GİZEMLİ YABANCI

Gizemli yabancı 37

Dünün yorgunluğuyla eve nasıl geldim yattım gerçekten bilmiyorum ama şimdi sağlam bir uykudan sonra çok iyiyim. Gerçi dün bir şeyde yapmadım ama eve gelene kadar pert olmuştum. Hızlıca bir şeyler atıştırıp evden çıkarken Savaş'a günaydın mesajı attım. Bu aralar pek bir şey yapmasam da okulu fazla aksatmış gibi hissediyorum. Durağa doğru ilerlerken kitapların birini yere düşürünce sinirle yere eğilip aldım hayır salaklık bende çünkü elimde üç tane kitap varken gidip küçük çanta aldım. Sol elimde kitapları alıp karşıdan karşıya geçtim bir yandan da çantamın içinden cüzdanımı çıkarmaya çalışıyordum ki bilin bakalım ne oldu? Birisine çarptım.

'' Çok özür dilerim gerçekten ben sizi fark etmedim. '' diyerek adamın yüzüne bile doru dürüst bakamadan durağa koşup minibüse bindim.

Zaten nasıl başardığımı anlamadığım özel bir yeteneğim var her yere geç kalmak. Hayır erken kalkıyorum bence hızlı da hazırlanıyorum ama yine de geç kalıyorum.

Sınıfa girdiğim de Kiraz'ın önlerde oturduğunu görüp yanına gittim.

'' Nasılsın canım. '' diyerek yanına oturdum.

'' İyiyim kuzu sen nasılsın? ''

'' İyiyim geç kaldım diye korktum. '' derken gülümsüyordum.

'' Zaten geçde kaldın on dakika kadar ama hoca daha gelmedi. Zaten hocamız değişmiş haberin var değil mi herkese mesaj attılar. ''

'' Aa ben hiç bakmadım obs' ye (öğrenci bilgi sistemi) haberim yok. ''

'' Sami'ye gelen şikayetler artınca dersini kuruldan dinlemeye gelmişler bil bakalım hangi gün? Aferin sana çok güzel bir cevap senin rezil olduğun gün. Öğrencilere bir şey çaktırmamaya çalışıyorlar ama görevli memur durumu kızına anlatıyor oda arkadaşına anlatıyor derken bütün okul duydu ve Sami okuldan şutlandı. ''

'' Sanırım şuan mutluluktan ağlayacağım. İçimin yağları eridi resmen. Ayy yaşasın ya artık bir derdim de kalmadı. Ama gelen gideni aratmaz inşallah. '' derken hafiften tırsmıyor da değildim yani.

'' İnşallah kuzu ya bak bak geldi. '' dediğin de hemen kürsüye baktım.

Bir seksen boylarında, esmer, tahmini kırk ya da kırk beş yaşların da, yeşil gözlü bir adam. Gerçekten karizmatik bir görünüşe sahip ve Sami bunu yanında bir hiçti. Pekala görüntü olarak Sami'yi aratmayacağı kesin. Karakter ve öğretmenlik olarak aratır mı orasını bilemem.

'' Merhaba arkadaşlar ben Galip Arın artık Sami hocanızın yerine ben gireceğim dersinize. İlk gün olduğu için biraz geç kaldım kusura bakmayın ama bundan sonra tam zamanın da gelirim ve sizlerden de aynı özeni göstermenizi beklerim. '' dediğin bütün hocaların ders saatlerine takıntılı olduğunu anladım.

'' Ayrıca bu zamana kadar sınavınızın test şeklinde yapıldığını öğrendim. Fakat benim için bu geçerli değil, yani bundan sonra sınavınız klasik olacak. '' dediğin de sınıftan sesler yükselmeye başladı.

Tabi bu ses çıkaranlar grubunda bende varım.

'' Sessiz olun lütfen. Şuan da dediğiniz hiçbir şey kararımı değiştirmeyeceği için boşuna konuşmanıza gerek yok. Şimdi sorusu olan var mı? Anlaşıldı o zaman derse başlayalım. '' dedi.

Şimdi Sami'yi özlemiştim işte. Zehirli bir dili vardı ama iyi adamdı be. En azından kopya çekebiliyorduk. Yazık oldu.

Ders bitiminde canımız baya sıkılmıştı. Tamam adam güzel ders anlatıyor ama fark etmeden iki saat boyunca iki ünite bitirdi ve sınava kadar konularda baya artacağa benziyor ve sınavımız klasik!