4. Bölüm: Kavga

255 38 235
                                    

Çekmeden çıkardığım kutunun içindeki kolyeyi alarak gözümün önünde salladım. Dedem'den kalan tek şey olmasıyla beraber hem hüzün, hemde mutluluk veriyordu. Yaşıtlarıma göre asla olgun davranmazdım. Aksine yaşıtlarım bir adım öndeyken, ben hep bir adım geride başlamayı tercih ederdim. Bir bakımdan yıllar sonra zaten olgun biri olacağımı bildiğim için kendimi çocuksu ruhumdan ayırmak istemedim. Dedem bana bu kolyeyi verdiği o gün anlamıştım olgun tarafamı. Kimseye göstermek istemedim.

Hep arkada yaşardım hislerimi. Sadece mutluluğu ön planda tutarak bir sis bulutu gibi herşeyi görmelerini engelledim. Sinirliyken ağlayan ağlarken gülen gülerken ağlayan biriydim. Kendimi ifade etmek için çaba sarf etmelerim yıllar geçtikçe azalmıştı. Bu yüzden de sinirlendiğim kişilere de artık gülüyordum.

Kolyeyi boynuma takarak yüzüklere baktım. Her zaman olduğu gibi kendini bana hayran bırkatıran Ayberk gözlerimin önünde belirdi. Ela gözlerinde tüm renkleri görüyordum adeta. Pembe deseler inanacaktım. İstemsizce ona karşı içimde güven besliyordum.

Düşüncelerimin son bulmasının tek yolu uykuydu. Ve ben kendimi ona ancak gece 2 de bırakabilmiştim. Çünkü her seferinde uykumu kaçmasına neden olacak şeyler yaşadığımın farkına varıyordum.

■□■□■

Bir kaç günün aksine hiç bir şey olmadan geçen günler ardından hafta sonuna ulaşmıştım. Okulda sadece bizimkilerle takılıyor veya ders çalışıyordum. Garip. Daha dün kitap yüzü açmayan ben kitaplarla bağımı kesemiyordum.

Sabahın en erken sularında kaldırılmış ve ailecek güzel bir kahvaltı yapıyorduk. Annem konuşurken babam kısa cevaplar veriyor ben ise sadece izliyordum. Ağabeyim sandalyeyi çekip otururken babam da ağabeyime sesleniyordu.

"Okuldan çıkınca dükkana gel. Yardımcı olursun bana."

Kafasını sallayarak onaylamış ardından kahvaltı yapmaya başlamıştı. Eski anılardan açılan konuşmalarla geçen kahvaltı sonrası babamgil evden çıkmıştı. Annem ise masayı toplayıp erkenden yemek yapmaya girişmişti. Amacı yemek yapıp evi temizlemekdi.

Odama geçerken masamdaki test kitablarını tolayıp ders çalışmadım etkisi verirdikten sonra uykusuzlukdan kapanan gözlerimin eşliğinde kendimi yatağa atarak tekrar uykuya geçmiştim. Kısa gibi gelen zaman diliminde telofonum çalmasıyla rüyamda çalıyormuş hissiyle gözlerimi açtım. Telefonu direk açıp kulağıma dayadım.

"KaNkAĞğğğ!" Bütün notaları içeren çığlığı güzel uykumun dağılmasına sebep olmuştu.

"Evet o mal benim..." Gözlerim tavana çevirerek dinledim.

"Polat ÇIKMA TEKLİFİ ETTİ!" Çığlık atması sinirlerimi bozuyordu. Kendi uyanmadığım dışında başka şekilde uyanıyorsam kesinlikle ilk konuştuğum kişi benden çekeceği çok şey vardır.

"İyimiş."

"Ha?"

"Kanka kapat sinirliyim. Güzel şeyler söylesende bana kötü geliyor şuan. Kapat!" Ellerimin titrediğini hissedebiliyorum.

"He! Uykundan mı uyandırdım lan? Neyse ben kaçayımda bana patlama." Yüzüme kapatması delirme noktasına gelmeme neden olmuştu. Telefonumu yatağımın herhangi bir yerine atarak banyoya ilerledim. Saniyeler sonra geri çıkıp annemin yanına gittim.

"Anne... böcek... banyoda!" Mantı yapan annem kısa bir bakış atmış hamuru açmaya devam etmişti.

"Mantı yapıyorum kalkamam." Bu gün sinirimle oynuyor herkes.

"Altıma mı işiyim!" Omuzlarını silktiğinde, saçlarımı yolarak odama tekrar geri girdim. Sinirlenince saçlarımı yolup canımı acıtır ve sinirimi unuturdum. Yani çoğu kişi deli hastanesinden kaçan bir kız olduğumu düşüne bilir.

Hayalet OrkideHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin