My Brother's Boyfriend

×10×

Jimin

Karşımda duran gri kepenklere bakıp adını seslendiğimde ne yapacağımı bilmez haldeydim. Aklım karışmıştı ve ağlamamak için zor duruyordum. Ben daha bugün ondan uzak kalmaya karar vermişken, siktiğimin bir marketinde kapalı kalmıştık.

Annemlere hangi markete gittiğimi söylememiştim ve yaşadığımız yerde zibilyon farklı market vardı. Bizi bulmaları düşük bir ihtimaldi.

Daha çok gerildiğimde bu sefer daha yüksek sesle bağırdım.

"Taehyun!"

"Ne diye bağırıp duruyorsun?"

Boş bakışları ile yanıma geldiğinde elimle yan tarafı gösterdim. Bir kaç saniye baktığında gözleri büyüdü.

"Siktir."

Hızlıca kepenklere gitmiş, açmaya çalışmıştı. Ama ne kadar yüklense de kapı yerinden oynamıyordu. Küfür edip tekmeyi çaktığında gözlerimi devirdim.

"Easy boy."

Hızla arkasını dönüp yanıma geldi.

"Annenleri ara."

"Ne?"

"Annenleri ara diyorum. Buraya gelsinler."

Şirince gülümsedim.

"Telefonumu yanıma almadım ki."

Bir süre omuzlarını düşürüp bana baktı.

"Aferin sana aptal."

Tek kaşımı kaldırdım.

"Sen aldın mı?"

Yan bir bakışla bana bakıp hemen gözlerini kaçırdığında 'Hah'layıp güldüm.

"Gerizekalı."

Ellerini iki yana açıp bacaklarına indirdi.

"Ee, burada mı kaldık yani."

"Sanırım öyle."

Arkamı dönüp marketin içine doğru yürümeye başladım.

"Nereye gidiyorsun?"

"Farkında mısın bilmiyorum ama bedavaya istediğimiz her şeyi yiyebileceğimiz bir markette kapalı kaldık. Ne yapmamı istersin?"

Cevap vermediğinde arkamı dönüp yiyecek reyonlarına yürümeye başladım. Köşede gördüğüm market arabasını da alıp o an canımın istediği ne varsa, doldurmaya başladım. O da sessizce beni izlemiş sonra da omuzlarını silkerek yanıma gelmişti. Sonrasında bütün marketi dolanmış, bir sürü şey almıştık.

Aramızdaki büyük gerginlik ve soğukluk vardı. Rahatsız olmuştum ve bu rahatsızlığımı gidermek için alkol bölümüne girmiştim. İhtiyacım olan sert bir şeylerdi. Genellikle içki içmezdim ama şu anki durumum için bunu göz ardı edebilirdim.

Elime gelen bir kaç içkiyi de alıp bir rafın önüne oturdum. Kafamı reyona yaslayıp bir süre düşündüm.

Mesela böyle bir şeyi hak edecek ne yapmış olabileceğimi.

Düşünmeye o kadar dalmıştım ki yanıma oturup içkilerden birini kafasına diken Taehyung'u fark etmem, uzun sürmüştü.

"Her şeyi yediğimiz için bize dava açacaklar."

"Ve sonra da hapise gireceğiz."

İstemsizce aklıma doluşan hayalle kıkırdadım. O da aynı şeyi düşünmüş olmalıydı ki o da kıkırdamıştı.