7. Bölüm

140 13 5
                                    

Gözlerimi iğrenç hastane odasında açmıştım. Başım dayanılmaz bir şekilde ağrıyor ve vücudumda korkunç bir ağırlık vardı. Gözlerim açılmak istemiyordu. Ama çoktan uyanmıştım işte.

İlk dikkatimi çeken şey rahatsız olduğu belli olan koltukta uyuyan büyük annem oldu. Dernekte giydiği elbise hala üzerinde ve kırışmıştı. Gözlerinin altı şişmiş ve morararmıştı. Bahse varım kendini suçlamıştı her şey için.

Olanlar bir bir zihnime akın edince inledim. Daniel'in bana yaptıkları, kaçışım, bayılışım, büyük annemin acı çığlıkları... Ah! Artık emindim. Vampir diye bir şey vardı ve bu beni deli gibi korkutuyordu. Ürperdim. Daniel'in peşimi bırakmasını umdum. Bırakmayacağını biliyordum. Yüzündeki o iğrenç ifadeyi asla unutmayacaktım. 

Daha önemlisi Zayn'in de bir vampir olduğunu kesinlikle anlamıştım. O güne kadar kendimi onun bir şakası olarak kandırıyordum ama artık öyle bir seçeneğimde yoktu. Kalbimin atış hızı arttı. 

Gözlerimi sıkıca yumdum. Bunun kötü bir rüya olmasını diledim. Sadece bir rüya. Bunlar kitaplarda veya filmlerde olurdu. Gerçek hayatta vampir diye bir şey yoktu. Olamazdı! Bu korkunç!

İstemeyerekte olsa bu olaya bulaşmıştım. Eminim ki bir insanın vampirlerden haberi olduğu çabuk yayılır ve beni ortadan kaldırırlardı. Ayvayı yemiştim. Eski hayatım toz olmuştu.

Büyük annemin kıpırdanmasıyla dikkatimi ona verdim. Biraz daha bu konu hakkında düşünürsem kendimi tutamayıp ağlamaya başlayacaktım.

Çok geçmeden büyük annem gözlerini açtı. Gözlerinin akı kıpkırmızı olmuş ve kirpikleri ıslaktı. Bir süre öylece durdu ve bakışları bir anda beni buldu. ''Uyandın!''

Hızla ayağa kalkıp yanıma gelince gülümsemeye çalıştım. Ama sadece çalıştım. ''Uyandın Mabelle. Yüce İsa! Tanrı, dualarımı kabul etti.''

Kaşlarım çatıldı. ''Ne kadardır uyuyorum büyük anne?''

Büyük annemin yüzünden hüzün geçip gitti. ''İki gündür güzel torunum. Beni nasıl korkuttun bilemezsin. Eğer bir gün daha uyanmazsan annene haber verecektim.''

Annemin haberinin olmamasına sevinmiştim ki kapı açılıp içeriye telaşla annemin girdiğini görünce şaşkınlıkla gözlerimi kırpıştırdım. ''Anne?''

Hayal görüp görmediğimi test etmek istedim ama annem buradaydı. Büyük anneme bakınca benim kadar şaşkın olduğunu gördüm. ''Diana, senin ne işin var burada?''

Annemin telaşlı yüzü öfke ile kasılıp büyük anneme çevrildi. ''Nasıl haber vermezsin bana? Kızım, ağır bir ameliyat atlatıyor, ölümden dönüyor ve haberi olan en son kişi benim!''

Büyük annem suçlulukla başını eğince annemin ilgi odağı ben oldum. ''Mabelle, kızım. Nasılsın? Nasıl oldu bu olay?''

Bakışlarımı kaçırdım. ''İyiyim anne...'' Diğer sorusunu yanıtlayıp yanıtlamamak konusunda tereddüt yaşadım. Doğruyu söylersem büyük ihtimalle deli olduğumu falan sanacaktı ve beni psikoloğa gönderecekti. Babamın ölümünden sonra zaten gitmiştim ve iyi gelmiş miydi? Evet... Ama bir daha gitmek isteyeceğimi sanmıyordum.

Konuyu değiştirmek için ''Kevin nerede?'' diye sorudum. Ona baba demek istemiyordum. Açıkçası ona baba dememi annem zorluyordu. Bu yüzden kızmasını bekledim ama o kızmak yerine iç çekti. ''İşleri yüzünden gelemedi ama en kısa sürede ziyeretine gelecek.''

Kaşlarım çatıldı. ''İş mi?'' 

Annem bana bakıp daha sonra büyük annemin oturduğu koltuğa oturdu. ''Bir kaç gün önce bir işe girdi. Bir şirkettin güvenlik sektöründe.''

KAÇIŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin