9. Bölüm

114 9 2
                                    

Herkesin 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nı en içten dileklerimle kutlarım :)

İyi okumalar...

Beyaz küpemin son tekini de taktıktan sonra son kez kendime göz attım. Saçlarımı maşayla dalgalı hale getirmiştim, dudağımda koyu kırmızı bir ruj vardı. Siyah rimelimle gözlerimi ön planda tutuyordum. Hazırdım.

Ayağa kalktım ve kısalmış dar kırmızı elbisemi çekiştirdim. Bu elbiseyi neredeyse bir yıl önce almıştım ama o zamanlar biraz kilom vardı ve elbisede çok belli oluyordu. Neyse ki son birkaç ayda biraz kilo vermiştim. 

Koyu yeşil, topuklu ayakkabılarımı da giyince hazır olduğumu iyice hissettim. Noel'in renklerine özel giyinmiştim. Ne de olsa yaklaşık dört saat sonra yeni yıla girecektik ve ben her ne kadar heyecanlamamaya çalışsam da nedensiz yere heyecanlıydım.

Odamdan çıktım ve merdivenlerden inmeye başladım. Her yerde insanlar vardı ve ilk defa sırf kokoşların ve yaşlı kitlesinin az olduğu büyük annemin bir partisiyle karşılaştım. Bu beni şaşırtmıştı. Hizmetçiler aceleyle misafirlere ikramda bulunurken onlara acıdığımı hissettim. Yıl başında çalışmak korkunç olmalıydı.

İç çekip salona girdiğimde büyük annemi aradı gözlerim. Onu yanan beyaz mumlarla süzlenmiş masanın hemen yanında gördüm. Yanında Georgia da vardı ve bu beni sevindirmişti.

Onların yanına doğru yürürken büyük annem beni fark etti ve önce beni süzdü. Bu beni rahatsız etse de belli etmemeye çalıştım. Ardından yaşlı ama bakımlı yüzünde bir gülümseme belirdi. Anlaşılan bugün de büyük annemin gözüne girmeyi başarmıştım.

Nihayet yanlarına vardığımda büyük annem gözlerindeki parıltıyla ''Ah, hayatım. Ben de nerede kaldın diye endişeleniyordum.'' dedi

Nazikçe gülümsemeye çalıştım. ''Buradayım işte büyük anne. Ah, Georgia nasılsın? Görüşmeyeli gençleşmişsin.''

Lanet olsun! Bunları dediğime inanamıyorum. O kadar yapmacık ki! Kendi durumuma ağlamak istedim ve yüzümü buruşturmamak için zor tuttum kendimi. Açıkçası Georgia'ya karşı kaba olmak istemiyordum. O bana karşı... Hmm... Hep nazikti.

Georgia'nın gülümsemesiyle bütün dikkatim dağıldı. ''Ne tatlı torunun var ama yaşlı olduğumu biliyorum. Kendini kasmana gerek yok. Ben buradaki diğer kadınlardan biraz farklıyım ama şikayet etmiyorum. Belki de zengin bir hayat sürmediğim içindir. Bilemiyorum.''

Bu sefer yüzümde gerçek bir gülümseme oluştu. ''Ah, beni çok büyük bir zahmetten kurtardın Georgia ama emin ol sen yaşlılar arasında en güzel ikinci kadınsın. İlki maalesef büyük annem.''

Bunu içtenlikle söylemiştim ve yüzüme kendimden emin olduğumu belirtecek bir gülümseme yerleştirmiştim. 

Büyük annemin kıkırdamasıyla ona dönüp güldüm. Tam bu sırada tüylerimi ürpertecek ve kalbimi korkuyla çarptıracak o sesi duydum. ''Merhaba güzel bayanlar.''

Titremeye başladım. Georgia kıkırdayarak arkasına döndü. ''Ben de seni arıyordum. Nerelerde kaldın Daniel? Yaşlı bir bayanı endişelendirmemelisin.''

Yutkundum ve arkama döndüm. Daniel beyaz bir gömlek ve kot pantolonla tam karşımdaydı ve yüzünde kendini beğenmiş bir gülümsemesi vardı.

Daniel'in gözleri direk olarak benimkilerdeydi ve yutkumamı engelliyorlardı. ''Merhaba Mabelle. Tekrar karşılaşmak çok güzel.''

Bakışlarımı kaçırmak ve mümkünse evdeni ondan kaçmak istedim. Georgia şaşkınca ikimize baktı bir müddet. ''Siz tanışıyor musunuz?''

KAÇIŞWhere stories live. Discover now