ff-four

2.9K 210 81
                                    

final yaklaşıyor..

burada yazdığım gerçek bir final olmayacak. hatırlarsanız ikinci bir kitaptan bahsetmiştim konusu Asrın olan. burada yazdığım final, bitmemiş bir son. asıl final ikinci kitapta  olacak.

bu çok büyük bir spoi oldu. bunu söylemeden başlamalıydınız diğer kitabıma. lakin Asrın a karşı bir öfkeniz olduğu için diğer kitabı okumamanizdan korktuğum için söylemek zorunda kaldım.

okumazsanız da kendiniz bilirsiniz.

fakat hiçbir şey yarım kalmayı haketmez.

iyi okumalar dilerim..

🍃🍃🍃🍃🍃🍃🍃🍃🍃🍃🍃🍃🍃🍃🍃🍃🍃🍃🍃🍃🍃🍃🍃🍃🍃🍃🍃🍃🍃🍃

Dünyaya acı çekmek için gelmiş olmalıydım.

Yoksa yediğim dayakların, kustuğum kanların ya da döktüğün gözyaşlarının başka bir sebebi olurdu.

Alphan Mena, Aras Mena'nın babası, benim büyükbabam. Hiçbir aile üyesi tarafından sevilmediğim bir kez daha gösterilmişti bana. Beni ilk gördüğü anda ibne demesinden anlamıştım zaten. Sonra kan kusturana kadar dövmesinden tescillemistim beni sevmediğini. Hatta benden nefret ettiğini.

"Hisselerini satmak mı?" Büyük kahkası, ihtişamlı Mena Holding'i sardığında gözlerimi gülümsemesinden alamamıştım. Burak gibiydi aynı. Anne ve babasına benzediğinden daha çok büyükbabasına benziyordu.

"Senin hisselerin koruma altında Aleph. Bizim iznimiz, daha doğrusu benim iznim olmadan kullanamazsın.  Parasına dokunamazsın bile." Eski haline dönmüştü. Yine kırmızı bakıyordu gözleri.

"Burak'ın büyükbabası olduğunu bilmiyordum" dedim hırıltılı sesimle. Odanın açık renkli parkelerinin üzerine diz üstü oturuyordum. Yine her yerim kan olmuştu. Saçlarım kanın etkisiyle alnıma yapışmıştı. Burnumdan akan kanlar tüm yüzüme dağılmıştı. Yine de fiziksel acı, duygusal acımın yanında daha azdı.

"Ailemiz hakkında ne biliyorsun ki Aleph? Yoksa Buray mı demeliyim. Adının bile sahte olması kötü hissettiriyor olmalı. Ibne olman, annenin ve babanın seni bir çöp yerine koyması." dediğinde içimde hissettiğim yanma hissi tüm vücudumu harlıyordu. Yine de gülümsedim. Gülümsememin ardına saklandım. Bunu hep yapardım ki. Akşam, ölmeden yatağıma girebilirsem eğer o zaman ağlardım ben.

"Küçük bir bebek size ne yapmışta bu kadar nefret dolusunuz? Keşke bilseydim." dedim Alphan Beye hitaben.

"Insan sevmeyince sevmez. Her şeyde bir sebep aramamak lazım." dediğinde kafamı salladım usulca. Haklıydı. Bir neden aramak saçmaydı.

"Yeterince dövdüyseniz gidebilir miyim artık. Intikam falan istemiyorum. Sizin hiçbir şeyinizi istemiyorum" dediğimde oturduğu deri koltuktan seri bir hareketle kalkıp büyük elleriyle saçlarımı kavradı. Başımı sertçe geriye yatırdığında kendimi inlerken bulmuştum. 

"Burak ile konuşmaya devam ediyorsun ama küçük velet. Onunla da kesebilecek misin konuşmayı?" dedi pis pis sırıtırken.

"O benim ikizim ama" Fısıltıdan farksız sesimle mırıldandığımda saçımı bırakıp koltuğuna geri döndü. O sırada kapı sertçe açılıp içeriye diğer Mena üyeleri girdiğinde bulunduğum duvarın içine girmek istedim âdeta. Bu halimle onlara görünmek istemezdim.

"Baba ne yaptığını sanıyorsun sen. Onu neden bu hâle getirdin." Anne hızla yanıma gelip yüzümdeki yaralara bakmaya başladığında başımı onun ellerinden kurtarıp ayağa kalkmaya çalıştım. Bu bir hayli zordu benim için. Attığı ve attırdığı tekmeler kaburgalarımı hissetmemi zorluyordu. Nefes aldıkça batıyordu göğsüme.

aleph |bxb|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin