×5×

5.5K 537 549
                                    

Hatam varsa ağlayarak günlüğünüze yazabilirsiniz.

İyi okumalarr💜💜

Orman faciasının üstünden bir hafta geçmişti. Taehyung'u bir daha görmemiştim ve bu bir hafta bana her şeyi düşünmem için bir fırsat vermişti. Bir çok şey üstünde durmuş, her bir detayını didiklemiştim.

Sonuç; yatakla bütünleşmiş, üstü başı dağılmış, yıkık bir Jimin.

Ayrıca, Hoseok hyung eve gelip odamı basana kadar, huzurluydum.

Hyungum, üstümdeki yorganı çekiştiriyordu. Bense sıkıca sarılmış, garip ve değişik tehtitler savuruyordum. İyice asıldığında yorganımla beraber yeri boyladım.

Ufak bir küfürle popomu okşadım. Sert düşmüştüm.

"Acıdı."

Beni ve acımı umursamadan ayağı ile karnımı dürtüklemeye başladı.

"Kalk."

En sonunda ayağının ağzıma gireceğinden korktuğumdan yerde oturur pozisyona geldim. Yüzümü buruşturup ağlar gibi homurdandım.

"Ama neden!?"

"Önce bize gideceğiz sonra okula. Girmen gereken sınavı unuttun heralde?"

Gözlerimi hızla açtım. Ben onu tamamen unutmuştum. Kafam o kadar doluydu ki, normal hayatımdan kopmuştum resmen. Sadece yemek yiyip sıçan yaratıklara dönmüştüm. Gerçi iki gündür işemiyordum. Tuvalete girsem iyi olurdu. Telaşla yerimden kalkıp dolabıma yöneldiğimde hafifçe kıkırdayıp odamın kapısını kapattı.

Beyaz bir tişört ve Baekhyun'un bana zorla aldırdığı siyah dizleri yırtık pantolonu üzerime geçirip aynanın karşısına geçtim. Bir yandan saçlarımı düzene sokmaya çalışıyor, diğer yandan da heyecanla şarkı mırıldanıyordum. Çabalarım, sonunda sonuçlarını veriyordu.

İyi olduğuma karar verip aşşağı indim. Annem ve babam masada tek başına yemek yiyorlardı. Ağzıma bir simit parçası atıp bizimkilere döndüm.

"Edi ile büdü nerede?"

Babam sessizliğini korurken annem cevap vermişti.

"Jungkook onlarda kalacakmış."

Kaşlarımı çattım.

"Ne kadar?"

Annem önündeki yemekle ilgilenirken omuz silkti.

"Bilmem."

Tamam, kesinlikle emindim ki ben yokken kavga kopmuştu. Büyük ihtimal Jungkook ve sorumsuz davranışlarıydı. Belki de ailemiz Taehyung'u istememişti ama Jungkook ondan vazgeçmemişti. Bu ihtimal biraz düşüktü çünkü emindim ki ailem Taehyung'u seviyordu. Hemde fazlasıyla. Belki bizden bile çok.

Onlara kısaca veda edip Hoseok Hyung ile evden çıktık. Kapının önünde duran arabasına yerleşip evlerine doğru gitmeye başladık. Kafam biraz bulanıktı, Taehyung ile tekrardan karşılaşacak olmanın gerginliği içerisindeydim. Onu çözemiyordum. Hiçbir hareketi uyuşmuyordu. Sıradan bir şekilde konuştuğumuz zamanlar onunla iletişime geçebildiğimi hissediyordum ama sonra aptalca bir şey yapıyordu ve tüm olumlu hava yıkılıyordu. Neden ona iyi olmak istediğimi bile bilmiyordum. Erkek kardeşimin sevgilisiydi o.

Aklımdan geçen bu cümle vücudumda istemsiz, garip bir etki yarattığında derin bir nefes alarak kendime gelmeye çalıştım.

"Bir sorun mu var Jimin?"

Hoseok Hyung endişeli gözleriyle bana döndüğünde elimi saçlarıma atıp yalandan gülümsedim.

"Ne, neden? Sorun mu, hayır yok. Şey aslında var,hayır yok. Neden sordun ki?"

My Brother's BoyfriendHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin