IV

403 11 4
                                    


IV

Rogojin'le birlikte eve yaklaştığında bütün ışıkları yanan verandada gürültülü bir kalabalığın olduğunu görünce şaşırdı prens. Neşeli kalabalık kahkahalar atıyor, bağırıp çağırıyordu. Yüksek sesle tartışanlar bile vardı. Çok iyi vakit geçirdikleri ilk bakışta anlaşılıyordu. Verandaya çıkınca prens gerçekten de içtiklerini, hem şampanya içtiklerini hemen anlamıştı. Görünüşe bakılırsa içmeye başlayalı çok oluyordu ve içenlerin çoğu sarhoş bile olmuştu. Konuklar prensin tanıdıklarıydı. Ama tuhaf olan, prensin kimseyi çağırmamış, üstelik doğum günü olduğunu kendisi de biraz önce rastlantı sonucu hatırlamış olmasına karşın, konukların doğum gününe çağrılıymışlar gibi toplanmalarıydı.

Rogojin, prensin arkasından verandaya çıkarken mırıldanıyordu:

— Birine şampanya çıkaracağını söylemişsin, hepsi koşup gelmiş... Biliriz böylelerini. (Yakın geçmişteki kendi durumunu hatırlamış olacak, neredeyse öfkeyle ekledi:) Onlara bir "ıslık çal", yeter...

Herkes haykırışlarla, kutlamalarla karşıladı prensi, hemen aldılar çevresini. Bazıları çok gürültü ediyordu, bazıları daha bir sakindi. Prensin yaş günü olduğunu duymuş, onu kutlamak için acele ediyorlardı. Hepsi sıraya girmişti. Birkaç kişinin, sözgelimi Burdovskiy'in orada bulunması şaşırtmıştı prensi. En şaşırdığı da, kalabalığın arasında birden Yevgeniy Pavloviç'i görmüş olmasıydı. Prens gözlerine inanmak istemiyordu, neredeyse telaşlanmıştı bile.

Tam o sırada Lebedev yüzü kıpkırmızı, heyecanla bir şeyler söyleyerek koştu yanına. İyice olmuşa benziyordu. Söylediklerinden, herkesin burada gayet doğal biçimde, hatta tesadüfen toplandığı anlaşılıyordu. Akşam olmadan İppolit gelmiş, kendini çok iyi hissettiği için prensi verandada beklemeye karar vermiş. Orada divana uzanmış. Sonra arkasından bütün ailesiyle Lebedev gelmiş yanına, yani General İvolgin ve kızlarıyla... Burdovskiy İppolit'le gelmiş. Gavrila ile Ptitsın, anlaşılan çok sonra oradan geçerlerken uğramışlar (istasyondaki olayla aynı zamana rastlıyor olmalıydı bu). Sonra Keller gelmiş, prensin doğum günü olduğunu söylemiş ve şampanya istemiş. Yevgeniy Pavloviç ise yaklaşık yarım saat önce gelmiş. Şampanya ve eğlence için en çok ısrar eden Kolya olmuş. Lebedev seve seve getirmiş içkileri.

Peltek peltek şöyle diyordu prense.

— Ama benden bunlar, benden! Doğum gününüzü size yakışır biçimde kutlamak için getirdim bunları, hepsi benden, ayrıca ikramım da olacak, mezelere gelince, mezeleri kızım hazırlıyor. Burada neyi tartıştığımızı bilseydiniz prens... Hamlet'i bilirsiniz: "Olmak ya da olmamak!" Güncel bir konu bu efendim, güncel! Sorular ve cevaplar... En çok da Bay Terentyev... Uyumak istemiyor! Ancak bir iki yudum şampanya içti, o kadarının bir zararı olmaz ya... Gelin bakın ve siz karar verin prens! Hepimiz sizi bekliyorduk, sizin parlak zekânızı...

Prens kalabalığı yararak aceleyle ona yaklaşmaya çalışan Vera Lebedeva'nın sevecen, tatlı bakışını fark etti. Herkesten önce ona uzattı elini. Duyduğu sevinçten kıpkırmızı olmuştu kızın yüzü. Prense "bugünden sonra mutlu bir hayat" dileğinde bulundu. Sonra mutfağa koştu. Orada meze hazırlıyordu. Aslında prensin gelişinden önce de sık sık mutfaktan verandaya çıkıyor, içkili konukların onun için son derece soyut, tuhaf konularda sonu gelmez tartışmalarını dinliyordu. Küçük kız kardeşi yan odada sandığın üzerinde ağzı açık uyuyordu, ama Lebedev'in küçük oğlu Kolya ile İppolit'in yanında ayakta duruyordu. Yalnızca heyecanlı yüzündeki ifadeden onun orada öyle daha on saat dikilip konuşmaları büyük bir zevkle dinlemeye hazır olduğu belliydi.

Prens, Vera'dan hemen sonra elini sıkmak için kendisinin yanına geldiğinde İppolit şöyle dedi:

— Uzun süredir bekliyordum sizi ve buraya böyle mutlu geldiğinize çok sevindim.

BudalaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin