14. BÖLÜM "İÇİMİZDEKİ ŞEYTAN"

43.8K 2.4K 766
                                    


Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen.

"İÇİMİZDEKİ ŞEYTAN"

Tercih yapma şansım olsaydı şu anda tanımadığım insanların arasında olmaz sıcak evimde ailemle birlikte kahve içiyor eski güzel günlerden bahsediyor olurdum. Hayatımda ilk defa yaptığım hata geleceğime mal olacaktı. Savunmasız bir anne adayının gözyaşları hiç yapmayacağım dediğim şeyleri bana kabul ettirmişti. Zamanı geriye sarabilseydim aynı hataya tekrar düşer miydim bilemiyorum.

Söz konusu en yakın arkadaşlarınızsa elinden geleni değil fazlasını yapıyordunuz.

Yalan söylemek boyumu aştığı gibi evime aldığım suçlunun ilerde doğuracağı sonuçların hesabını yapmamıştım. Serkan'ın yakalanma ihtimali yüzde sıfırdı ve birinin onu ihbar ettiğinden adım gibi emindim. İçimizdeki şeytanı bulma çabalarına şimdilik ara vermiştim, Yaman faciasından kurtulduktan sonra ve mahkemeden beraat kararım çıkınca işe koyulacaktım. İhbar eden kişinin adını gizli tuttuklarını herkes gibi biliyordum, polis merkezinde tanıdığım yoktu, sonuç itibariyle kameraları devre dışı bırakıp gizlice içeri girecektim, yada kolay yoldan teşkilatta çalışan biriyle yakınlaşacaktım.

Adı bir elime geçsin başımı yakan hainin canını yakmasını iyi bilirdim!

Yaman'ın sesine âdevre dışı bıraktığım kafamdaki makine çalışmaya devam edince içimizdeki şeytan için beslediğim öfkeyi bastırdım, önceliğim ayaklarıma dolanan adamı defetmekti, duruşma gününe kadar ona masum olduğuma inandırmalıydım.

Zeki kızsın dedi iç sesim, sinsice sırıtıyordu. Eline geçen fırsatı değerlendir, sana yanık adamın her şeyden haberi var, onu kullan, kimin seni ihbar ettiğini öğren.

İlk defa içimdeki acımasız çatlak sese katılarak kendime olan güvenimi tazeledim. İyi veya kötü çıkarlarım için insanları kullanma taraftarı değildim. O kısmın üstünden kalın bir çizgi çektim, gerisini zihnimin uğrak yerine ittim, gidip gelirken üstünden her gün geçebilir, ne yapmam gerektiğine zorlanmadan karar verebilirdim.

"Gözlerine bakamasamda şaşırdığını hissediyorum, itirafım biraz ani oldu, sarsıldın ama hayatı geciktirmeyi sevmediğimden yaşayacaklarımı hep erkene alırım."

"Seninle aynı şeyleri yaşayabileceğimi düşünmüyorum." Geri çekilmek istediğimde belimdeki elleri buna mani oldu. Çok güzel elimi kolumu sallayarak buradan gitmeme izin vermeyeceğinin mesajını vermişti. Yüzümü yüzünden uzaklaştırdım, ben hakimim diyen gözlerine baktım, bu bakışı tanımıyordum, öfkelimiydi bilmiyorum, ama ben şaşkındım.

"Senin neyine yetmiyorum?" diye sorunca sesi karakteristikdi, ona nasıl tepki vereceğimi bilemedim.

"Sizi tanımıyorum, yeni bir ilişkiye hazır değilim ve beni yanlış anlamanızı istemem."

"Şu sizli bizli lafları resmiyete dökmezsen bence iyi anlaşırız."

"Yaman Bey-"

"Unut gitsin." dedi iyiki sözümü kesmişti, ne diyeceğimi gerçekten bilmiyordum. Hazırlıksız yakalanmıştım. Ağzımdan laf almak için mi yoksa benden gerçekten hoşlandığı için mi yakınlık kurmaya çalıştı. Onun gözünde suçlu konumundaydım, keza açığımı kolladığını düşünmekte sakınca görmüyordum.

"Konuştuklarımız hakkında ne düşünüyorsunuz?"

Başka tarafa bakıyordu. Sorumu duymuş benden karşılık almadığı için yanıtsız bırakmıştı.

Peki, bugün alıngan Yaman'ıda tanımış olduğuma göre damarına basmakta fayda vardı.

"Bu gece sizi son görüşüm olsun, hatta izin verirseniz şimdi evime gitmek istiyorum."

BAKANIN OĞLUOù les histoires vivent. Découvrez maintenant