33.

1.2K 86 24
                                    

Keyifli okumalar!

Ha Neul ⭐️

''Jimin hızlı sür şu arabayı!''

Panik içinde durmadan yerimde kıpırdanırken gözlerimden akan yaşlara aldırmadan etrafa bakıyordum. Jimin 180 ile sürmesine rağmen yavaş gidiyormuşuz gibi geliyordu. Sanki hastaneye ulaşmam saatler sürecekmiş gibi hissediyordu.

''Ha Neul, sakin olur musun? Hastaneye yetiştirmişler. Bir şey olmayacak onlara.''

Birbirimizle resmen bağırarak konuşuyorduk. O kadar panik havası vardı ki birbirimizin kafasına sokmak istercesine yüksek sesle konuşuyorduk.

Taehyung saatler önce beni aramış ve adresini söylediği yere polis göndermemi istemişti. Ben ne olduğunu soramadan telefonu kapatmıştı ve söylediğini yapmaktan başka çarem kalmamıştı. Polislere adresi vermiştim ve beklemeye başlamıştım. Gerçekten.... Nasıl korktuğumu anlatacak kelimelere sahip değildim. Gerginlikten koca bankayı yaklaşık 20 kez dolaşmıştım. Taehyung'tan haber gelmeyeceğini anlayınca polis memurlarından birini aradım ve bilgi istedim.

Söyledikleri ise....

Tanrım, duyduğum an algılamam o kadar uzun sürmüştü ki. Resmen şoka girmiştim. Ani şokumu takip eden ağlama krizleri eşlik etmişti bana. Anca kendime gelir gibi olduğumda Jimin'i aramıştım. Telefonda o kadar ağlamıştım ki, anlatamamıştım bile. Jimin ise telefonu anında kapatıp bankaya gelmişti. Artık bir şeyler yapmam gerektiğini fark ettiğimde Jimin'e duyduklarımı anlattım. Hiç beklemeden arabasına binmiş ve hastane yolunu tutmuştuk.

Nasıl bir manyak hamile bir kadını hiç düşünmeden vurabilirdi, aklım almıyordu. Şuan hastanede yatan nasıl benim en yakın arkadaşım olabilirdi, kesinlikle bunu da aklım almıyordu. Kalbim eziliyordu, arkadaşım çaresizce hastanede canıyla uğraşıyordu ve ben kendimi kesinlikle delirecek gibi hissediyordum. Hastaneye yalnızca doğum heyecanıyla gitmemiz gerekiyordu ama şimdi büyük bir korkuyla gidiyorduk. Diana'ya bir şey olursa.... İhtimal olması bile kanımı donduruyordu. Bir şey olmazdı, olmamalıydı. Olmaması gerekiyordu.

''Taehyung neredeymiş? Onunla konuştun mu?'' derken Jimin bile kekeliyordu. Saatlerdir sakin olmamı söyleyen Jimin bile kekeliyordu. Çok kötü bir durumun içindeydik.

''Baygınmış o da.'' dedim.

Dakikalar sonra hastaneye ulaştığımızda beklemeden arabadan indim ve direkt girişe doğru koştum. Girişteki sekreterlere Diana'nın ismini verdim. Ameliyathanede olduğunu söylediklerinde Jimin ile son hız ameliyathanenin olduğu kata çıkmıştık.

Koridorda sadece polisler vardı. Jimin polislere bir takım şeyler sorduktan sonra yanıma ulaştı.

''Taehyung uyanmış mı bakalım. Gel hadi.''

Ameliyathanenin biraz ilerisindeki odalarda yattığından odasını çabucak bulup içeri girdik.

Uyuyan bir Taehyung bekliyordum fakat yatağında sırtüstü yatarken gözlerini sımsıkı kapatmış, sessiz sessiz ağlıyordu.

Görüntüsü tekrar gözlerime yaşlar hücum etmesine sebep olurken konuşamayacağımı anlayan Jimin başlamıştı konuşmaya.

''Taehyung-ah...''

Taehyung odaya birilerinin girdiğini fark etmediğinden hızlıca gözlerini açıp bize bakmıştı. Bizi görür görmez yatakta dikleştiğinde gözlerinden hala yaşlar akarken bu sefer hıçkırıklarını bırakmıştı sessiz odaya.

''Diana... Koruyamadım onları. Her şey gözümün önünde oldu.''

İç çekişlerinin arasında zorlukla konuştuğunda yanına doğru koşup Taehyung'a sarıldım. Ayak seslerinden duyduğum kadarıyla Jimin de yatağın hemen yanına gelmişti.

Love Affair: Upside Down Where stories live. Discover now