11. Bölüm: Kaybeden

208 35 32
                                    


İnsanlar genelde ona iyi davranan veya kötü davranan insanları zihninde tutarmış. Peki ben neden beni daha umursamayacak biri için zihnimi ona teslim etmiştim. Normalde şu yaşadığım dönemde onu birazda olsa unutmam gerekiyordu ama iyice düşünmeye başlamıştım. Tek düşündüğüm şey o olmuştu adeta. Dersler şunlar bunlar derken hep onu düşünmüştüm. Bir saniye bile sıkılmadan devam etmiş olmayacak hayallerin peşinde koşmuştum. Kalbim onu uzakdan izlemekle de sıkışırken yanında çırpınıyordu. Fakat neden şuan bu his canımı acıtıyordu. Karşımda elini tuttuğu kız mı yoksa ona gülümseyen yüzü mü? Her ne ise canımı acıtıyordu. Herşey zihnimden geçerken başka bir kız... Kalbim asıl acının ne olduğunu anlamış gibi ruhsal acılarını bana sunarken göğüsümün tam ortasına acı mızrakları saplanıyordu. Kuzeni olduğunu düşünmek istiyordum. Ama bir kız kuzeni olsaydı elbet onla görürdük. Bu kız bizim okuldan olup nasıl bir anda Ayberk'le samimi olmuştu anlayamıyordum.

Sadece bir ders geçmişti bellime dolonan kolların arasından çıkalı. Ben sadece yardım amaçlı masum bir hareketten bu kadar anlam çıkartırken nasıl onları görürken normal davranma mı bekliyordular ki!!! O kız onun elini tutuyordu. Ona açık bir şekilde seni seviyorum demesemde bütün okulda dahi onu sevdiğimi biliyordu. Peki o nasıl bunu bile bile gözüme sokarmışcasına el ele tutuşarak tam karşımdaki masada oturup gülüşüyorlardı. Hayır o bir kuzeni olmayacak kadar samimiyetlik içeriyordu. Bu tam olarak sevgili davranışlarıydı.

"Asel?" Arkamdan duyulan sesle bir dakika çekemediğim dolmuş gözlerimi bir kaç saniye sonra masaya oturan Serkan'a çevirdim. Bir kolunu masaya yatırmış masayı ince uzun parmakları ile tıkırdatırken gözlerimi yavaşca onunkilerle buluşturdum. Belki saniyeler içerisinde bir mucize gerçekleşir de kızardığına emin olduğum gözlerim düzelirdi.

"Efendim?" Kaba davranmamak, sinirimi ondan çıkarmamak için kendimi zor tutuyordum. Çünkü şuan bedenimdeki siniri atabilecek tek şey başkasının kalbini kırıp pişman olamam. Yoksa, bu sinirle kendimi yiyerek deliricektim. Başkasını, en önemlisi beni seven birinin, kalbini kırmak isteyeceğim en son şeydi.

"Nasılsın merak ettim." İlk güne göre beyefendi olmaya çalışan bir Serkan görmek beni düşüncelerimden biraz uzaklaştımış olsada aniden aklıma gelen ultra beyefendi olan Ayberk yüzünden tekrar sinirden dişlerimi birbirine sertçe bastırdım.

"İyi." Dişlerimin arasından çıkan tıslama sesi ne kadar belli etmesede herkesi öldürme potansiyeline sahip minnoş bana aitti. Eğer düşüncelerimi karşımdaki duysa pek de minnoş olduğumu düşünmeyeceği kesin.

"Ah, bende iyim. Sorduğun için sağol." Yaptığı saçma espiri(?) yüzüme yansımış olacak ki aniden gülümseyen yüzü asılmıştı. Asla suç onda değildi, şurada kusacak olmam benim suçum. Özür dilemiyiceğim.

"Ben gidiyorum. Görüşürüz!" Aniden kalktığım sandalyeden bir şeyler zırvalayıp kantinden çıkmıştım. Biraz daha kalsaydım ya Serkan ölücekti yada Ayberk'in elini tutan kız. Bu iki kişide benim disipline gitmem için büyük bir nedendi.

Kendimi attığım boş sınıfda istemsizce akan bir göz yaşına eşlik eden diğerleri ve ardından gelen hıçkırık ile sıraya yıkılmıştım. Yıllardır sevdiğim çocuk karşımda başka biriyle olunca hiç olmayan duygusallığım ağır basmıştı. Kendimi sıkmadan ağlıyor ve sakinleşmeyi bekliyordum. Sonradan aklıma bizimkilerin gelmesiyle durdum. Kantinde onkarı beklemem gerekiyordu. Beni görmeseler sınıfa gelip şu halimi göreceklerdi. İkiside feci olay! Ellerine düşersem bitirirlerdi beni. Resmen arkadaşlarum yüzünden ergence ağlayamıyordum. Şuan dertlenip aralarındaki ilişkiyi iyice abartıp evlendiklerini düşünüp ağlamam gerekirken ben mal arkadaşlarımın beni yakalamasını düşünüyordum. Evet şimdi de buna ağlayacağım.

Hayalet OrkideHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin