XII

285 33 9
                                    

Gözlerime gelen güneş ışığıyla güne başka bir şehirde uyanmıştım. Arabada esnerken etrafa yarım yamalak gözlerle bakındım.

"Günaydın." Dediğinde gözlerimi Mirza'ya çevirdim. Sigara dumanı midemi bulandırmıştı.

"Aç karnına sigara mı içilir?" Dedim homurdanarak.

"En iyisi aç karnına oluyor."

"Ama uzmanlar aç karnına içilen sigaranın daha zararlı olduğunu söylüyorlar." Dedim fısıltı gibi çıkan sesimle.

"Umursuyor gibi mi duruyorum?" Dedi verdiği sigara dumanını yüzüme üflerken. Öksürerek elimi havada salladım.

"Ölmekten korkmuyor musun?" Dediğimde başını umursamazca hayır anlamında salladı. Sonra bir an duraksadı ve bana döndü.

"Aslında korkuyorum." Dedi.

"O zaman neden bunu yapıyorsun?"

"Sana söyledim sigara içen de ölüyor içmeyen de."

"Ama içen daha erken ölüyor."

"İçmeyen bazı insanlar da erken ölüyor." Dediğinde kaşlarımı çattım. Ben bu konuşmayı sonsuza kadar sürdürebilirdim ama Mirza'nın bir noktadan sonra cevap vermeyeceğini biliyordum.

"Neyse sen bilirsin." Dedim ve camdan dışarıyı seyrettim. Sokakta oynayan bir kaç çocuk takıldı gözüme, küçükken yapamadıklarımı yapıp eğleniyorlardı kendilerince. Şimdi Mirza arabayı durdursa iner oynardım herhalde bende onlarla.

"Geldik." Dedi arabayı durdururken.

"Al bunu ne olur ne olmaz." Dediğinde verdiği kimliğe baktım.

"Sahte kimlik mi çıkarttın?" Dedim şaşkınlıkla.

"Evet, pek zor olmadı."

Kimliklere göz attım. "E burada evli yazıyor?" Kaşlarım çatılmıştı.

"Evet birbirimizi evli olarak gösterdim."

Onun kimliğine baktığımda adını Asrın ERKOÇ yaptığını farkettim.

"Bu ismin bir anlamı var mı?" Diye sorduğumda başını salladı.

"Başkalarının yerine geçeceğiz."

"Nasıl yani? Anlamazlar mı?"

"Hayır, henüz hiç görmediler ben her şeyi hesapladım merak etme." Dediğinde başımı salladım.
Neyse ki benim ismim kendi ismime yakın bir isimdi, Leyla. Yine de zorlanacaktım açıkçası bana başka bir isimle seslenilmesi kesinlikle tuhafıma kaçacaktı. Benim aksime Mirza bu işlere alışık gibi duruyordu.

Arabadan indikten sonra etrafıma bakındım. Sabahın erken vakitleri olduğundan hava oldukça aydınlıktı, mis gibi ferah kokuyu içime çektim. Güneş'in bugün tenimi yakmasına sinirlenmemiştim aksine hoşuma gitti bile diyebilirdim. Bugün kendimi daha enerjik hissediyordum umarım bu enerjimi söndürmezlerdi.

Mirza'yla beraber yürürken bizi büyükçe bir konak karşıladı.

"Burası mı?" Dedim fısıltıyla.

"Evet, şimdi sadece bana ayak uydur tamam mı?" Dediğinde başımı salladım. Oldukça ciddi gözüküyordu, bu ciddi suratının altında yatan ifadeyi oldukça merak ediyordum. Özlem, hüzün, sevinç hepsi olabilirdi ama hiçbirini dışarıya yansıtmıyordu. Konaktan içeri geçmeden önce bizi iri yarı iki tane koruma karşılamıştı.

"Sizde kimsiniz?" Dediğinde Mirza'nın yüzüne sahte bir gülüş yayıldı.

"Adnan oğlu Asrın."

MEYUS(Ara Verildi)Where stories live. Discover now