22.Bölüm

43.4K 1.6K 130
                                    

Merhaba. Nasılsınız? Ben yine heyecanlıyım bakalım hangi üniversite olacak merakla bekliyorum. Bu bölümü bir kez yazdım yarısına kadar ve sildim o hiç içime sinmemişti. Neyse umarım beğenirsiniz. ve her birinize tekrar tekrar teşekkür ederim yorumlarınız harika. Seviliyorsunuz. Beni yalnız bırakmadığınız için ayrıca teşekkürler. Oylar ve hele ki yorumlar beni çok mutlu ediyor. Hepinize mutlaka cevap veriyorum ve sizinle kaynaşmak istiyorum. Ben daha fazla konuşmadan bölüme geçin siz. Kocaman öpüldünüz. Keyifli okumalar.

22.BÖLÜM

Tüm konuşmalarına şahit olduktan sonra onların aşağı inelim sözleriyle hemen onlara yakalanmadan kocasının yanında soluğu aldı Mine.   

Tuna'ya elindekini gösterip konuşmaya başladı.

"Tuna bak ne buldum doğum kontrol hapı ve de az kalsın Dolunay ve İstanbul'un sevişmesine şahit oluyordum Eh azıcık şahit olmuş olabilir aslında, biraz yani. Ve ya bunların bu haplara ihtiyacı olursa ay elim ayağım boşalıyor ne yapacağım ben şimdi?"

Tuna şaşkınlıkla onu dinlerken gülerek aşağıya inmiş çift ise duydukları sözlerle şaşkınca ağızları açık bir şekilde ve de korkulu gözlerle birbirlerine bakmışlar daha sonra da Tuna ile göz göze gelmişlerdi bile. İşte şimdi hapı yutmuşlardı. Ne yapacaklardı şimdi.?

Duyduklarıyla iki gençte şaşkına uğramıştı. Şimdi İstanbul'un minnoşu onların ateşlice öpüşmelerine şahit mi olmuştu? Hele de birde elinde doğum kontrol haplarımı vardı? Ah onları İstanbul'un zannediyordu en kötüsü de. Onlar İstanbul'un değildi ki. Ah Berfin İstanbul'dan çekeceği vardı. Mine Teyzesi onların ilişkilerine ne diyecekti şimdi? Karşı mı çıkacaktı, kızacak mıydı yada sevinecek miydi?

İstanbul sevinmesini her şeyden çok istiyordu ama bu bakışlar ve sözler sanırım kızacaktı. Mine teyzesinin onlara karşı gelmesine hazır değildi kesinlikle. Belki de bir daha onu kızı gibi görmeyecekti, ona karşı tavır alacaktı. Bunların olamamasını diliyordu İstanbul. Tek umudu onlara buruk bir şekilde bakan Tuna amcası ve Dolunay'dı. Belki Tuna amcası onu sakinleştirirdi ve de Dolunay annesinin İstanbul'u üzecek bir şeyler yapmasını engelleyebilirdi.

Dolunay ise annesine babasının söyleyeceğini tahmin ettiğinden rahattı ve de annesinin dediğine bakılırsa onlar için endişelenmişti sanki. Onları öyle gördüğünü söylediğine göre yoksa babası görmeden gerçekten bir baskın mı yemişlerdi? Eğer durum böyleyse çok büyük sorun var demekti. Babasından bir işaret bekliyordu sorun olmadığına dair ama bu yakışıklı yaşlı adamın suratından ne olduğuna dair hiç bir şey anlaşılmıyordu. Ve de ne olursa olsun umurunda değildi babası açısından sıkıntı yoksa annesi bir şekilde ikna edilirdi.

Eğer İstanbul'a karşı çıkarsa ona söyleyeceği tek şey babaannesi gibi bir kaynana mı olmak istiyor olduğuydu. Ve de yıllardır yanlarında olan kendi kızı gibi sevdiği birine Mine'nin böyle kötü bir şekilde davranacağını dahi düşünmüyordu Dolunay. Annesi cadı olabilirdi ama İstanbul'u gerçekten seviyordu. Onlara karşı gelmeyeceğini biliyordu.

En önemlisi de annesi aşktan anlayan bir kadındı. Aynı zamanda evlilik için yanıp tutuşan bir kadındı. Buna hepsinden daha çok sevinecekti annesi. Ufak bir korku beslese de sakindi her şey güzel olacaktı ve annesi onayı anında verecekti. En azından artık gizli saklı yaşamayacaklardı ilişkilerini, her ne kadar onay vermese de ki elinde sonunda verecekti buna emindi. Annesi hele bir vermesindi İstanbul'u kolundan tuttuğu gibi alır Amerika'ya geri dönüş yapardı. Eh Mine bunu göze alamazdı.

İstanbul'un yanında dura dura böyle her olayı en ince ayrıntısına kadar inceler olmuştu ve az kalmıştı artık kafayı yemesine. Abartmayacaktı biliyordu annesi onaylayacaktı ilişkilerini. Şu annesinin elinde tuttuğu şeydeydi şimdi aklı bu şeyin onların odasının kapısında ne işi vardı. Bu İstanbul'un olamazdı değil mi? İstanbul'un değilse kimindi? Bu kadın doğum kontrol hapına neden ihtiyaç duymuştu? Yoksa kendini artık bir şeylere hazır mı hissediyordu? Kadınları anlamak zordu gerçekten zaten aynı evin içinde yaşıyorlardı, öpüşüyorlardı, birbirlerine sarmaş dolaş uyuyorlardı. Bunca şeyi yaparken neden seks yapamıyorlardı? Neyi bekliyorlardı?

Minik ÇöpçatanWhere stories live. Discover now