-13-

2.3K 212 299
                                    

En büyük hayal kırıklarından birini de aradığınız kişiye ihtiyacınız olduğu an ulaşamadığın vakit yaşarsın; sesini duymayı yahut yanında olmasını arzularken dönütsüz bırakılan her istek ektiğin umut fidanlarını, daha büyümeden çürütür ve burnuna ulaşan o çürük koku ciğerlerini soldurmaya yüz tutmuşken odanın içinde turlayışların bacaklarını kilometrelerce koşmuşçasına ağrıtır çünkü sadece vücudunun yükünü değil, kalbinin akıl almaz ağırlığını da taşırsın.

Yumruk kadar yüreğim, genişleyebileceği boyutları aşmış Sehun telefonu açmadığı dakikalarda göğüs kafesimde sıkışıp kalmışken; içeriye davet ettiğim babamın arada bir adımı seslenişini işitiyor, Chanyeol'un Hei ile girdiği laf dalaşlarına kulak misafiri oluyordum. Saniyeler birbirini kovalarken odaya kapanışım Baekhyun'u meraklandırmış olacak ki kapıyı aralamış, dört döndürdüğüm bedenime anlamsız bakışlar atmıştı. "Sehun ile konuşabildin mi?" diye sorunca bir süredir aramayı bıraktığımı fark ederek yeniden telefona sarıldım, attığım mesajlara cevap verip vermediğini kontrol etmemin akabinde numarasını bir kez daha çevirdim fakat umut fidanlarım çoktan fosil olarak toprağa karışmış, türlü organizmalar tarafından ayrıştırılıyordu. Isırdığım dudaklarım arasından ıslık misali "Açmıyor." fısıltısı döküldü, arkamdan ne işler çevrildiğini onun ağzından duyma isteğimin baskısı etkisini ciğerlerim üzerine yönlendirdiğinden yanıtsız bırakılışımı umursamak yerine ısrarcı aramalarıma bir yenisini daha ekledim ve hiç beklemediğim bir mucize gerçekleşekerek, Sehun'un nefesi östaki borumu titretmesinin ardından soluğuna muhtaçlığımla dalga geçercesine gözyaşı pınarlarıma çarptı ve ismimin küçük dudaklarını yalayarak aygıttan süzülüşünü kesik kesik çıkardığım hırıltıların arasından dinledim. "Jongin." derken daha önce tanıklık etmediğim acizlik olgusu çeperine uzun çizgiler bırakılarak ayaklarımın önüne atılmıştı, öyle ki sadece adımı zikredişi dahi bacaklarıma derman buldurmuş birkaç adım gerilememe sebep olmuştu. "Sehun..." dedim dilimi damağımın pürüzlü yüzüne iyice bastırarak, isminin boğazımda oluşturduğu tada hayranken bu zevki uzatabildiğim kadar uzatmaktan çekinmezdim fakat Baekhyun artık açıklama yapmam gerektiğini belli edercesine dizini sallamaya başlayınca akan burnumu çekip, kuru dudaklarımı ıslattım. "Sehun, babam burada. Hamile kaldığım ve senin ikimizi bırakıp gittiği hakkında bir şeyler zırvaladı. Beni götürecekmiş Sehun, oğlu olduğumu mu hatırladı? Hem ben hamile değilim, sen de biliyorsun, buna rağmen nasıl gittiğini iddia edebilir? İnan aklım almıyor. İçeride kızıyla beraber kahve içmesinden rahatsızlık duyuyorum, vurduğu yerler tazeymişçesine acıyor. Sen o noktaları öpmesen... Hala kanarlardı Sehun, şimdi gelmezsen yaralarımı nasıl iyileştireceğim? "

Parmağım istem dışı babamın kanattığı dudağıma, acıttığı gözüme dokununca irkildim. O gün yüzüme karşı haykırdığı cümleleri ipe bir bir kendi ellerimle dizmiş, o ipi boynuma geçirerek Sehun'un yanına varmıştım. Boşta bıraktığım iki ucunu Sehun'un tapılası avuçlarına ben sabitlemiştim; yaşamımı, ölümümü onun isteklerine bağlamak da tereddüt etmek bir yana, ecelimi kırık kaleminden sızan mürekkeple yazması benim için bir onurdu çünkü beyazlığımı ancak Sehun'un siyahlığının kirletmesine göz yumabilirdim. Bakışlarım yatağımın dağınık örtüsüne takılı kalmışken, sevdiğimin "Birazdan evine varacağım Jongin." dediğini algılayabildim. "Duyuyor musun, birazdan evine varacağım. Orası karışacak ve sana söylemek istediklerimi dilediğimce iletemeyeceğim. Bu yüzden aramanı cevapladım, aramızda başka kişiler olmadan konuşabilmemiz için son şansımızı kullanıyorum, beni dinler misin?" Tınısı resmen yarattığım soyut mutluluğun ruhumla kurduğu bağı kemiriyordu; eski, yıpranmış tahtaları arşınlayarak gezindiğim kütüphanenin raflarına dizilmiş kitapların tozu, bilerek aralık bıraktığım pencerelerin içeri kabul ettiği rüzgar sebebiyle uçuştuğundan bunca zamandır varlıklarını göz ardı ettiğim kitapları fark edebilmiş ve bağdaş kurup, sırtımı raflardan birine yaslamak suretiyle silik yazıları okumaya meyletmiştim. İki ay öncesine kadar tüm netliğiyle ızdıraplarımın işlendiği sayfalar sahte sevinçlerimin sürtünmesi dolayısıyla silinmeye yüz tutmuşken, şimdi yeniden acımasızca önüme seriliyordu. Oysa akşam üzeri Baekhyun ile paylaştığım duygular, kir ve paslarına rağmen parmaklarımı kitapların kapaklarında gezdirdiğimin kanıtı, kaçtığım gerçekler tarafından yakalandığımın göstergesiydi ancak Sehun'un fısıltısı rüzgara eşlik edip kulaklarımı tırmalamadıkça sayfaları karıştırmaya cesaret edememiştim.

Incompetent - Sekai [Mpreg] Where stories live. Discover now