17. Bölüm

316 22 8
                                    

Yemek siparişlerini verip beklemeye başladık. Yifan ve Sehun, odamdaki arşivden film seçiyorlardı. Ben de Soo'yu alıp mutfağa gittim. Tabak ve bardakları tepsiye koyup ona döndüm.

"Ne düşünüyorsun Soo?"

"Hiiiç.."

"Söyle lütfen."

"Şey.. Biz.."

"Evet?"

"Yok bir şey."

Tepsiyi alıp salona döndü. Sehun ve Yifan her zamanki gibi filmi hazırlamak için tartışıyorlardı. İkisinin arasındaki şey tam olarak kardeşlikti. Sehun her zaman yaramaz bir kardeş gibi davranıyordu. Yifan da onu kızdırmak için özellikle uğraşıyordu.

"Minseok mesaj attı. Birazdan burada olacaklarmış."

Yifan'ın söylediğinden sonra Sehun somurtarak koltuğa oturdu.

"Sen hazırla. Ben yapmayacağım."

"Hey! Gel buraya!"

Yifan'ı çekiştirerek mutfağa götürdüm.

"Neden mesaj attığını söylüyorsun?"

"Anlamadım."

"Sehun bozuluyor. Görmüyor musun?"

"Hiç böyle düşünmemiştim."

"Her neyse.. Birlikte mi geleceklermiş?"

"Evet. Kimle gelecek? Sen biliyorsun sanırım."

"Biliyorum ama söylemem."

"Kardeşim benden bir şey saklıyor ve bunu sen biliyorsun."

"Alındın mı sen?"

"Biraz.."

Bir anda mutfğa girip kaşlarını çatan bebeğim, yanıma gelip Yifan'a öfkeli bakışlarını gönderdi.

"Yah! Neden buradasınız siz?"

"Sehun'la ilgili konuşuyorduk."

"Arkadaşımı kızdırırsan seni döverim."

"Jongin, tatlı sevgiline, beni dövmek için fazla kısa olduğunu söyler misin?"

Yifan sayesinde utançtan kızardığı için koşarak salona döndü.

Kısa sürede yiyeceklerimiz de arkadaşımız da geldi. Yanında kardeşi de vardı. Joonmyeon.. O da Minseok gibi sıcak biriydi. Başta çekinse de bize kısa sürede alışıp sohbetimize dahil olmuştu.

O akşam aynı masada otururken hepimizin hayatlarının ne kadar ayrı olduğunu fark ettim. Fakat bir aradayken aynı şeylere gülüyor, aynı filmi keyifle izliyor ve birbirimize karşı sevgi duyuyorduk. Bu da birlikte yaşarken ne kadar mutlu olabileceğimizi gösteriyordu.

Soo'yla konuşmam gereken şeyler vardı. Dışarı çıkıp dolaşma ve kahve dükkanına gitme tekliflerini bu sebeple reddettim. İlk olarak onunla sevgili olmayı başarmalıydım. Sonra da büyük bir aile olma konusuna nasıl baktığını öğrenmeliydim.

Aslında Sehun'la onun aynı evde olması beni rahatsız eder mi diye düşünüyordum. Yifan'la benim aynı evde olmam gibi bir şeydi. Evet, belki Yifan şuan kimseyle birlikte değildi. Ama Sehun birinden hoşlanıyordu. Bu yüzden onu tehlike olarak görmüyordum. Birlikte geçirdiğimiz bir ay, hepimizin bağını güçlendirmişti. Herkes bir diğerinin acısını dindirmek için uğraşıyordu. Böyle bir durumda kimse aşk savaşına girmezdi. Hiçbirimiz öyle insanlar değildik ve olmayacaktık.

"Yarın yine geleceksiniz değil mi?"

"Geleceğiz merak etme."

Sehun'un yanıtından sonra tebessümle gözlerine baktım.

ESCAPE ✓Where stories live. Discover now