LAPTÜ × 9

12.6K 701 628
                                    


Medya: POZAN KILINÇ

İnstagram hesabımıza bekliyoruz

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


İnstagram hesabımıza bekliyoruz. Laptuwattpad kullanıcı adımız. ♥
Oy ve Yorum butonunu parçalayın! ❣


BÖLÜM 9: "KAPLAN"

İYİ OKUMALAR🎮💻

"Na...nasıl?" Pozan yanımdan geçip kaybolan yazıya doğru ilerledi. Dengemi kaybetmiştim sanki. Ölmeyi düşünmüştüm, kaybolabileceğimizi düşünmüştüm... ama asla görevi tamamlayamacağımız aklımın ucundan geçmemişti. Bu durum gözümde ihtimal dahili bile değildi.

"Ne olacak şimdi?" Ülker'in titrek sesi ağlamamak için kendini tuttuğunu ele veriyordu. Saatlerdir bedenimizi saran korku sanki saniyeler içerisinde yok olmuş yerini koca bir belirsizliğe bırakmıştı.

"Biriniz bir şey desin! Ne olacak şimdi? Cezayı geçtim evimize nasıl geri döneceğiz? Ne yapacağız?" Ülker'in kesik kesik nefesinden zorla dökülen kelimeler benim aklımdan geçenleri tercüme ediyordu sanki.

"Bilmiyorum! Allah kahretsin bilmiyorum!" Duvara geçirilen elle saniyelerdir gözlerimi kitlediğim yerden Tunç'a çevirdim. Yumruk yapıp duvara geçirdiği eline kafasını dayamış, sırtı bize dönük bir şekilde duruyordu.

Bedenimi zar zor taşıyan ayaklarımı Tunç'a yönlendirdim. Ülker'in yanından ilerlerken dizlerinin üzerine çökmüş Pozan'ın önünden geçtim. Bedeni bana doğru dönük olan Aras'ın yanında durduğumda gözlerimin içerisine baktı. Öylece, boş bir şekilde baktı. Bir şeyler söylemek isteyip susmayı tercih edip sadece baktı. Düşük omuzlarımı dikleştirip sol tarafından geçerek yere çökmüş, sırtını duvara yaslamış Tunç'un önünde ayaklarım durdu. Sağ tarafına geçip yanına eğildim ve bende onun gibi sırtımı duvara yasladım. Ayaklarımı bağdaş kurdum. Dizlerinin üzerine koyduğu kafasını hiçbir şekilde kaldırmıyordu. Sanırım fazla yıpranmıştı. Doğaldı anlayabiliyordum. Ama hepimiz yıkılamazdık aramızda birilerinin bizi canlandırması gerekiyordu. Ve o görevin kendime düştüğünü hissediyordum.

Gözlerim kızarmış eline kaydı. Sinirini mağaranın duvarlarından çıkardığı yetmemişti sanki. Sol gözümden akan yaşı sildim ve bedenimi Tunç'a doğru çevirdim. Avuçlarımın içerisine kızarmış elini aldım. Ve yavaşça okşamaya başladım.

Kafasını beş santim kadar kaldırdı. Kızarmış gözleriyle mavi gözleri daha çok belirginleşmişti. Gözleri önce elimdeki eline sonra yüzüme değdi.

"Normal." Diyebildim çaresizce. Kuruyan boğazım acımıştı. Yutkunmaya çalıştığımda başaramayıp ona destek olmaya devam ettim.

L A P T Ü Where stories live. Discover now