-25-

2.2K 166 109
                                    

Anne kelimesini bir şekilde yanık kek kokusu, tadıyla özdeştirmiştim; hayır, birlikte geçirdiğimiz ve belleğime işlenen hiçbir hatıraya sahip değildim ancak onsuzluğun ateşi duyumsadığım her kekin dibini tutturmuş, yediğim tatlılara is kokusu sindirmişti ki bir bakıma Hei ile yaşadığımız, zihnime silik harflerin boyundurluğunda işlenmiş, gençliğime uzak, çocukluğuma yakın sahnenin beynime bu tür bir algıyı yerleştirdiğine inanıyordum. Tatil dolayısıyla Amerika'dan, Kore'ye döndüğümüz yaz akşamlarının birinde babam işlerinin uzadığı haberini vermiş, iki saf ruhu evin çeperleri arasında yalnız bırakmıştı. Fırsattan istifade televizyonun başına kurulmuşken Hei'nin telefonuyla ilgilenmeyi bir kenara bırakıp mutfağa adımladığını, burnumu yoklayan çikolata aromasını bastırmış vanilya esansını anımsıyorum, asıl hatıramın temelini oluşturan olgular ise Hei'nin binbir zahmetle yaptığı keki fırından çıkarmasının akabinde attığı umutsuz çığlık, üst tabakası kömürleşmiş hamur ve sırf onu üzmemek için kekten tabak tabak yememden ötürü damağıma yapışmış o yakıcı tattan ibaretti. Tıpkı annesizliğe benziyordu; içine katılan her malzeme güzel bir sonuç uğruna harcanmışken beklentilerimi karşılayamamış, dahası tükettiğim sırada duyumsadıklarım kafamda yaratmış olduğum iyi düşünceleri silip süpürmüştü.

Annesizlik yanık bir kekti ve ben, ondan bolca tatmıştım.

Şimdi, aynı olay mahallinde dirseklerimi masaya dayamış, kek aşermem sonucu kollarını sıvayıp hiç bilmediği bir mutfağa giren ve büyük bir ciddiyetle malzemeleri birbirine karıştıran sevgilimin geniş omuzlarını izliyordum. Dün babam beni yanına çağırınca Sehun'u da, hayıflanlamalarına aldırmadan,peşime takmış, soluğu eski evimde almıştım almasına fakat babamın Sehun'a karşı tutumu, sevgiliminse alttan almayışı ortamı gerdiği vakit aklıma gelen ilk bahaneyi ileri sürerek kek istediğimi belirtmiş, kızım mevzu bahis olunca yelkenleri suya indiren ikilinin iş birliği yapmasını keyifle gözlemlemiştim. Babam mutfak konusunda pek başarılı değildi, birkaç yumurta kırma denemesi sonrası pastaneye gidip hazır kek almaya yeltenmişti lakin Sehun karşı çıkarak ustalıkla kek yapmaya koyulmuştu. Kalıba aktardığı kek hamurunun dibini kaşıkla sıyırırken, "Evleneceğimizi söyleyince baban resmen köpürdü." diyerek fırının ayarlarını yapmaya başladı. "Sorun çıkarmasından çekiniyorum." Pişirdiği çikolata sosundan bir kaşık aşırıp yanımdaki sandalyeye kurulmuş ve ufak kaşığı dudaklarıma sürtmek suretiyle sosun tadına bakmamı sağlamıştı, damağımda yer edinen tat şu güne dek hiç rastlamadığım bir mutluluğun nişanelerini taşıyordu ve endişelerini gidermek adına elinin üzerini okşarken kocaman gülümsemekten geri durmadım. "Mutluluğumu önemsiyor, onunki sadece bir şeylerden emin olma arzusu. Yarın Chanyeol ve Baekhyun'un nikah törenine katılacağını düşünürsek tavırlarının altında yatan homofobikliği yenebilmiş, zamanla seninle barışmamızın şaşkınlığını da atlatacaktır Sehun. "

Muhtemelen dudağımın kenarına bulaştırdığı çikolata sosunu baş parmağı yardımıyla temizlerken ballarını, kahvelerimin etrafına dolayarak,"Mutlu musun?" diye mırıldandı, tırnağı çenemi sıyırmış ve bu sıralar sevmekten pek keyif aldığı gamzeme doğru ilerlemişti. Aradığı hedefi bulabilmesini kolaylaştırmak için "Mutluyum." demeden evvel duygularıma batırılmış bir tebessümü ortaya çıkardım, benzeri derhal onun çehresine kazınmıştı. Geceleri sarılarak uyuduğumuz, her sabah kahvaltı sorunumdan ötürü ufak tartışmalar yaşadığımız, yerli yersiz aşermelerimin tuhaf heyecanıyla savaştığımız, sıklaşan sancılarımın acısını akıttığım göz yaşlarının geride bıraktığı izleri öpücüklerle sildiğimiz bir ayın sonunda, eşcinsel evlilik tasarısının yasalaşmasıyla, yayınevindekiler dahil herkese, evleneceğimizi duyurmuştuk. Hemen ardından Chanyeol, Baekhyun'u ikna çabalarına girişmiş ve olumlu bir yanıt almıştı fakat onların bizim gibi beklemelerini gerektirecek bir sebepleri olmadığından hazırlıkları üç gün içerisinde tamamlamayı başarmış; yarın kilisede gerçekleştirilecek nikah töreni ve birlikte geçireceğimiz bir akşam yemeği temalı program hazırlamışlardı. Elbette bu mutlu günlerini cekete sığmayacak kadar büyümüş göbeğimle geçirmek tercihim değildi ancak doğumdan sonra tüm enerjilerini yapacağımız düğüne verebileceklerini hesaba katınca bir çifti aradan çıkarmak fena fikir gibi durmuyordu, sadece Sehun'un koluna yapışarak ve kızımın yaramazlıklarını en aza indirmesini dileyerek kutlamaların sonunu getirebilmeyi umuyordum. Gerçi artık sekizinci ayın içine girmiş canavar hamile Kyungsoo'nun durumunu göz önüne aldığımız vakit ben daha şanslı sayılırdım, yürümekte zorlanması bir yana iyice aşağı meyletmiş karnı genel hareketlerini sınırlıyordu, neyseki Chen onu hiçbir zaman yalnız bırakmamak hususunda kararlıydı, sırf bunun için işleri evden yürütüyor, Minseok bize mukayyet olacak birilerinin varlığına ihtiyaç duyduğumuz gerekçesiyle sesini çıkarmıyordu ancak bu sakinliğini Sehun'un bebeğimin babası ve sevgilim olduğunu öğrendiği gün koruyamamıştı. Sarf ettiği ağır laflar beni tümüyle kaybedişinin öfkesini yansıtsa da artık yayınevinde çalışmıyordum, aynı şekilde Sehun okulunun ona sunduğu imkanı kullanarak başka bir yayınevine geçmeyi başarmıştı ve Chanyeol'un da gelecek ay Sehun'un yanında çalışmaya başlayacağını varsayarsak Chen'in KMX'de geçirdiği son günleri izinle değerlendirmesini destekliyordum.

Incompetent - Sekai [Mpreg] Where stories live. Discover now