Up uzun bir bölümle geldim oy vermezseniz bol bol yorum yapmazsanız valla size gönül koyarım.
19. BÖLÜM "İZİN VER VARLIĞIM YARA İZİNDE BENİM YARAMI AÇSIN"
Korkunç geçen iki günün ardından kendimi Yaman'ın gidişinden sonra daha kötü hissediyordum. Zaman aheyhime işliyor yaklaşan dava gününün bende yarattığı huzursuzluğu gideremiyordum korkularımla başa çıkamıyordum artık. Başlarda her şey basitti, yalan söylemek kolaydı karşı tarafı inandırma çabasında değildim, rahattım. Serkan Sarı'yla bağlantım yoktu uzaktan bir seyirciydim sanki. Hapse girme ihtimalim yok denecek kadar azdı, yalanlarla bağdaştırdığım senaryo sayesinde işlediğim suç sicilime işlemeden yakayı yara almadan sıyıracaktım.
Ama işler umduğum gibi gitmedi.
Serkan Sarı bize ihanet etmiş üstüne çamurunu bulaştırmıştı. Hakan'a haber vermeden kendine yeni avukat tutmuştu, tartışmış sonrada kavga etmişlerdi. Hakan'ın dediğine göre ifadesini değiştirecekmiş, şüphelerimde yanılmıyorsam çalıştığı çeteyle iletişime geçmişti. Ceza yememek için suçu üstüme atacaktı, neticede benim evimde yakalanmıştı yaptıklarından bihaber olduğumu söylemiştim ve bildiğim gerçeği inkar etmiştim. Onun arkası sağlamdı ki öyle olmasaydı döneklik yapmazdı, altı ay evinde kalan insanı haince sırtından bıçaklamazdı.
Her seferinde ihanete uğramaktan bıkmıştım. Dost dediklerimden de kazık yer olmuştum. Serkan Sarı işi benim üstümden yürüttüklerini söylerse polis Murat'ında işin içinde olduğunu anlar, kendimden geçtim kardeşimin başını yakacaklardı. İşi Murat'ın her şeyiydi, hayattaki tek başarısı kovulursa kaldıramaz. Üstüne hapse düşersem ve sekiz yıl yersem kesin kafayı sıyırır bende dört duvar arasında kahrımdan ölürüm.
Korkunç senaryolarımın ardı arkası kesilmedi. Cesaret duvarımı yıkan Yaman Çakırlı namı diğer hakim bey çetin ceviz çıkmıştı, mesleğine ihanet edip- ne kadar inkar etse de- dava sürecine gönül ilişkisini karıştırmış elindeki gücü bana karşı kullanmıştı. İşi artık daha kolaydı, çamur eteğime bulaşmıştı ve birlikte temizlemeyi teklif edecekti kesin. Belki de ahlaksız tekliflerde bulunur. Filmlerdeki kötü adamların başvurduğu kapıyı yüzüme açarsa şaşırmam eh bende karşılığını misliyle veririm.
Bunu onun yanına bırakır mıyım tabii ki hayır, adama pabucunu ters giydirir öyle yol veririm.
İç sesim 'gördük gördük' diye benimle alay etti. 'Adam her istediğini iyi veya kötü sana yaptırıyor.'
'O koca çeneni kapat iç ses! Yoksa seni yolarım.'
'Neden? Gözünle gördüklerini inkar etmekten utanmıyorsan söylediklerimi hazmedeceksin.'
'Yok canım.'
'Evet canım.'
"Seni gebertirim bak, bu aralar zaten iş görmüyorsun senin yüzünden sap gibi ortada kalıyorum, işim düşünce arkanı dönüyorsun hayırsız."
"Kiminle kavga ediyorsun Aslı?"
Son cümlemi kucağımdaki kocaman beyaz pelüş ayıcığı parçalayacakmışım gibi sıkarak söylediğimin farkında değildim, içimdeki ben, beni delirtmişti sonunda sessiz geçen iki günün sıkıntısı meyvesini veriyordu.
"Kendimle ediyorum. Yaman iki gün geçmesine rağmen beni aramadı tehdit etmedi zorlamadı seninle dava günü görüşeceğiz demedi. Bu sessizliği hayrı alamet değil."
Eda mutfaktan iki kahveyle geleceğine eli boş gelmişti salona, karşıma geçip kollarını göğsünde bağladı, bana üstten kırmızı pijamalarıyla bakarken pelüş ayıcığımın arkasına saklanmaya çalıştım. "Durmadan aynı kelimeleri tekrar ediyorsun, söylenerek hem kendini hem bizi bitiriyorsun. Yorulmadın mı?" diye kızdı bana, abarttığım yoktu gerçekten indirmediğim pijamalarımla bunalıma girmiştim. "Cevap vermediğine göre kaldığın yerden devam edeceksin."
