10. Bölüm

113 7 2
                                    

Gözlerim açılırken ilk düşündüğüm çok sıcak olduğuydu. O kadar sıcaktı ki terlemiştim ve bu beni rahatsız ediyordu. 

Dün akşam olanlar beynimi sarınca gözlerimi sıkıca yumdum. Zayn, şey gerçekten beni etkiliyordu. Bu gerçek ama vampir meselesi de vardı. Lanet olsun ki Daniel'den korkuyordum. Ben korkusuz, harika kız değilim. Aksine korkağın tekiyimdir.

Düşüncelerimi atmak adına silkindim ve yattığım yataktan kalktım. Zayn bana misafir odalarından birini vermişti. Oysa ki ben kanepede yatmayı hazırdım.

Odadan çıktım ve merdivenlere yöneldim. Mutfağa girdiğim gibi olduğum  yerde durdum. Çünkü Zayn elinde bir bardak ile kan içiyordu. Anlatabildim mi? Zayn Malik mutfak tezgahına dayanmış kan içiyordu! Sanırım kusacağım!

Midemin çoktan bulandığını hissederken elimi ağzımla kapayınca Zayn'nin gözleri bana kaydı. Beni görünce gözleri şaşkınlıkla büyüdü ve elindeki bardağı hızla arkasına sakladı. ''Şey... Ben... Ben seni duymadım. Yani... Böyle görmeni istemezdim.''

Yutkundum ve gülümsemeye çalıştım ama bu beni daha çok acı çeken bir kuzu gibi görünmemi sağladığını düşünerek bundan vazgeçtim. ''Şey, önemli değil. Yani... Her neyse, benim gitmem gerek. Büyük annem merak etmiştir.''

Zayn hızla başını salladı. ''Seni geçireyim.''

Arkamı döndüm ve ilerlemeye başladım. Adım seslerinden peşimden geldiğini anlıyordum. Kapıyı açtığımda soğuk rüzgar ile titredim. Lanet olsun, üzerimde sadece kırmızı kısa elbisem vardı.

Kollarımı birbirine doladım ve ısınmaya çalıştım. Bu sırada üzerime bir şey uzatılınca şaşkınlıkla bakakaldım. Zayn bana bir deri mont giydirmişti!

Sam'in sesi kulaklarımda çınladı. ''SENİ ŞANSLI SÜRTÜK!''

Yüzümü buruşturmamak için kendimi kastım. ''Teşekkür ederim. En kısa zamanda sana geri getireceğim.''

Zayn de gülümseyince bir an kalbimde sıcaklık dalgası belirdi ve üşümem geçti. ''Önemli değil. Sen de kalsın.''

Başımı salladım ve ona bakmadan karların üzerinde yürümeye başladım. Karda çıkan sesi seviyordum. Soğuyu da seviyordum. Ne garip kızım.

Kendi kendime söylenirken çoktan evin kapısına varmıştım. Kapıyı çaldım ve bir dakika geçmeden yaşlı bir hizmetçi kapıyı bana açtı. Ona bakmadan içeriye girdim ve büyük anneme bakındım. Ama ortalıkta görünmüyordu.

Yanımda duran hizmetçiye döndüm. ''Büyük annem nerede?''

Hizmetçi başını eğdi. ''Arkadaşlarıyla birlikte dışarıya çıktılar efendim.  Bir dernek görüşmesi varmış.''

Başımı salladım. Odama çıkarken ''Kahvaltı getirin.'' diye seslendim.

Odama çıktığımda ilk işim üzerimdeki kırmızı elbiseden kurtulmak oldu. Kendimi banyoya attım.

Sıcak suda duş aldıktan sonra gevşediğimi hissettim. Bütün kaslarım açılmıştı ve şimdi daha iyiydim.

Beyaz bornozumu giyip banyodan çıktım. Odaya döndüğümde bir tepsinin yatağımın üzerinde olduğunu gördüm. Kahvaltımı getirmişlerdi. 

Saçlarımı kurularken siyah iç çamaşırlarımı çıkardım ve hızla üzerime geçirdim. Bornozu yatağımın üzerine attım.

Kot pantolon ve beyaz kazağımı da giydiğimde saçlarımı kurutmak için banyoya girdim ve saçlarımı kurutmaya başladım. Yarım saat uğraşmalarımdan sonra sonunda saçlarım tamamen kurumuştu.

KAÇIŞDonde viven las historias. Descúbrelo ahora