyorum ben ya, oynadığımızdan beri İstanbul deyip kafamı karıştırdın baba." dedi Dolunay elindeki oyun kolunu bırakarak.

"Sus lan kerata, yenemeyince hemen oynamıyorum ben." dedi ve Dolunay'ın kafasına bir tane geçirdi Tuna.

"E yuh baba bu yaşta bir dövmediğin kalmıştı."

"Babalar döver de, söver de, sever de. Küçükken bir kere bana yenilmiştin de hemen oyunu bırakmıştın, bende ondan sonra hep sana bilerek yenilirdim. Ne günlerdi be." dedi Tuna iç çekip uzaklara bakarak.

"Hadi oradan babalık numaradan yeniliyormuş. Şu oyunu başkalarıyla da oynuyorum bilmem farkında mısın?"

"Tamam kes bir sevinelim, şurada ego tatmin edelim dedik. Kapa şu zımbırtıyı artık." dedi ve elindeki oyun kolunu Dolunay'a verdi. Dolunay oyunu kaparken konuşmaya başladı.

"Baba hadi artık söyle ne yapacağım ben? Eve gelince hemen yanına gitmediğim için bir ton laf şimdi." dedi sıkıntıyla ellerini saçlarında gezdirdi ve kafasını kaşıdı.

"Yavru köpek olacaksın, güzel sözler edeceksin, sürprizler yapacaksın. Bu kadar."

"Yavru köpek?"

"Annen bana hep böyle derde. Masum masum bakacaksın işte. O zaten senin gözlerinde ki o ifadeyi görünce hemen hop yelkenler suya. Sen rahat ol."

"Tamam, peki ne sürpriz yapacağım?"

"Oğlum sen ne odun herifsin cidden hiç bana çekmemişsin he, gerçekten." dedi ve konuşmaya devam etti Tuna.

"Mesela yatağına sabah bir gül bırak sonrada yatakta güzel bir kahvaltı yapın mesela. Sen güzel kahvaltı hazırlarsın. Eh gülü de koyamazsın sen şimdi tek yatmıyor kız doğru o uyanana kadar koyup ayakta beklersin artık." dediğinde Dolunay'ın gözleri pörtledi İstanbul bunları duysa kesinlikle Dolunay'ı bir kaşık suda boğardı.

"Tamam bakma öyle. Görmedim, duymadım, bilmiyorum."

"Baba bak aman diyim İstanbul'un yanında dikkat et, ağzından bir şeyler kaçırma."

"Yok tamam, dikkatli olurum. Canım gelinim ya. Valla sıpa başka biri olsa bu kadar sevinemezdim." dedi Tuna oğluna gururla bakarak.

"Zaten başka birileri olamazdı. Olsa birileri en azından gelinin olamazdı." Dolunay İstanbul'dan başkasını sevemezdi.

"Annen duyunca neler olacak onu merak ediyorum ben."

"İşte onu bende çok merak ediyorum." Bir kaç saniye sessizce durdular sonra Dolunay yine konuşmaya başladı.

Minik ÇöpçatanΌπου ζουν οι ιστορίες. Ανακάλυψε τώρα