VI

914 70 35
                                    

Adamın cansız bedeni üstüme yığılırken bir şeylerin farkına yeni yeni varıyordum, hızla yan tarafa ittiğim cesede bakmamaya çalışarak yattığım yerden doğruldum ve duvara yaslandım. Ellerime baktım, kıpkırmızı kan vardı, kokusu burun deliklerimi sızlatacak kadar ağır ve kötüydü. Üşüdüğümü hissettim, birden bire buz kesilmişti her yer. Zifiri bir karanlık çökmüştü, lambalar nafileydi etrafı aydınlatmaya. Ne mümkündü beni bu karanlık, soğuk ve de dipsiz kuyudan çıkarmak? Ne mümkündü ki dertlerime derman, yaralarıma merhem olmak? Vücudum titrerken gerçekler suratıma bir tokat gibi indi. Katil olduğumu bilmek ve bunu sürekli kafamdaki fısıldayan sesler sayesinde duymak, biraz daha silinmemi sağlamıştı hayattan.

Korkarak bakışlarımı adama çevirdim. Zemine yayılan kanı görmek daha da üşümemi sağladı. Burada artık bir cinayet işlenmişti. Başımdan bela eksik olmayacaktı biliyordum, ben artık gerçek bir katildim, gerçek bir katil. Ellerimi zemine dayadım kalkabilmek için fakat durduramadığım titremelerim bana hiç yardımcı olmuyordu, ayağa kalkacak gücüm kalmamıştı. Yaram acıyordu fakat ruhum daha fazla. Mirza'ya baktım, yerde baygın yatıyordu. Yanına gidip ona sıkıca sarılıp içim çıkana kadar ağlamak istiyordum. Gözlerimi kapatıp sakinleşmeye çalıştım, göz yaşlarım daha fazla akmıyordu kurutmuştum sanki.

Asırlar gibi geçen süre zarfında gözlerimi açarak her şeyin bir hayal olmasını diledim. Fakat hayal olmadığı yetmezmiş gibi karşımda 11 yaşındaki halimi gördüm. Elindeki bırakamadığı ayıcığıyla karşımda durmuş gözlerini kırpmadan bana bakıyordu. Gözlerinde gördüğüm hüzün kırıntıları o zamana gitmemi sağlamıştı, gözlerimi kapayıp başımı sağa sola salladım. Deliriyordum, ve bu durduramadığım türden bir şeydi. Gözlerimi tekrar açtığımda 14 yaşımı gördüm sevinçli bakıyordu bana, ellerini uzattığında bakışlarımı ellerine çevirdim. Bir kaç saniye kanlı ellerinde oyalanan gözlerimi suratına çevirdim. Mirza'ya dönmesi beni hayli şaşırtırken "Onu tanıyorum." demesi yutkunmama neden oldu.

"Tanıyor musun?" Dedim titreyen sesimle. Bir kaç saniye öyle kaldıktan sonra bana döndü. Artık 14 yaşım değilde o şerefsiz vardı karşımda. Suratını görmemle kanım dondu. Başımı sağa sola salladım, iyileşeceğim. Zorlanarak duvara tutundum ve ayağa kalktım. Lavaboya doğru gözlerim buğulu bir şekilde ilerledim, o kadar bitkin hissediyordum ki kendimi sanki tüm dünyanın yükü sırtımdaydı. Banyoya vardığımda ışığı açtım, yüzüm yoktu aynaya bakmaya. Ellerimi yıkadıktan sonra odaya döndüm üstüm başım kan içindeydi. Pislik herifin kanı bana bulaşmıştı. Peki ya o, ölmeyi hak etmiş miydi? Bu sefer vicdanını nasıl susturacaktın? Gerçek bir katilsin, birini öldürdün hemde gözlerinin içine baka baka. Katilsin sen, katilsin, katilsin, katilsin-

"Sus yeter sus!" Diye bağırdım ve yere çöktüm. Bir hıçkırık firar etti boğazımdan sonraysa ağlamaya başladım.

"Haketmedim ben bunları, haketmedim hiçbirini!" Dedim ve yere doğru cenin pozisyonunu alarak yattım. Yer buz gibiydi titremeye başlamıştım ama bu titremelerimin üşüdüğüm için olduğunu sanmıyordum. Berbat hissediyordum kendimi. Ne zaman mutlu olmaya kalksam canım yanıyordu hemde eskisinden daha fazla. Ne yaptım ki ben! Ne yaptım da bunları yaşıyordum. Kimin günahının bedeli bunlar? Benim suçum ne!
Gülmek istedim, olmadı. Biri beni dinlesin istedim beni anlasın yanımda kalsın istedim ama olmadı. Yaralarımı sarsın artık kötülükler bitsin içimdeki sesler sussun istedim daha beter hale geldim. Ben hep istedim, hiç olduğum hal ile yetinemedim ve ben mahvoldum hemde iliklerime kadar. Acı ilmek ilmek işlemişti ruhuma, ama gocunmuyordum. Ne de olsa hissizlikten ölüyordu insanlar, bende tadabildiğim kadar tadıyordum acıyı.  Beni bu enkazın altına annem itti. Annem beni o gün kurtarsaydı bana inansaydı belki de, belki de çok farklı olurdu. Ben buydum işte, annesinin bile istemediği, korumadığı o lanetli kızdım. Bende isterdim geçmişimde sayamayacağım kadar güzel anılarımın olmasını, mutlu aile tablolarını, küçüklük resimlerimi, parkta salıncakta annemin beni sallamasını ama yoktu tüm bunlar. Bir hayalden ibaretti sadece...Al artık ruhumu tanrım. Benliğimi aldın, hislerimi aldın, ruhumu da al çünkü ben farkettim ki bağlı değilim hayata ölümlerden korkacak kadar.

MEYUS(Ara Verildi)Where stories live. Discover now