20. Bölüm: "Zarar."

13.7K 1K 373
                                    

Multimedya;

Toygar Işıklı - Bırak Sende Kaybolayım

Toygar Işıklı - Bırak Sende Kaybolayım

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

*
Bu aralar daha da farklıyım. Bir şeylerin farkına varıyorum ama yanlış düşünüyorum korkusuyla kaçıyorum. Aren'den köşe bucak kaçıyorum. Bu yaptığım aptallık evet ama ben çok korkuyorum. Kimse bu korkumu anlamıyor, anlayamazlar da. Ben yanlış şeyler düşünerek onun benden daha da uzaklaşmasından ölesiye korkuyorum.

Bana olan ilgisini elbet fark ediyorum ama diyorum ya; korkuyorum. Ya bana ilgisi yoksa? Ya ben öyle görmek istediğim için öyle görüyorsam?

Bana ona ne yaptığımı sormuştu. Ne yapabilirdim ki ben ona? Sadece sevebilirdim. O gün tek kelime daha etmemiş, uyumuştuk. İkimizde olanları anlayamıyor gibiydik. O gün üzerinden 3 gün geçmişti. Diğer günlerimizdeki gibi hiç uzun uzun konuşmamıştık. Aynı odada bile bulunmuyorduk. Daha doğrusu ben bulunmuyor, kaçıyordum. Ondan önce odaya giriyor ve uyuyor gibi yapıyordum. Sabahları da o beni uyandırmadan işe gidiyordu. Suratı asıktı, farkındaydım. Bu beni üzse de yapabilecek bir şey olmadığını söyleyip susuyordum.

Az sonra işten gelecekti. Evde kimse yoktu. Aren'in anneannesine gitmişlerdi. 10 dakika önce falan çıkmışlardı evden. Aren az sonra gelecek diye bırakmışlardı beni evde. Aksi halde asla evde tek bırakmazlardı. Hâlâ babamlardan korkuyorlardı. Korkmak demeyelim de bana bir şey yapacaklarından korkuyorlardı daha çok.

Zil sesini duymamla oturduğum yerden hızla kalktım. Kapıya gelince kapı kolunu sımsıkı tuttum. Zil tekrar çaldı. Günler sonra ilk kez ben açıyordum kapıyı. Gözleriyle gözlerim buluşacaktı az sonra. Nefesimi titrekçe vererek kapıyı araladım. Yere bakan bakışlarını kaldırarak gözlerime baktı. İçimde yine bir yangın başladı. Dışarı çıkıp karların üzerine yatsam geçer miydi?

"Hoş geldin." dediğimde Aren cevap dahi vermedi. Ondan uzak durmaya çalıştığımın farkına varmıştı değil mi? O yüzden o da bana böyle davranıyordu. Ayakkabılarını çıkarıp içeri adımladığında kapıyı örttüm. Üzerindeki montu çıkardı. Almak için elimi uzattığımda uzanarak montunu astı. Elim havada kalmıştı. Gözlerimin dolmasını engellemeye çalıştım.

"Annemler gitti mi?" diye sordu. O önde ben arkada yürüyordum. Üç gün önce olsa yan yana birbirimize bakarak yürürdük. Aramıza çok saçma bir mesafe koymuştum. Her şey bu olur olmadık şeylerden korkmamdan kaynaklanıyordu. Daha da bozulan moralimle birlikte Aren'in ardından salona girdim. Koltuklardan birisine kendini atmıştı. Kafasını arkaya yaslamış, gözlerini kapatmıştı. Gözlerimi kırpmadan onu izledim. Ta ki o gözlerini açana kadar.

"Otursana." dedi. Aren, ben senin bu ses tonunu sevmiyorum ki. Her zerreni seviyorum ama bu ses tonunu bana karşı kullanmanı ve bu bakışlarını sevmiyorum. Çaprazındaki koltuğa oturdum. Öne doğru eğildi. Ellerini saçlarına geçerek ayaklarına bakmaya başladı.

AFİTAPWhere stories live. Discover now