《16》

8.7K 487 26
                                    

Pahalı arabamdan şoförün kapımı açmasıyla indiğimde güneş olmasa bile taktığım güneş gözlüklerimi çıkardım ve kahverengi saçlarımı savurup elimle düzelttim. Bir yandan da siyah topuklu botlarımın üzerinde kendimden emin adımlar atıyordum.

Bahçedeki herkes bana bakarken soğuk bir şekilde sırıttım. Bu topluluğun hepsi, benden korkuyordu. Korkmakta da haklılardı. Sonuçta karşılarında damarlarında kan dolaşmasından başka insanlarla ortak bir özelliği bulunmayan, duygusuz, zengin bir kız vardı.

Onların sandığı böyleydi.

Büyük bir bahçenin uzak bir köşesindeki bankta oturan Aras'la göz göze geldiğimizde nefret dolu gözlerini görmem içimde fırtınalar kopmasına sebep olsa da dışımda değişen tek şey sırıtışımdı. Biraz daha büyümüştü, o kadar.

İnsanların benden nefret etmesinden, insanları kırmaktan veya ağlatmaktan, onların duygularıyla oynamaktan nefret ediyordum ama anneme kavuşabilmek için bunların hepsini yapmam gerekiyordu.

Okula girer girmez yüzüm asılırken derin bir nefes aldım. Dünya, adaletsiz bir yerdi.

Dersimiz beden eğitimi olduğu için direkt spor salonuna indiğimde salona girmemle bir sessizlik oluşmuştu. Herkes susmuş, bana bakıyordu. Koca spor salonundaki tek ses topuklularımdan çıkan tıkırtıydı.

"Ne bakıyorsunuz? Önünüze dönün."

Yüzümde mimik oynatmadan konuştuğumda herkes ben gelmeden önce ne yapıyorsa onu yapmaya devam etti ama rahat olamadıklarını, gözlerinin benim üzerimde olduğunu biliyordum.

Siyah sırt çantamı yere bıraktıktan sonra deri ceketimi çıkarttım. Siyah atletim gözler önüne serilirken eğilip çantamdan spor ayakkabılarımı çıkardım. Topuklu botlarımı çıkarıp spor ayakkabılarımı giydikten sonra bileğimdeki siyah tokayla kahverengi saçlarımı atkuyruğu yaptım.

Ayağa kalktığımda çevreme bir bakış attım. Sınıfın beden eğitimi öğretmeninin önünde dizildiğini görünce bunu nasıl duymadığıma şaşırsam da belli etmemek için en iyi silahımı kullanıp gülerek gözlerimi devirdim.

Asi bir tavırla diğer kızlardan daha uzun olduğum için sıranın sonuna geçtiğimde okulun belki de en yapılı öğretmeninin kahverengi gözleri beni buldu. Gözlerindeki siniri fark ettiğimde olayı kavramama zaman kalmadan "Mevsim." dediğinde kaşlarımı kaldırmak dışında bir tepki vermedim. Herkes bana dönerken Aras soğuk bir şekilde sırıttı.

Bu tehlikeli sırıtış üzerine kahverengi gözlerim kısıldı. Kirpiklerim görüş alanımı hafifçe kaparken Aras'ın yakışıklı olduğunu inkar edemeyeceğim yüzünde gezindi gözlerim.

Hamlemi beklemeden bir hamle daha yapmış, aramızda sözsüz bir şekilde oluşan ama körü körüne uyduğumuz kuralların dışına çıkmıştı.

Sinirlenmek yerine dişlerimi göstere göstere sırıttım çünkü Aras da benim gibi intikam ateşiyle dolmuştu. Bana bunları yapabilecek biri değildi ama hem benden nefret ettiği için hem de kız kardeşine bulaştığımı düşündüğü için sert hamleler yapmaktan çekinmiyordu.

"Spor kulübü başkanlığını kullanarak birilerini tehdit ettiğin doğru mu?"

Sırıtıp dudaklarımı yaladım ve uzun kollarımı kavuşturdum. Oldukça rahat bir tavırla "Doğru." dediğimde beden eğitimi öğretmeninin boynundaki damar belirginleşti. Onu sinirlendirmek daha çok sırıtmama yol açtı.

"Hemen, müdürün odasına!"

Öğretmen kıpkırmızı olmuş bir şekilde bağırdığında gülüp başımı iki yana salladım ve Aras'ın olduğu tarafa doğru ilerledim. Yanından geçerken Aras'a göz kırptım.

Onu anneme kavuşabilmek için kullandığımın farkında değildi. Farkında olmasına da gerek yoktu. Anneme kavuştuğu zaman hiçbir şeyin önemi kalmayacaktı.

Az kalmıştı.

İyi Kötü | TextingWhere stories live. Discover now