Özel Bölüm

8.7K 450 42
                                    

"Baba, siz annemle nasıl tanıştınız? On yedi yaşına geldik ama ne zaman bunu sorsak bizi geçiştiriyorsunuz."

Açelya benden umut alamamış olmalı ki Aras'a dönüp tanışma hikayemizi sorduğunda Ömer ve Yusuf da Aras'a dönmüş, üçüzlerinin sorduğu sorunun cevabını beklemeye başlamışlardı.

Aras bana ne yapacağını sorarcasına baktığında dudaklarımı yalayıp sandalyemde dikleştim ve yeni aldığımız yazlık evin deniz manzarasında gözlerimi gezdirdikten sonra aileme döndüm.

Ailem... Yirmi dört sene boyunca bu kelimeye çok alışmıştım. İlk başta Aras'ın ailesi bana aile olmuştu, sonra da Aras. Tabii ondan sonra da aramıza üçüzler eklenmişti.

Açelya, Ömer ve Yusuf.

"Bence artık onlara anlatmalıyız, Aras."

Aras'ın kahverengi gözleri irileştiğinde verdiğim kararı bir kez daha sorguladım ama bu sorgulayış kararımı daha da kuvvetlendirmekten başka bir işe yaramamıştı. Sonuçta, on yedi yaşında olmuşlardı ve anne babalarının nasıl tanıştığını bilmeye hakları vardı.

"Emin misin, Mevsim? Bizim tanışma hikayemiz pek... İyi değildi."

"Ne demek iyi değildi?"

Ömer tek kaşını kaldırıp her dediğimiz cümleyi sorgulamaya başlayacağını belirttiğinde Yusuf ve Açelya da onun bu davranışına memnun olmuşlardı çünkü Ömer'in önünde sonunda bizi ikna edeceğini biliyorlardı.

"Anlatalım bence, Aras."

Aras söylediğim şeye karşı arkasına yaslandı ve bana bir şey söylemeden çocuklara döndü.

"Ben annenize aşkımı itiraf etmiştim, o da beni rezil etmişti. O zamanlar pek yakışıklı değildim. Sonra ben kilo verip okula geri döndüm. Annenizle uğraşmaya başladım. Mevsim de o sıralar zaten... Neyse. Öğretmenlere karşı geliyordu, insanları rezil ediyordu filan."

Çocuklar Aras'a ağızları beş karış açılmış şekilde bakarlarken ben onların bu tepkisine gülmemek için dudaklarımı ısırıyordum.

"Sonra biz bir oyuna başladık. Hamle falan yapıp birbirimizi sinir ediyorduk. Sonra öğrendim ki Mevsim aslında okuldan atılabilmek için yapıyormuş bunları çünkü babası... eğer okuldan atılırsa vekaletini annesine vereceğini söylemiş."

Derin bir nefes verdi. "İşte böyle." diyerek sözlerini tamamladığında ilk tepkiyi veren Açelya oldu.

"Yok artık! Siz... Neymişsiniz ya böyle?"

Omuz silkip "Bunu siz istediniz." dediğimde Yusuf bir bana bir Aras'a bakıp ciddi olup olmadığımızı anlamaya çalışıyordu. Ömer ise olanları en çabuk kabullenen kişi olarak bir tepki vermedi.

Onun bu donuk haline alıştığımız için biz de tepki vermedik.

Tabii, Yusuf ve Açelya tanışma hikayemizi Ömer kadar kolay kabullenmemiş ve akşama kadar beş yaşlarındaki halleri gibi soru sormaya devam etmişlerdi.

İyi Kötü | TextingWhere stories live. Discover now