th-eight

4.6K 337 137
                                    

milk end şugır prodakşın fck fck fck 

medyayı dinleyin lskdxzclkesdmlöo1

Oy verin. Lütfen.

------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

''Kahve ister misin?'' dedi yorgun sesiyle Amor. Yaklaşık yarım saat önce benim evime gelmiş, mutfakta oturmaya başlamıştık. Ne o konuşuyordu ne de ben. Sadece masada oturuyor, önümdeki soğumuş kahvem ile ilgileniyordum. Bir şeyleri merak ettiğini biliyordum. Oraya neden gittiğim, annemin bana ne anlattığı ya da dudağımın neden patladığı gibi. Anlatacaktım, sadece biraz daha geciktiriyordum. Kendimce dinleniyordum işte. 

''Hayır, Amor. Teşekkür ederim'' deyip gülümsedim. Ona bakarken, gülümsemekte zorlanmıyordum. Hayatıma ilk girdiği andan itibaren böyleydi. Bu yüzden bende değeri fazlaydı. Hele ki uçurumda beni öptükten sonra, dahada artmıştı gözümde. Seviyordum. 

''Anlatacak mısın neler olduğunu? Sana ne anlattıklarını? Nasıl davrandıklarını? Biliyorsun, seni her zaman dinlerim Aleph.'' dediğinde masanın üzerinde duran elini kavradım hızla. Sıcaktı. Benim soğuk ellerime nazaran elleri sıcacıktı.

''Çok iyisin biliyorsun değil mi?'' dediğimde elini elimle kaldırıp yanağıma yerleştirdi. Yüzünde, bana bakarken eksik etmediği o güzel gülümsemesi vardı. Bana özel gibiydi. Gibisi fazla bence öyleydi.

''İyi değilim, sadece seviyorum'' dediğinde bakışlarımı kucağıma çekmiştim. Bende yeri geldiğinde utanabiliyordum. ''Utan diye söylemedim, gel buraya'' diyerek kolumdan tutup ayağa kaldırdı. Mutfaktan çıkıp merdivenlere yöneldi. Daha sonra kapısında portakal stickerı olan kapıya. Odama. ''Ben saçınla oynarım. Sen anlatır ve rahatlarsın. Nasıl fikir turuncu manyağı'' dedi yaklaşık bin kere girdiği odama tekrar göz gezdirerek.

''Mantıklı.'' diyerek dolabıma yöneldim. İçinden gri bir eşofman ve siyah bir tişört çıkartıp banyoya girdim. Banyodaki rutin işlerimi halledip tekrar odaya dönüm. Amor beyaz bir yorganın altına girmiş, gözleri bende, bekliyordu. Yorganın altına girip başımı göğsüne yasladım. Elleri hemen saçıma gitti. Anlatmamı bekliyordu.

''Annem zor bir doğum geçirmiş Amor. 17 yaşındaymış bizi doğurduğunda. İlk günleri çok güzelmiş, sürekli bizi hayal etmiş falan filan. İsimlerimizi koymuşlar babamla. Buray'mış benim adım'' deyip ufak bir kahkaha attım sessiz odada. ''Herneyse, annem bizi doğurduktan sonra komaya girmiş. 1 ya da 1.5 ay komada kalmış. Sonra uyandığında bizi götürmüşler ona. Bir koluna beni bir koluna kardeşimi yatırmışlar. Yabancıymış gibi bakıyormuş bize. Daha sonra Burak ağlamaya başlamış. Hiç susmuyordu diye anlattı annem. Daha sonra kriz benzeri bir şey geçirmiş. Uçuruma götürmüş bizi. Bugün gittiğim uçuruma. Burak hala ağlamaya devam ediyormuş. Ben, bana çok sessiz bir bebek olduğumu söyledi yüzündeki gülümsemeyle. İlk defa gülümsedi bana. Sonra Burak'ı kucağına almış ve tam aşağı atacakken ağlamaya başlamışım. Çok değişik değil mi?'' dedim kafamı biraz yukarı çıkartıp. 

''İkizler birbirlerini hissederlermiş. Kanıtlamış oldunuz.'' dedi hala saçlarımla oynarken. ''Burak'a anlatacak mısın bu olayı peki?''

''Sanmıyorum. Kendini suçlu hisseder o. Allah aşkına 1 aylık bebekmişiz. Ne suç olabilir ki? Bu hikayede kimsenin suçlu olduğunu düşünmüyorum.''

''Yani anne ve babanı affettin?'' dedi soru sorarcasına.

''Hayır. asla Amor. onları hayatımda istemiyorum.'' dedim daha çok göğsünde yayılıp tişörtümü çıkartırken. ''Uyuyalım mı?'' 

''Hadi uyuyalım'' dediğinde kapının aniden açılmasıyla kelimenin tam anlamıyla altıma yapıyordum. Amor ile yerimizde adeta zıplayıp odanın kapısına baktığımızda Burak dolu gözleriyle bize bakıyordu. Bu çocuk eve nasıl girmişti? 

''Be-benim yüzümden.'' dedi fısıltıdan ibaret ses tonuyla. ''Kardeşimi benim yüzümden sevmediler.'' Yerimden fırlarcasına kalkıp yanına gittiğimde gözleri odağını kaybetmiş gibi er yere bakıyordu. 

''Burak bana bak. Hiçbir şey senin yüzünden değil. Saçmalama tamam mı?'' dedim ellerimi yanaklarına koyup bana bakmasını sağlarken. O ise aynı şeyleri söyleyip duruyordu. Ben hala onu sakinleştirmeye çalışırken o kollarımın arasında çırpınıyordu. 

''Amor, aşağıda ilaçlarımın arasında sakinleştirici var getirir misin? Acele et!'' Yerinden hemen kalkıp mutfağa gitti. Az sonra elinde iğnelerle geldiğinde çırpınarak ağlayan Burak'a çoktan bir tanesi yapmıştım.

Her şey o kadar ani gelişmişti ki! Kucağımda yarı baygın şekilde yatan Burak'a bakınca fark ettim her şeyi. Hala aynı şeyleri tekrarlayıp duruyordu. Ona anlatmayı kesinlikle düşünmüyordum ama bizi duymuştu. Bu hayatın bana 'aha sıçtım ağzına' deme şekliydi.

''Ben gidiyorum. Burak yarım saate uyanır. Uyandığı zaman düzgünce konuşursunuz.'' dedi bir abi edasıyla. 

''Neden gidiyorsun? Kalsana bu gece.'' dedim.

''Siz ikiniz yalnız kalsanız daha iyi olur'' dedi bir yandan yanıma doğru adımlayıp. Dudaklarıma masumane bir öpücük koyup geri çekildi. Bakışlarımı kucağıma çekip kızarmaya başladım yerimde. Asrın ile ne kadar ileriye gittiysem utanan taraf hep Asrın olmuştu. Ondan utanmıyordum ama Amor'un bu öpücüğünden bile utanır hale gelmiştim.

''Utandım'' dedim yine fısıltıdan oluşan sesimle. Eğilip, dudaklarıma yine bir öpücük bırakıp gülerek çıktı kapıdan. 

Bu aşk tanrısını gerçekten seviyordum.

----------------------------------------------------------------

Eskiden, Asrın ile sadece yemek yiyip, içki içtiğimiz, gülerek birbirimize bir şeyler anlattığımız mutfak masasında yaklaşık 1 senedir dert masası haline gelmişti. Üzerinden eksik olmayan kahve kupaları ve dertli insanlar. 

''Her şey benim yüzümden'' diye fısıldadı bilmem kaçıncı kere. Bıkmıştım artık. Hayır Burak'tan değil, onun, ortada olmayan bir suçu üstlenmeye çalışmasından.

''Burak, sabrımın son demlerindeyim. Kalkıp döveceğim şimdi seni'' dedim kaşlarıma çatıp. Kalkıp dövemezdim gerçi. Benden daha iri yapılı bir şeydi. Ben ise kemikleri sayılan, uyuşturucu bağımlısı tiplemesinde bir şeydim.

''Döv, haklısın'' dedi elindeki kahveden bir yudum daha içerken. Hala sakinleştiricinin etkisindeydi. Uysal bir kedi gibi. Kedileri hiç sevmem.

''Bak, sen benim diğer yanımsın. Eksik kalan parçamsın. Ortada olmayan bir suçu üstlenme. Ben annemi bile suçlamayı bıraktım. Seni nasıl suçlarım? Yapma ne olur, üzme beni" dedim. Sandalyesinden hızla kalkıp bana sarıldığında gerçekten tamamlanmış hissediyordum.

Bizimle yaşar mısın? Annem, babam, sen ve ben. Ilk defa, birlikte?"

"Senin için ölürüm bile. Ama bunu benden isteme. Onlarla sınama beni. Lütfen. " dediğimde yüzü düşmüştü.

"En azından bir akşam yemeği. Ilk defa hep beraber olmak istiyorum" dediğinde mecbur kabul etmiştim. Ona hayır diyemezdim.

---_--_--_--_--_--_--_--_-  _--_--_--_-  _--_--_--_- _--_--_--_- _--_--_--_- _--_--_--_- _--_--_--_-

3 kere sildi aq wattpadi bu bölümü.  Ilk yazısında daha güzeldi. Sonra pc kafayi yedi tekrar sildi. Amk çıldıracam.
Bölümünde aq
Wattpadinde aq
Hayatında aq
Her şeyin aq
Gidiyom ben

Oy verin. Lütfen.

aleph |bxb|Donde viven las historias. Descúbrelo ahora