🔷13🔷

2.1K 90 9
                                    


Jimin

Dağ evine gelmiştik. Onunla anılarımız tekrar gözlerimin önünden geçiyordu. Gülümsedim. Ama bu gülümseme mutluluktan veya üzüntüden mi? Bilmiyordum. Aslında ikisinide barındırıyordu.

Onun hatırlamasını istiyordum. Güzel anılarımızı hatırlamasını istiyordum .

Ona döndüm. Beni izlediğini biliyordum. Anlamaya çalışıyordu. Neden burdaydık? Niçin buruk bir şekilde gülümsüyordum? Onla ne yaşadıkta böyleydim?

Bunu gibi bir sürü soru vardı. Tahmin edebiliyordum. Hafıza kaybı geçiriyordu.

"Bavulları alıp geliyorum. Anahtarı ona fırlattım. Tutmuştu. Sen eve girip bekle."

Arabaya yöneldim. O da dediğimi uyarak eve gitmişti. Bavulları arkadan alarak eve gittim. Ayağımla kapıyı kapattım. Hava kararmaya başlamıştı.

Bavulları odaya koyup Kook'un yanına gittim. Maskemi takmayı unutmadım. Eskiyi hatırlayana kadar böyle olmalıydı. Bizi sadece arkadaş olarak biliyordu.

Kook mutlaktaydı. Mutfağa girdiğimde işine fazla odaklanmış bir Kook beklemiyordum. Fazla ciddiydi. Bu onu seksi gösteriyordu.

Ona bakmayı kesip yanına gittim. Omuzuna kafamı koydum.

"Kookie yardım ediyim mi? Onaylamıştı. Kesme tahtasını göstererek

"Sebzeleri doğrayabilirsin hyung."

Kesme tahtasının oraya gidip sebzeleri doğramaya başladım.

Doğradığım sebzeleri tavaya koyup pişmesini bekledim. O sırada sofrayı hazırlamak için tabakları çıkarmaya başladım.

Bardaklar üste olduğu için oraya uzanmaya çalıştım. Almaya çalışırken arkamda tam boynumun orda bir nefes hissettim.

" Ben alırım hyung. Senin boyun kısa olduğu için alamazsın."

Bardakları alıp yemeğe başladı. Şaşkınlığım geçince yanına oturup yemeğe başladım.

Bölüm geç geldiği için özür dilerim. Yarın biraz daha uzun bir bölüm atmayı düşünüyorum.

Say You Love Me~Jikook~✓Where stories live. Discover now