18. Bölüm: "Gardenya."

13.4K 1K 499
                                    

Multimedya;

Kahraman Deniz - Böyle Sever

Kahraman Deniz - Böyle Sever

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

*

Gözlerimi kapatıp da kurduğum binlerce hayalim var benim. Her hayalim birbirinden farklı. Hepsinde bir öncekinden daha da mutluyum. Ve bu hayallerimin tek ortak noktası var. O da Aren; hayallerimin baş rolü.

Onunla evlendiğim andan beri hayallerim yavaş yavaş gerçek oluyor. Hayallerim gerçekleşiyor; ben can veriyorum. Ruhum bedenimden tam olarak ayrılmasa da ömrümden günler kaybettiğime eminim. Kalbim fazla mesai yapıyor. Bu da onu ömrünün sonuna yaklaştırıyor.

Aren yanağımdaki ellerini benden uzaklaştırdı. Bana söylediği cümleden sonra ikimiz de konuşamamıştık. Gözlerimizi birbirimizden kaçırmış, titrek nefesler almıştık.

Beni güzel buluyordu. Allah'ım beni güzel buluyordu! Aren geriye bir adım attığında başımı sağ tarafa çevirdim. Büşra ile Emine'nin gözleriyle karşılaştım. Sırıtarak bize bakıyorlardı. Utanmam gerekirdi belki ama ben utanmadım. Mutlulukla gülümsedim. Bana güzel olduğumu söylemişti. Bu cümleyi şimdiye kadar çok kişiden duymuştum ama bir kez olsun böyle çok sevinmemiştim.

Kızların yanına adımladım. Alık alık kızlara bakıyordum. Sanki şok içerisindeymiş gibiydim. "Hülyalı hülyalı bakıyorsun." derken Emine güldü. Büşra da gülerek ona ortak oldu. Ellerimle yanaklarıma dokunacaktım ki son anda vazgeçtim. Parmak izlerini silmek istemezdim. "Bana..." deyip derin bir soluk aldım. "Çok güzelsin dedi." Emine kocaman gülümserken Büşra anlamamış gibi baktı. "Bunda bu kadar şaşıracak ne var ki? İlk kez mi dedi?" Doğru ya. Onun bildiği Ecren ve Aren birbirine aşıktı. "Ne zaman derse desin çok heyecanlanıyorum." Anlamamasını umarak başımı geriye çevirdim.

Aren de benden farksızdı. Enes'le bir şeyler konuşuyorlardı. Daha doğrusu Enes konuşuyor, o da sessizce dinliyordu. Şaşkın olduğu belliydi. Böyle bir şey demeyi o da beklemiyordu demek ki. Başını benden tarafa çevirince göz göze geldik. Bir saniye geçmeden gözlerimizi kaçırdık. Neydi bu? Birbirimizden mi utanıyorduk? Elbette utanıyorduk.

Büşra'yı Erva çağırınca oraya gitti. Emine ellerimi tutarak güldü. "Allah'ım öyle güzelsiniz ki!" diye adeta bağırdı. Telaşla Aren'e döndüm. Duymamıştı. "Biraz sessiz ol lütfen." Emine güldü. "Birbirinden utanan liseli aşıklar gibisiniz." Bence de şu an öyleydik. Keşke o bana aşık olsaydı da liseli aşıklar gibi olmaya bile razıydım. "Ağzından kaçırdı bence. Hem bir insanı güzel bulmak için aşık olmaya gerek yok ki." dediğimde Emine sesli bir nefes verdi. "Sen zeki kızsın aslında ama sevdiceğinle ilgili şeyler olunca aptallaşıyorsun. Adam sana nasıl bakıyor görmüyor musun Ecren?"

Düşünceli bir şekilde Aren'e tekrar baktım. Ben o bana bakarken heyecandan nasıl baktığını fark edemiyordum ki. "Yanaklarını okşadı daha yeni senin. Elleri titriyordu Ecren, onu da mı hissetmedin?" Kalp atışlarım hızlanırken yutkundum. "Hissettim." diye mırıldandım. Elbette hissetmiştim. Benim gibi o da titriyordu.

AFİTAPWhere stories live. Discover now