7. Bölüm: İmkansız

229 39 34
                                    

Yaşadığım her olay bir anı olarak zihnimde kalırdı. Hissettiklerim zihnimde canlanır ve tekrar olmasını isterdim. Ayberk'in kollarını bedenime doladığı zaman dilimi işte tam olarak hissettiklerim zihnimde her saniye tekrarlanıyor ve aynı hissi istiyordum. Yanında sessizce oturmak yerine ona sarılmak üzlümemesini tekrar söylemek istiyordum. Yüzünü ellerimin arasına alıp gözlerimizi kenetlemek istiyordum. Sadece istiyordum...

Ellerine bakan kızarmış gözlerini her dakika başı kaldırıp annesinin kaldığı odanın camında gezdiriyordu.

Neden burda olduğumu sorgulamamıştı. Belkide şuan yanıda olduğumun farkında değildi. Gözlerimi kapatıp sırtımı koltukla buluşturup kafamı boşluğa bıraktım. Saat gece 11'di. Anneme durumu biraz farklı anlattığımdan kabul etmişti. Mesela Ayberk'i Aylin olarak tanıtmıştım. Gerisini söylemeye gerek yok zaten. Annemin kabul etmeme durumu yoktu.

"Artık git!" Bir insan nasıl fısıldarken bağırma efekti yaratır. Ayberk kalbimden vuruyorsun 'jojum' yapma bunu bana.

"Refakatçi olarak burdayım." Kaşları çatılmış bana bakarken gözümün önüne sunulan şah esere bakıyordum.

"Kimin?" Yüzümdeki sinsi gülümsemeyle yan bir bakış ona bakarak koltukda kayarak yanına gittim.

"Senin." Ardından kafasını elimle iterek omzuma yatmasını sağladım. Başta engellesede saniyeler geçmeden başını kendi isteğiyle omzuma koydu. Başı omzuma değdiği an kalbimde hissettiğim tatlı acı yüzümde sadist gülümsemesini meydana getiriyordu.

"Cesaretlisin." Kafasını kaldırmadan mırıldandı. Sesi yorgun çıkıyordu. Ağladığının en derin izlerini gözleri ile sesi taşıyordu adeta.

"Cesaretlilik değilde aptallık olabilir." Yüzünü görmesemde normal şartlarda bu sözüme gülümseyeceğini düşündüğüm için anında gözümün önünde gülümsemesi canlanmıştı.

"İkisinin birleşimi." Kafası omzumda fısıltı şeklinde konuşması sevgiliyiz düşüncesi zihnimde dönüp dolanıyordu.

"Kahve alma mı ister misin?" Kafasına yasladığım kendi başımı kaldırıp yüzüne baktığımda eliyle başıma bastırarak tekrar aynı pozisyona dönmemi sağlamıştı. Saçlarımın üzerinde olan eli yavaş şekilde kaybolurken kalbim delilerce atıyordu. Omzumda olan ağırlık aklıma gelince iyice artıyordu. Kalp atış seslerini duymaması imkansızdı.

"Sadece yerinde dur." Yüzümdeki gülümseme istemsizce büyüyor sonra utançla saklıyordum.

"Sen uyu. Refakatçin olarak başında beklemek benim görevim." Cevap vermeden durduğunda yanımdaki okul ceketini tek elime sırtına örtüp bundan sonra canlanmamaya dikkat ederek uyuması için yer açtım.

Omzumda uyuduğun gün olan bu kötü gün benim için bencilce olsada çok güzel bir gündü...

■□■□■

"X'i bulmak için Y'yi yok etmeliyiz..." Odaklanamıyorum. Masada duran siyah şapkasını çıkartmasından dolayı alnına düşen saçlarını, sıcakdan allaşmış yanaklarını, terden dolayı parlak olan yüzünü bana dikersen ben nasıl seni dinliyebilirim ki. Söyle bana.

"Ayberk?" Araya girmemle birlikde kaşlarını çatarak bana dönmüştü. Bana değil kitaba anlatıyor resmen.

"Yine ne oldu?" Dudaklarımı büzerek onun gibi kaşlarımı çattım.

"Geçekten artık çok yoruldum. Hem sınavdan önceki 5 gün ders çalışılmazmış." Söz verdiğinin aksine 1 saatlik değil günlerdir ders çalışıyorduk beraber. İnanır mısınız espirilerle karışık soruları çözmesi beni çok eğlendiriyordu ve her kelime onun ağzından çıkınca zihnime kazınıyordu adeta. Sayesinde çoğu konuyu bitirmiştik. Annesinin yoğum bakımdan çıkması üzerine mutlulukla bana sarılmıştı. Artık ona sarılmaya alışmıştım. Hatta arada omzumda uyusun da istemiyor değildim yani...

Hayalet OrkideHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin