25.

1.3K 113 47
                                    

Keyifli okumalar!


Ha Neul ⭐️

Sehpanın üstündeki çikolatalı kekten elime alıp diğeriyle kumandayı tutarken kaşlarımı çattım. Jungkook sabah kısa bir işi olduğunu söyleyip çıkmıştı ama uzun bir süre olmuştu. Merak etmeye başlıyordum.

Sonunda aramız gerçekten iyi gibiydi. Hala eskisi değildik ama yavaş yavaş düzeliyorduk. Bazen yüzündeki tebessümle suratıma dalıyordu ve öylece beni izliyordu. Bu bile eskisi gibi olacağımıza dair bana bir umut ışığıydı.

Televizyon kanallarını sırasıyla geçerken kapının çalmasıyla elimdeki kumandayı hızlıca bıraktım ve koşar adımlarla kapıya doğru ilerledim. Sonunda içim rahatlamış bir şekilde, yüzümdeki büyük gülümsemeyle kapıyı açtığımda beklediğim kişiyi göremememin verdiği bozulma eşliğinde omuzlarım düşmüştü.

''Namjoon?''

Yüzünde anlamadığım bir ifadeyle bana bakarken neden buraya gelmiş olduğunu sorguluyordum. Cidden buraya neden gelmişti ki? Çok anlamsızdı.

''Neden geldiğini sorsam kabalık mı etmiş olurum?'' dedim yüzümdeki hafif gülümsemeyle.

''İçeri girebilir miyim, Ha Neul?'' derken sabırsız görünüyordu. ''Sana göstermek istediğim bir şey var.''

Aceleciliği karşısında bir hayli şaşırırken cevap vermeyi unuttuğum aklıma gelince kafamı salladım hızla ve yana doğru çekildim içeri geçsin diye.

O salona ilerlerken peşinden kapıyı kapatıp salona girmiştim ben de. Az önce oturduğum uzun koltuğa oturduğunda televizyonu kapatıp tepesinde dikildim.

''Ne içmek istersin?'' diye sorduğumda telefonundan gözlerini çekip kafasını sağa sola salladı hızla. Elleri titriyordu ve fotoğrafları büyük bir hızla geçiyordu.

''Bir şey istemiyorum. Gel otur lütfen.'' dediğinde sabırsızlığı beni o kadar meraklandırmıştı ki yanına oturmuştum hemen.

''Sana bunu göstermek zorunda kalmak istemezdim...'' derken dikkatle bana bakıyordu. ''Özür dilerim, Ha Neul ama bunu bilmen gerekiyordu.''

''Neyi, Namjoon?'' dediğimde gülümsemeye çalışıyordum hala. Beni korkutuyordu.

Ekranının parlaklığını açıp videoyu da açtıktan sonra elime tutuşturdu. Garip bir ifadeyle ona baktıktan sonra gözlerimi ekrana indirdim ve videoyu pür dikkat izlemeye başladım.

İlk başta fark ettiğim şey ile kalp atışlarım hızlanırken emin olmak adına ekranı kaldırdım. Videonun başında arkası dönükken bile tanıdığım eşim Jeon Jungkook ve tek beden gibi gözüktüğü bir kadın.....?

Başıma ağrılar girmeye başlamıştı, gördüklerimi algılamakta büyük bir zorluk çekiyordum ve ellerim büyük bir zangırtıyla titrerken daha başını izlediğim videoyu izlemeye çalışıyordum.

Gözlerim bir anlığına Namjoon'un suratına çıktığında bana çekingen bir şekilde bakıyordu.

Tanımadığım kadını kucağına yerleştiren Jungkook, onu öpüyordu ve o kadının onu öpmesine izin veriyordu. Görüntüleri algılamak yeterince zorken birbirleri ile yaptıkları kirli konuşmaları, öpüşmelerinin arasındaki flörtöz bakışları kalbimi resmen eziyordu.

Videonun sonuna kadar birbirleriyle olan samimiyetleri içeri giren Taehyung sayesinde sona eriyordu ve video burada bitiyordu.

Taehyung buna şahit mi olmuştu?

Göğsüm sıkışıyordu ve ben nefes almakta zorlandığımı hissediyordum. İçim çıkana dek ağlamak istiyordum, saatlerce ağlamak istiyordum. Bana bunu nasıl yapardı? İnanmak istemiyordum. Videodakinin Jungkook olduğuna, kavga ettiğimiz gecede soluğu başka bir kadının kollarında aldığına inanmak istemiyordum.

Love Affair: Upside Down Where stories live. Discover now