🔷15🔷

1.9K 108 19
                                    

Bu bölüm biraz önemli bir bölüm. O yüzden tekrar Kookie'den yaptım.

Medya: Bts ( Feat. Nicki Minaj) - Idol

Kookie

Esneyerek yerimden doğrulmaya çalıştım. Sadece çalıştım. Bir yandan da ellerimle gözlerimi ovuyordum. Esnediğim için elimle ağzımı kapattım.

Kalkmamı engelleyen şeye bakınca Jimin hyungun kolları olduğunu görmüştüm. Belime kollarını sarsmıştı bu yüzden kalkamıyordum.

İstem dışı sırıtmaya başladım. Bakışlarımı belindeki sıkı bir şekilde saran kollardan yukarı yüzüne çıkardım. Yüzünü incelemeye başladım. Yüzü gerçekten pürüzsüz gibiydi. Herkesin dokunmak istediği bir suratı vardı. Ya da özendiğimi demelimiyim. Gerçekten Jimin hyungun suratına bazen özeniyordum. Güzel bir suratı vardı.

Ona her baktığımda diğerlerini baktığımda hissetiğim şeyi hissetmiyorum.Daha farklı ama buna ad bulmak için çok erkendi. Ama bana Jimin hyung daha yakın hissediyordum.

Aslında o Taehyung gibide değildi. En azında his bakımından öyle değildi. Yakın her şeyi öğrenecektim. Sonuçta en sonunda her şeyi öğrenecektim.

Belime sarılı kollardan nazikçe kenara koyup yataktan çıktım. Yüzümü yıkamak için tuvalete gittim.

Yüzümü yıkarken bir yandan da düşünüyordum. Unutmak istediğim ne yaşamış olabileceğimi düşünüyordum. Jimin hyung bizi buraya boşuna getirmemişti.

Bu evden bir şeyler çıkacaktı. Son birkaç gün kalmıştı. Az kalmıştı. Tuvaletten çıkıp katı gezmeye başladım. Aslında bu evi hatırlıyordum. Alt katta gizli bir yer vardı. Merdivene yöneldim. Alt kata inip o odayı hatırlamaya çalıştım.

Bir odanın içinde oda vardı. Yavaş yavaş galiba bir şeyler hatırlıyordum. Odayı hatırlamıştım. Soldaki odaydı. Soldaki odaya yöneldim. Kapıda bir şey yazıyordu.

Kapıda 'Sinirleri yatıştıran oda ' yazıyordu. Bunun alttında benim yazım vardı. 'Sinirlenirsek buraya girelim. Sinirleri yatıştıran odanın özelliği budur ' yazıyordu. Bunu ben yazmıştım. Odaya girecektim ki Jimin hyung bana sesleniyordu. Beni bulamıyınca panik ve endişelenmiş olmalıydı.

" Kook nerdesin?" Sesi endişeliydi.

Hemen mutfağa gittim. Sanki daha yeni uyanmışta kahvaltı hazırlıyor gibi yapıyordum.

Merdivenlerden adım sesleri gelincehemen ses verdim.

" Hyung burdayım. Mutfaktayım." demiştim. Sesi duyunca mutfağa gelmişti. Aslında biraz fırlamış olabilir.

Hemen bana sarılmıştı. Bende karşılık vermiştim. Kollarım boynunda birleştirmiştim. O da kollarını belime koymuştu.

" Beni korktun."

Neden bu kadar korkmuştu ki anlamamıştım. Şirince gülümseyip

" Zaten nerdeyse yeni uyanmıştım. Kahvaltı hazırlayıp süpriz yapmak istemiştim."

Sarılışı bozup minik elleriyle yüzümü kavramıştı. Gözlerimizi birleştirdi. Minik eliyle yanağımı okşuyordu. Okşadıkça gözlerimi kapatasım geliyordu. Gözlerimi kapatma dürtüsünü yok ederek. Bakmak için bir şeyler aramaya başladım

O sırada Jimin hyung dolgun dudaklarını aralayıp konuşmaya başladı. Gözlerim dolgun dudaklarına kaymıştı.

" Hyungun senin başına bir şey gelirse çok üzülür. Bundan sonra başına hiçbir şey gelmicek. Hyungun buna izin vermicek hep yanında olucak. Neyse bunları sonra konuşalım " Gülümsemişti. Dolgun dudakları kıvrılmıştı.

Gözlerimi dolgun dudaklarından ayrıp gözlerine baktım. Aklım şu anda Jimin hyungun yanaklarındaydı. Bir kere öpüp okşamak istiyordum. Hele o dolgun dudaklarını sömürmek istiyordum. İkinci isteğimi sonraya sakladım. İlk önce birinci isteğimi gerçekleştirmek istiyordum. Onun için izin almalıydım.

Şirince gülümseyip aego yaparak konuşmaya başladım.

" Hyung yanaklarına dokunabilir miyim?~~~"

Tebessüm edip onayladı. Ellerim yanaklarıma gidip okşamaya başladım. Sonra ise dudaklarımı yanağına değdirdim. Geri çekilince biraz utanmıştım.

Yanakları yumuşacıktı. Benim olmalarını isteyeceğim kadar yumuşaklardı.

Say You Love Me~Jikook~✓Donde viven las historias. Descúbrelo ahora