15. Bölüm: "İlk."

14.3K 1.1K 419
                                    

Multimedya;

Nilipek. - Gözleri Aşka Gülen

*Yüreğime sığan koskoca adam sayesinde öğrendim ben sevmeyi

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

*
Yüreğime sığan koskoca adam sayesinde öğrendim ben sevmeyi. Minicik bedenimle koskoca sevdayı sırtlandım. Elbette kolay olmadı, olmayacak. Ama değecek. Nasıl zorluk yaşarsam yaşayayım, sonunda o var diye değecek her şey. Buna inanıyorum. İnanmasam bu sevdayla başa çıkamam ki zaten. Sonunda o olmadığına kendimi inandırırsam hiçbir şeyi başaramam. Bırak onun sevdasını sırtlanmayı, kendimi taşıyamam ben.

Umut yoksa ben de yoktum. Hep düşündüm şimdiye kadar; umut etsem mi etmesem mi diye. Anladım ki etmem gerekiyormuş. Umut olmazsa olmazmış.

Kaç saat sonra uyuyabilmiştim acaba? Aren de ben de uzun bir süre uyuyamamıştık. Birbirimizin gözlerine bakmıştık dakikalarca. Onunla aynı yataktaydım, göz gözeydim. Bunlar benim için öyle büyük şeylerdi ki. Sırf gözlerini gözlerimden çekmiyor diye oturup saatlerce ağlayabilirdim. Bu bile böyle mutlu ediyorsa, sarılmak nasıl mutlu ederdi acaba? Yatağından burnuma dolan kokusu böyle heyecanlandırıyorsa, ona sarılıp kokusunu solusam ne olurdu? Bu kez gerçekten kalbim dayanmazdı bence.

Gözlerimi usulca açtım. Bu yeni evimde ilk uyanışımdı. Evli olarak ilk uyanışım...

Yatmadan önce son gördüğüm şeyler onun gözleriydi. Uyanır uyanmaz da ilk gördüğüm gözler onun gözleri olsun isterdim. İsteğim tam şu an yerine gelmişti. Aren ayaktaydı, üzerime eğilmişti. Açılan gözlerimi görünce telaşla yerinde doğruldu. Kalbim mesaisine başlamış hızlı hızlı atmaya başlamıştı. Aren bana neden o kadar yakınlaşmıştı?

"Aren." diye mırıldandığımda gülümser gibi oldu. Neden tam olarak gülümsüyordu sanki!? "Üzerini örtüyordum. Uyu sen biraz daha." dediğinde onu inceledim. Krem rengi bir kazak giymişti. Çok yakışmıştı. "Okula mı gidiyorsun?" diye sordum hâlâ uykudan uyanmamış gibi çıkan sesimle. "Evet, okula gidiyorum. Uykun var daha, hadi uyu sen." deyip biraz geri çekildi. "Ben okula gitmeyecek miyim?" derken yavaşça yerimden kalktım. Ayaklarımı soğuk parkeyle buluşturunca ürperdim. Gözlerimi gözlerinden çekmiyordum. O bazen çekse de genel olarak o da çekmiyordu.

"Sen bugün evde kalsan daha iyi olur. Ailen ilk olarak çalıştığın yere gelecektir."

"Sen de gitmesen." dedim korkuyla. Ya onunla olduğumu öğrenirlerse? Korktuğumu gören Aren yanıma oturdu. "Korkma desem de korkuyorsun." derken bundan memnun olmadığını surat ifadesiyle belli etmişti. "Sana bir şey olmasından çok korkuyorum. Benim yüzümden sana zarar gelirse kendimi affedemem." Açık açık konuşuyordum. Saklanacak bir şey yoktu. Onu sevdiğimi bile söyleyebilirdim. Neden saklamam gereksindi? Hem artık evlenmiştik. Gerçek bir evlilik değildi belki ama gerçeğe çevirmek de bizim elimizdeydi.

"Bana zarar falan gelmeyecek Ecren. Lütfen diyorum, lütfen korkma." Başımı iki yana salladım. "Elimde değil, çok korkuyorum." Ayağa kalktı. "Ne desem kâr etmiyor. Eve sapasağlam geldiğimde görürsün, ne diyeyim. Şimdi yat, uyu." diyerek odadan çıktı. Arkasından öylece baktım. Onu sinirlendiriyordum ama korkmak da elimde değildi ki.

AFİTAPWhere stories live. Discover now