6. Bölüm: Sarılmak

267 41 64
                                    

Bölüme başlamadan oy verirseniz, ardımdan okurken görüşlerinizi ve hislerinizi paylaşırsanız çok mutlu mesut olurum. :*

■□■□■

"Mete kafanı kırarım. Çocuğun yanında düzgün konuş! Tamam mı?" Günlerden pazar. Aklıma uyumlu bir cümle gelmedi. Kafiye yapmak istemiştim oysa ki. Neyse. Olmadıysa yeni bir giriş yapayım.

Pazar günü mükemmel uykumdan uyandırılmamın en kötü hali, en güzel uyanma şeklinmiş onu anlamıştım. Sabah daha 9'ken Mete gibi sinir bozucu bir kuzen, beni kucaklamış ardından üzerime kusmuştu. Ben ve kusmuk... Ölmem için bir kaç neden biri işte. Mal canım kuzenim Mete sabahın köründe gidip pamuk şeker yemiş, beni de kaldırınca midesine baskı olması ile kusmuş. Güyaaaaa... Kesinlikle öyle değil. Normalde olsa o kusmuk şeysi bedenime değmese asla kalkmayacağım için bilerek yapmış gibi hissediyordum. Çoğu şeyden iğrenen ben ve üzerime kusan bir kuzen. Ne güzel ikili.

Malesef ki şuan hafiften çıkmış olan dudağımdaki uçuk yüzünden botokslu kadınlar gibi konuşuyordum.

"Pf! Anladık tamam!" Tamam dediyse sıkıntı yoktur kesin. Aslaaaa bir şeyler söylemez. Anladı ya!

"Eğer saçma bir şey söylersen ağzının ortasına bir tane yapıştırırım bir daha konuşamazsın!" Koca mavi gözlerini devirip yürüdü. Mavi gözlü sülalemde tek kahverengi gözlü benim. Annem, Ağabey'im ela gözlü; babam kehribar göz rengine sahip. Babannem açık mavi gözlü. Mete mavi gözlü. Ben de kahverengi gözüyüm! Kesinlikle üvey evladım. Ama doğumumdan tutun büyüyene kadar her fotoğrafım aynı. Acaba doğum hanede mi değiş tokuş ettiler? Tabi ya buldunuz mavi gözlüyü, verin beni onlara alın mavişi.

"Somurtma lan tamam dedim ya!" Mete keşke sana somurtsam fakat ben üvey evladım. Kalbimde büyük bir baskı var Allah'ım yoksa Battalgazi destanındaki duygularımın ağırlığı yüzünden mi ölüciğim.

"Hangi filme bilet almış?" Gözlerinin içine bakma Asel. Bakma. Bakmaa.... Üvey evladım işte!

"Korku filmi dedi de bilmiyorum hangisi." Kafamı sallayarak onayladığımda AVM'nin içine girmiştik. O sırada çalan telefonunu açan Mete'yi geride bırakıp en üst katta yer alan sinema salonunun olduğu bölüm ilerledim.

"Lan dursana!" Mete kolumu tutup küçük bir çocukmuşum gibi arkasına çektiğinde biraz uzağımızda yeni gözüken Uygar'ın yanına ilerledi. Uygar Mete ile kafa tokuşturduğunda gülmeden edemedim. Bir an karşımda babamla amcamı görmüş gibi oldum.

"Selam." Mete'den uzaklaşıp yanıma gelip kolunu belime doladı. Sırtını patpatlarken Üvey kuzen Mete'nin sesini dibimizde duydum.

"Ay ne romantikkk! Evlenin üç çocuk yapın. Birinin ismini Mete, diğerini Metecan, diğerini de Metehan koyun. Kız olursa da Meltem koyun!" Mete patavatsızının kafasına yumruğumu yapıştırdığımda Uygar'ın gülme sesi arkamdan geliyordu. Ona dönüp bir tane de ona geçirince sesini kesmişti.

"Şu filme girelimde bir bitsin." Ardından girdiğim en duygusallık içeren korku filmine girdim. Korku filminden çok duygusallık içeriyordu. Kendimi tutamayıp bir iç çektiğimde yanımda oturan Uygar kafasını bana çevirmişti. Yüzündeki hafif gülümsemeyle bana bakıp tekrar önüne dönmüş ardından zaten film bitmişti. Filmin etkisi ile ruhsuzca salondan çıkarken Mete'nin film hakkımdaki yorumlarını dilemek zorunda kalmıştık.

"Hayır yani neden sevdiği kadın öldüğü için büyü yapıyor ki. Arkasından yas yap çocuğum. Gitmiş büyü yapıyor. Noldu geldimi geri karın?" Göz devirerek yemek bölümünün olduğu yere geçtiğimizde bir masaya oturdum.

"Hadi yine iyisiniz bu sever yemekler benden! Ben gelene kadar romantik anlar yaşayın." Mete'ye cevap vermeye, ikimizde tenezzül etmiyorduk. Kendi çapında bir şeyler söylüyor, sonrada kendine cevap veriyor gibiydi. Ama bu sefer yaptığı işime gelmişti. Bedava YEMEK.

Hayalet OrkideWhere stories live. Discover now