5.

1.6K 133 91
                                    

Keyifli Okumalar!

Ha Neul

"Anne kocamla birbirimizi zar zor görüyoruz, nasıl gelemiyorum diye kızabiliyorsun anlamıyorum."

Bankaya doğru hırs ile konuştuğum sırada annemin bıkkınlıkla nefes verdiğini işitmiştim.

"Aishh... Jungkook istemiyor değil mi? Yoongi haklıymış. O çocuk hiç sana göre biri değil." dediğinde şaşkınlıkla gözlerimi irileştirmekten alamamıştım.

"Anne! Yoğunuz diyorum, neden istemesin? Ayrıca oppanın söyledikleri uzun yıllar önceydi. Artık probleminiz kalmadı sanıyordum." dedim, bankaya adımımı atmıştım o sırada.

"Kalmadı. Baban ve ben seviyoruz ama bir şekilde bizden uzaklaştığınızı hissediyorum." dediğinde derin bir nefes alıp gülümsedim.

"İşlerimiz hafifler hafiflemez yanınıza bol bol uğrayacağız, tamam mı?" dedim ve asansör beklemeye koyulduğumda devam ettim. "Şimdi kapatmam gerekiyor. Öptüm ikinizi de."

"Biz de seni. Dikkat et." dediğindeyse aramayı sonlandırmıştım.

Asansörün kapısı açıldığında binmek için bir adım atmıştım ki veznedarlardan biri olan Eunji yüzünden duraksamak zorunda kalmıştım.

"Unnie!" diyerek ciyakladığında bankadaki müşterilere ve diğer çalışanlara çekingence bir bakış attım. Ne diye bağırmıştı öyle?

"Eunji-ssi, sakin mi olsan biraz?" dedim. Topukluları yüzünden olsa gerek kısa mesafe koşmak onu yormuştu.

"Özür dilerim, unnie. Odanızda biri var, onu söylemek istemiştim. Adı şeydi...." dediğinde kaşlarım çoktan çatılmış devam etmesini beklemeye koyulmuştum. "Min Yoongi! Sizin tanıdığınız diye içeri aldık ama çok erken bir saatte gelmişti."

Yoongi mi?

"Neden gelmiş?" diye sordum. Sabahın erken saatinde burada olmayacağımı bilirdi.

"Biraz sendeleyerek yürüyordu. Banka dolu değildi, birkaç çalışan vardı yani kimse görmedi merak etmeyin." dedi sessizce, sonrasında ses tonunu düzeltip devam etti. "İşi olduğunu söyledi."

Kafamı sallayıp Eunji'ye minnetle gülümsedikten sonra dakikalardır bekletmek için uğraştığım asansöre binip odamın olduğu kata çıktım hızla.

Asansörün kapısı açılır açılmaz kendi odama koşturdum ve hışımla kapıyı açtım. Yoongi masamın karşısındaki karşılıklı duran tek kişilik deri koltukların birinde uyukluyordu.

Ne yapacağımı bilmez vaziyette etrafa bakındım. Sabah sabah buraya gelip Yoongi'yi sızmış bir şekilde bulmak kesinlikle planlarım arasında yoktu.

Nasıl uyandıracağımı düşünürken bana tam o anda yardıma gelen şey, odanın içinde yankılanan zil sesimdi. İrkilerek telefonun ekranına baktığımda Diana'nın ismini gördüm, açacaktım ki kıpırdanan Yoongi bana engel olmuştu. Diana'ya geri dönmeyi kafamın bir köşesine yazıp aramayı reddettikten sonra Yoongi'nin yanına ulaştım hızlıca. Tepesinde dikiliyorken ona doğru eğildim biraz.

"Oppa..." diye mırıldandım. Uyanması bir hayli zor olan Yoongi'ye sesimin ulaşmadığından yüzde yüz emindim.

Tanrım! Çok saçma bir durumun ortasındaydım. Yoongi'nin benim odamda ne işi vardı Tanrı aşkına?

"Oppa!" dediğimde sesim biraz daha yükselmişti ancak hala uyanık değildi. Elimi koluna koyup hafifçe dürtükleyip tekrar seslendim.

"Yoongi... Oppa!" dediğimde son seferde sesim çok yüksek çıkmış olacaktı ki irkilerek kalkmıştı. Sonunda...

Love Affair: Upside Down Where stories live. Discover now