78

412 32 33
                                    

Sonra elimden tutup beni kaldırdı.

" Uyusak iyi olur. Çok yorgunum. " dediğinde başımı salladım. Büyük yatağa doğru ilerledik. İnce yorganı açtı ve girmemi bekledi. Sonra tek tek odanın etrafındaki mumları söndürmeye başladı. Odaya karanlık çöktüğünde tek ışık terastan içeri süzülen ay ışığıydı. Benim hep arkamda olan tek varlık...

" Kang Dae ana bakanlığa terfi ettiğine göre yerine kimi koymayı planlıyorsun?" dediğimde kuşağını bağlarken konuştu.

" Aklımda birkaç kişi var. " dediğinde merakla ona döndüm.

" Kim?" dediğimde aynadan görüntüsüne baktı.

" Won, ya da Joon olabilir diye düşünmüştüm. " dediğinde başımı salladım.

" Joon benim muhafızlığıma devam etse olmaz mı? Bir lord olarak. " dediğimde başını salladı.

" Ben de öyle düşünmüştüm. Won olursa en azından aylak aylak dolaşmaya bir son verir. Hem Chae de burada kalır. Sende yalnız kalmazsın. " başımı salladım. Tam bu anda kapı gürültüyle açıldı. Yerimde sıçrarken içeri kraliçe girdi.

" Ne demek oluyor bu Yo? Kang Dae' Yi ana bakanlığa atamak da nereden çıktı? Dayının uzun zamandır bu görevi arzuladığını biliyorsun. " dediğinde Yo kaşlarını çattı.

" Hem, hem o sadece bir müneccim, göğe bakıp aptal aptal yorumlar yapmaktan başka ne bilir?" dediğinde daha fazla onun hakkında konuşmasına dayanamayarak atıldım.

" Onun hakkında düzgün konuşun. " dediğimde tek kaşı kalktı. Sonra gözleri benim ve Yo arasında gidip geldi.

" Kim oluyorsun da bunu söyleyebiliyorsun? Oğlum sayesinde bu tahttasın yoksa çoktan kurtulmuştum senden. " dediğinde bir ses onu anında cevapladı.

" O ana kraliçe anne! Kiminle konuştuğuna dikkat et! Terfileri öyle istedim oldu. Kral'ın bizzat kendi sözlerine karşı mı çıkıyorsun?" dedi ve yanımda yer aldı.

" Karıma karşı düzgün davranmanı öneririm. Bir dahakine böyle sakin karşılamam. " dedi ve elimden tuttu. Birlikte odadan çıkarken kraliçenin sinirle onun adını haykırmasını duydum.

" Yo!" Başımı hafifçe salladım ve onun söylenişlerine aldırmadan yürüyen Yo' ya baktım.

" Annem daha fazla işlerime burnunu sokmadan şu evlilik meselesini halledelim. Kardeşlerimin onun yüzünden mutsuz olmalarını istemiyorum. " dediğinde gülümsedim. Ama sonra gülümsemem dondu.

" So? O, onunla hiç görüştün mü?" dediğimde kaşları çatıldı.

" Benden daha da fazla nefret ediyordur. Ona karşı davranışlarım yüzünden üzgünüm ama seninle evlendiğim için pişman değilim. " dedi ve elimi okşadı.

" Seni ondan önce ben sevdim. En başından bana aittin. Bunu kabullenmesi gerekirdi. " derin bir nefes verdim.

" Bildiğim kadarıyla keşişle beraber gittiler." dediğinde kaşlarım çatıldı.

" Keşiş? O gitti mi?" başını salladı bana bakmadan önüne bakarken konuştu.

" Seninle vedalaşması gerektiğini ona söyledim. Ancak vedaları pek sevmiyormuş sanırım. Sana bir kutu bıraktı. Odanda. İşlerimiz bitince gidip bakarsın. " başımı salladım ve istemeden de olsa dudağımı ısırdım. Keşiş, o olaydan sonra onu hiç görmemiştim. Onun için çok üzgündüm. Hem de çok. Kraliçeden bin defa daha nefret ettim.

" Kraliçe ve kral hazretleri buradalar!" dedi bir asker. Odada bizi bekleyen herkes ayaklandı. Yo elimi bırakırken elini havaya kaldırdı. Hepsinin başları yukarı kalktığında Woo Hee ve Chae Ryung' a gülümsedim. Merakla bize bakıyorlardı. Haberleri yoktu herhalde. Desenize bu eğlenceli olacaktı. Yo gidip küçük masasının olduğu mindere oturdu. Bende hemen onun sağına, Baek Ah' ın önüne oturdum. 2 adet üstünde yazılar olan kumaşı çıkardı.

SterliçyaWhere stories live. Discover now