(51) ANNE OLMAK

19.4K 1.6K 358
                                    

"Geliyor diyorum. Şimdi geliyor. Ahhh!"

"Ne geliyor? Nazlı! Ne oluyor?"

"Karnım! Aahhh! Bebeğim!"

"Allah'ım! Bebek! Anne! Yetişin imdat!"

Harun, bana yardım etmek yerine panikle bağırmaya başlayınca kendi başımın çaresine bakmak zorunda kaldım. Zile bastıktan sonra kapıyı açan Seher, hemen kolumu tutup içeri almıştı beni. Oturduğum yerde sancım hafiflerken Harun, neredeyse bütün mahalleyi başımıza toplayacaktı. Gülsüm anneyle birlikte içeri girerken Harun'un aksine annesi gayet sakindi.

"Neyin var kızım? Sıklaştı mı sancıların?"

"Şimdi hafifledi ama iyi hissetmiyorum kendimi."

"Kalk hadi. Hastaneye gidiyoruz."

"Biraz daha bekleyelim anne. O kadar kötü değilim."

"Sabahtan beri karşımda kıvranıp saklamaya çalışıyorsun. Durumun ciddiyetinin farkında değilsin. Kalk hadi. Ömer'e haber verdim zaten. Doktorun yola çıkmıştır." Deyişiyle Harun'un tepkisi gecikmedi.

"Ne zaman haber verdin anne? Ben görmedim."

"Sen gelmeden önce aramıştım. Halinden belli doğuracağı."

"Bana niye haber vermiyorsun? Doğacak olan bebek benim bebeğim."

"Sen daha bir sancı gördün, ortalığı ayağa kaldırdın. Seni arayıp söylesem eve sağlam gelebilir miydin acaba?"

"Abartma anne. Doğum yapacak tabi telaşlanırım. Bak yine sancısı geliyor anne! Anne ambulans çağıralım!"

Harun telaşla elimi tutarken karnımdaki kasılmalar artarak devam ediyordu. Kendi acımı mı yaşasam yoksa Harun'u mu sakinleştirseydim acaba?

Kapının çalınmasıyla Ömer abi içeri girerken Gülsüm anne ise önceden hazırladığım doğum çantamı getirmişti. Hevesle hazırladığım bebeğimin eşyaları, nasipse sahibini bulacaktı. Bütün kıyafetlerini ellerimle yıkayıp özenle çantaya yerleştirirken bebeğimin üzerinde hayal etmiştim kıyafetleri.

"Oğlum, panik yapma lan. Nazlı bir doğururken sen dokuz doğuracaksın." Diyen Ömer abiye Harun ters bir bakışla karşılık verirken Gülsüm anne cevabını vermişti.

"Seni de gördük Ömer. Harun'dan farkın vardı sanki."

"Annem haklı abi. Üstelik seninkiler ikizdi. Duble panik."

Üçü kendi aralarında sohbete dalıp beni unutmuşlardı neredeyse. Sancım dayanılmaz bir hal almıştı.

"Sohbetinizi bölüyorum ama müsadenizle doğurmam lazım."

"Dayan hatunum. Ambulans geliyor şimdi." Diyerek panik halinde yanıma gelip karnımı alttan tutan Harun, Gülsüm annenin tepkisiyle karşılaştı.

"Oğlum, bıraksana kızın karnını. Sen öyle tutunca bebek yerine mi geçecek?"

Uzaktan gelen siren sesleri eve yaklaşırken yerimden kalkmaya çalıştım. Bir anda ard arda çalan zil sesi ve kapının yumruklanmasıyla şaşkınlıkla Harun'a baktım. Görevliler kapıyı böyle çalmazdı.

Gülsüm annenin kapıyı açmasıyla içeri telaşla giren Eyüp ve Berfin'in korku dolu bakışları beni buldu. Yüzümdeki acı çeken ifadeyi saklamaya çalışsam da karnıma giren kramplar izin vermiyordu.

"Teyzem ne oldu sana? Hasta mı oldun teyze?"

"Hasta olma bal teyzem. Sana bir şey olmasın ne olur."

ÖMRE BEDELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin