12. Bölüm

82 5 0
                                    

  İyi Okumalar...

Gözlerimi açtığımda güneş daha yeni doğuyordu. Dün akşam pek rahat uyuyamamıştım. Tanrı aşkına benim yerimde kim olsa rahatsız olurdu. Korkuyordum. Aileme zarar gelmesinden, olacaklardan çok korkuyordum ama hiçbir şey yapamıyordum. Lanet olsun!

Yattığım aşırı yumuşak yataktan kalktım. Gözlerim karardı. Bir an olsun bayılacağımı düşündüm ama bu çok kısa sürdü. Görüş açım tekrardan yerine gelince derin bir nefes aldım ve bana verilen odadan çıktım. 

Küçük bir evde ve ormanın içinde gizliydi. Tek katlıydı. Bence oldukça şirin ve hoştu. Eğer, şuan kaçmam gereken vampirler olmasaydı huzurlu bile olabilirdim.

Mutfağa girdiğimde ise buzdolabına doğru ilerledim. Açmam ile kapamam bir oldu. Tanrı'm, o da neydi öyle? Buzdolabının içi kan doluydu. Ne bekliyordum ki? Vampir dolu bir evdeyim.

İç çekerek mutfaktan çıktım. Sersemce etrafta dolaşıyordum ki salonda oturan Zayn'i gördüm. Yanına gidip gitmemek arasında kısa bir tereddüt yaşadım. Silkelendim ve içeriye doğru bir adım attım.

Zayn pencereden başını çevirdi ve bana baktı. Ona küçük bir gülümseme yollayınca gözlerindeki acıyı fark ettim. Gülümsemem anında silindi.

Yanına gittim ve ben de pencereden dışarıya bakmaya başladım. Bir süre sessizlik oldu. Gergindim. Neden gergin olduğumu bilmiyorum. Sanırım dünkü öpüşmemizden sonra gerilmiştim. Bundan sonra neler olacağını bilmiyordum. Acaba birlikte mi olacağız? Sonra onun ünlü bir yıldız olduğu aklıma geldi.

Yüzümü buruşturdum. O ünlü One Direction gurubunun üyesiydi. Biz olamazdık. Acıyla mızmızlanmamak için kendimi zor tuttum. 

Zayn'nin sesiyle dikkatimi ona yönelttim. ''Kafam çok karışık... Ben bunların olduğuna inanamıyorum. Birkaç ay önce en büyük sorunum paparazilerdi ama şimdi... Ah. Tanrı'm!''

Yüzünü sıvazlarken yan gözle onu izliyordum. ''Ailemin karşısına nasıl çıkıcağımı bilemiyorum. Ben... Lanet olsun! Ya hayranlarım, onlar ne olacak? Beni unuturlar mı? Gruptan çıkmam gerek. Bunu böyle devam ettiremem.''

Kaşlarım çatıldı. ''Saçmalıyorsun Zayn. Hayranların seni unutmayacak. Emin ol unutamazlar. Gruptan da çıkmayı düşünme. Ben... Ben kendi başımın çağresine bakarım.'

Gittikçe azalan sesim bunun tam tersine inandığımın kanıdıydı. Tanrı'm nasıl tek başıma yapabilirdim ki?

Zayn başını iki yana salladı. ''Sadece konu sen değilsin Mabelle. Çoçuklardan bunu daha ne kadar saklayabilirim ki? Gizlice kan içiyorum ve...''

Durdu. Birkaç saniye sustu. Yüzünde acı çektiğini belli eden bir ifade vardı. ''Geçen gün Niall'ın parmağı kesildi ve ben... Ben kendimi hiç bu kadar aciz hissetmemiştim. Yapamam...''

Ne diyeceğimi bilemiyordum. Bu yüzden sustum. Dudaklarımı yaladım. ''Onlara söyleyemez misin?''

Zayn alayla güldü. ''Sonra da benden korkarak kaçsınlar.''

Kaşlarım çatıldı. ''Ben kaçmadım. Üstelik ben seni tam tanımıyorum bile. Sizin kardeş gibi olduğunuzu duydum. Bence bir şansını denemelisin.''

Zayn bana döndü. Uzun bir süre bana baktı. En azından ben öyle sandım. Tam ağzını açmıştı ki ''Ben geldim.'' diye bir ses duyuldu.

Başımı arkaya eğip elinde poşetlerle kapının eşiğinde duran Brandon'ı gördüm. ''Ne aldın?''

Poşetlere bakarken sordum. Brandon güldü. ''Sana yiyecek bir şeyler aldım. Umarım beğenirsin.''

Gülümsedim. ''Tam zamanında, çok acıkmıştım.''

KAÇIŞWhere stories live. Discover now