𝘤𝘩𝘢𝘱𝘵𝘦𝘳 𝘵𝘸𝘰

4.1K 253 34
                                    

Sadece iki ve üçüncü bölüm kahraman bakış açısıyla yazdım. Diğer bölümler İlahi bakış açısıyla devam edecek.

GÖZLERİMİ açıyorum, her şey sanki birbirine girmiş.Etraf karanlık, hiçbir şey görememenin verdiği korkuyla hızla yerimden kalkıyorum. Bir şeyler devrilip parçalanıyor ve daha da panik oluyorum, biri kolumdan tutuyor ama karanlıktan dolayı kim olduğunu kestiremiyorum. Bana bağırıyor ama sadece boğuk sesini diğerlerinin üzerine ekleyebiliyor.

Kollarımı çekip refleks olarak kendimi geriye atıyorum. Biri beni tutuyor ve belimde bir soğukluk hissediyorum. Masanın üzerinde duran telefonun ışığına ilerleyip hızlıca onu elime alıyorum ve güç tuşuna basıp etrafı biraz olsun aydınlatmasını izliyorum.

Tanımadığım iki kişi var, ikisi de mavi gözlü. Birinin tek kolu metalden ve ikisinin de suratında endişe var.

Işık açılıyor ve oda tamamen aydınlanıp ikisinin de bütün vücut hatlarını ortaya çıkarıyor. Geri geri birkaç adım atıyorum ve Red Room'da olup olmadığıma bakıyorum, Ivan nerede? Cezam bitti mi?

Bana yaklaşmaya çalışıyorlar ama seslerini hala duymuyorum, birkaç saniye sonra tiz bir çınlamayla her şey netleşiyor. Sesleri duyuyorum.

"кто ты?"* bir elimi arkamdaki pencerenin pervazına dayıyorum ve diğerini de yaklaşmamaları için önümde tutuyorum.

İkisi de soruma cevap vermeyince daha yüksek sesle tekrar soruyorum ve metal kolu olan adam bana doğru birkaç adım daha atıyor. Ivan bunları öğrenirse başıma gelecekleri bildiğim için ani bir hareketle pencereye çıkıyorum, soğuk arkamdan esince korkuyorum ama ölmeyi Ivan'a tercih edeceğimi biliyorum.

"успокойся, Carmen."** Metal kolu olan adam bana doğru bir adım daha atıyor ve ben ne olduğunu anlayamadan belimden tutup içeri çekiyor. Ivan aklıma gelince ağladığımı hissediyorum, beni yatağa oturtup önümde eğiliyor ve ben sessizce ağlarken bir süre bekliyor.

Hıçkırıklarım dindiğinde elimi tutuyor ama hemen çekiyorum, Ivan beni bulacak. Bunu bilmenin verdiği sıkıntı göğsüme keskin bir bıçak gibi saplanıyor ve bir anlığına nefes alamıyorum. Natalia nerede?

Arkadaşımın ismi beynimde yankılanmaya başlayınca ölmesinden korkuyorum, yine ağlamaya başlıyorum, en yakın arkadaşımı kaybedemem.

Karşımdaki adam metal olmayan kolunu uzatarak yanaklarımı siliyor ama yapmam gerekenin farkına varınca göğsüne sert bir tekme atıyorum ve kimse ne olduğunu anlayamadan odanın kapısını açıp koşmaya başlıyorum.

Arkamdan gelen seslerini duyuyorum ama aldırmadan devam ediyorum.

Bir bedene çarptığımda dikkatimi ilk çeken şey kızıl saçlar oluyor, beni sıkıca tutup kendine çekiyor ve kulağıma fısıldıyor, "Я здесь, сестра."*** rahatlatıcı sesini duyar duymaz kollarımı beline sarıyorum ve titrek bir nefes alıyorum.

Bir süre öyle kalıyoruz ve ayrıldığımızda arkasındaki adamı görüyorum.

Gözleri hafifçe kızarmış, saçları dağılmış ve kahverengi, parlayan gözlerine endişe oturmuş. Bize doğru bir adım atıyor ve gözlerini gözlerime sabitliyor. Natalia'nın elini tutuyorum ve bir adım geri gidiyorum.

Natalia "Şimdi değil, Tony." diye onu uyardığında adam bir anlığına durup başıyla onaylıyor ve bana son bir kez baktıktan sonra arkasını dönüp gidiyor.


**: kimsiniz?

**: sakin ol, Carmen.

***: yanındayım, kız kardeşim.

WE HAD TIME-TONY STARK [TAMAMLANDI]Where stories live. Discover now