×47×

2.7K 293 489
                                    

Evet bazı okuyucuların tek derdi olan kitaba sonunda yeni bölüm geldi.

Ben de iyiyim bu arada sorduğunuz için teşekkürler!

Her neyse gerilmeyelim.

Twitter hesabı açtım YEEHUUU. Henüz ne tarz paylaşımlar yapmam gerektiğini bilmiyorum ama belki takip etmek istersiniz diye düşündüm. İstediğiniz şeyleri paylaşabilirim orada.

Misu~ çıkmazsa Justmisutime yazarak hesabıma ulaşabilirsiniz.

Takip edin ya orada daha çok eğlenebiliriz bence

Bunu da geçtiğimize göre

Ne diyeceğimi bilmiyorum yazsam da adam akıllı cevap veren yok zaten. Sanırım artık sadece bölüm atıp çıkacağım. Boşu boşuna yazmanın anlamı yok. Sanırım kimse hikayedeki Misu köşesini sevmiyor ühü😥✌

170'e yakın oy istiyorum yine tşk şimdiden.

Yanlışlar varsa kudurabilirsiniz

İyi okumalar köpek mamalarım🧡

Elime doldurduğum ilaçları bir yudumda içmek için büyük su bardağını diğer elime almış avucumu ağzıma doğru götürürken odama giren Jin Hyung'ın sakin yüz ifadesi dağılmış, yerine korkmuş yüzü ile üstüme atlamış ve elimi tutmuştu.

"Ne yapıyorsun sen Jimin?"

Avucumdakileri ağzımdan uzaklaştırırken boş boş baktım ona. "Eğer ilaçlarımı bitirirsem Taehyung benimle içeceğini söyledi."

"Hepsini aynı anda dememiştir salak! Kendini öldürteceksin." Sinirle baktı bana.

"Ayrıca sen hiç gösterip de vermemek diye bir şey duymadın mı?"

Soluk bakışlarımı yüzüne çevirip boş boş baktım. "Ha?"

Jin Hyung ofladı ve elimdeki ilaçları alıp kenara koydu. Elimdeki bardağı da aldıktan sonra bana dönmüş ve oflamıştı. Alt tarafı Taehyung ile aramı düzeltmeye çalışıyordum. Saçma sapan taktiklere gerek var mıydı ki?

"Ona karşı hemen gardını indiremezsin. Kendini biraz ağırdan sat, hemen kucağına atlama çocuğun."

Boş boş ona bakmaya devam ettim. "Ama atlamak istiyorum."

Onun kucağına atlayıp sonsuza kadar orada kalabilirdim. Ama bok ilaçlar bitmiyordu, benim bir an önce onunla buluşmam gerekti. Uzaktan görüyor olsam da asla tatmin olmuyordum.

"Sadece üzerinde biraz baskı kur diyorum. Eğer yelkenlerini hemen suya indirirsen gene üzülürsün."

Ama Taehyung beni üzecek biri değildi ki? O asla böyle yapmazdı. Defalarca yapmış benim aksime.

Onu kafamla onaylayıp yorganımı üzerimden kaldırdım. "Anladım." Sanırım, zoru oynamam gerekiyordu. Ulaşılmaz olacaktım. Jin Hyung Taehyung'ın peşimden koşmasını istiyordu ama ben bunu istediğimden emin değildim.

"İlaçlarını al." Yataktan kalktıktan sonra ilaçlara uzanan bana döndü. "Sadece bir tane!" Uyarır gibi konuştuktan sonra almam gereken miktarı aldım ve suyumu içip odamdan çıktım. Bugün işte izin günümdü, ama Jin Hyung neden buradaydı bilmiyordum. Geçerken uğramış olabilirdi.

Salona girdiğimizde Jin Hyung kenardaki çantasını aldı. "Benim restorana gitmem gerek. Siz ikiniz şu çocuğa iyi bakın yoksa kendini öldürtecek."

Koltukta oturmuş yanyana uyuklayan Hoseok Hyung ve Yoongi ikilisi garip bir şekilde mırıldanarak onu onayladıklarında Jin Hyung bana ciddi bir bakış atmış ve evden çıkmıştı. Ben de kapıya birkaç saniye baktıktan sonra salona geri döndüm ve kendimi iki bedenin arasına attım.

My Brother's BoyfriendWhere stories live. Discover now